Pulmoner Emboli (Akciğer Embolisi) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Pulmoner emboli, halk arasında bilinen adıyla akciğere pıhtı atması, genellikle bacaklardaki derin toplardamarlarda oluşan bir kan pıhtısının yerinden koparak kan dolaşımıyla akciğer atardamarlarını tıkamasıdır. Bu acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir damar tıkanıklığıdır. “Emboli” terimi, kan dolaşımıyla seyahat eden ve bir damarı tıkayan bir maddeyi ifade eder; pulmoner embolide bu madde büyük çoğunlukla bir kan pıhtısıdır. Meydana gelen bu tıkanıklık, kalbin pompalama işlevini zorlaştırır ve vücudun yeterli oksijen almasını engelleyerek hayati fonksiyonları aniden tehlikeye atabilir.

https://dryavuzbesogul.com/wp-content/uploads/2024/05/emboli-tedavisi-2.webp

Pulmoner Emboli Riskini Artıran Durumlar Nelerdir?

Pulmoner emboli genellikle tesadüfen ortaya çıkmaz. Genellikle kanın akışında bir yavaşlama, kanın pıhtılaşma eğiliminde bir artış veya damar duvarında bir hasar olduğunda, pıhtı oluşumu için adeta bir “kusursuz fırtına” ortamı oluşur. Vücudunuzun bir pıhtı fabrikası gibi çalışmasına neden olabilecek bazı durumlar ve alışkanlıklar, pulmoner emboli riskini önemli ölçüde artırabilir. Bu risk faktörlerini bilmek, potansiyel bir tehlikeye karşı sizi daha uyanık ve hazırlıklı hale getirir.

Pıhtı oluşumuna zemin hazırlayan başlıca durumlar şunlardır:

  • Uzun süreli hareketsizlik
  • Büyük ameliyatlar (özellikle kalça ve diz protezi)
  • Kanser hastalığı ve tedavileri
  • Gebelik ve doğum sonrası ilk altı hafta
  • Kalıtsal (genetik) pıhtılaşma bozuklukları
  • Kalp yetmezliği
  • Obezite (aşırı kilolu olmak)
  • курение
  • İleri yaş (60 yaş ve üzeri)
  • Östrojen içeren hormon tedavileri
  • Geçirilmiş derin ven trombozu veya pulmoner emboli öyküsü
  • Ciddi yaralanmalar ve travmalar

Bu listeye bakıldığında, hayatın farklı evrelerinde ve farklı koşullarda karşımıza çıkabilecek pek çok etkenin rol oynadığı görülür. Örneğin uzun bir uçak yolculuğu sırasında saatlerce hareketsiz kalmak, bacak damarlarındaki kan akışını yavaşlatarak pıhtı için ideal bir ortam yaratır. Benzer şekilde büyük bir ameliyat geçiren bir hastanın hem ameliyatın kendisi hem de sonrasındaki yatak istirahati nedeniyle riski artar. Kanser ise hem hastalığın kendisi hem de kemoterapi gibi tedavilerle pıhtılaşma sistemini tetikleyebilir. Bazen nedeni bilinmeyen bir pulmoner emboli, vücutta gizlenmiş bir kanserin ilk habercisi bile olabilir. Bu nedenle özellikle belirgin bir sebep olmadan pıhtı sorunu yaşayan kişilerde, altta yatan bu gibi risk faktörlerinin araştırılması büyük önem taşır.

Hangi Belirtiler Akla Pulmoner Emboli Getirmelidir?

Pulmoner embolinin belirtileri, pıhtının büyüklüğüne ve akciğerde tıkadığı yerin önemine göre kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Bazen çok küçük bir pıhtı hiç belirti vermeden vücut tarafından eritilebilirken, bazen de büyük bir pıhtı saniyeler içinde hayatı tehdit edebilir. Bu belirtileri tanımak, erken müdahale için hayati önemdedir. Vücudunuzun gönderdiği bu “acil durum” sinyallerine karşı dikkatli olmalısınız.

Pulmoner emboli olasılığını kuvvetle düşündüren en yaygın belirtiler şunlardır:

  • Ani başlayan ve açıklanamayan nefes darlığı
  • Derin nefes alırken, öksürürken veya eğilirken batan keskin göğüs ağrısı
  • Öksürükle birlikte kan veya pembe köpüklü balgam gelmesi
  • Çok hızlı veya düzensiz kalp atışları (çarpıntı)
  • Bayılma, sersemlik hissi veya şiddetli baş dönmesi
  • Nedensiz yere ortaya çıkan yoğun bir endişe veya ölüm korkusu
  • Soğuk ve nemli terleme
  • Ciltte solukluk veya morarma (siyanoz)

Unutmayın ki pulmoner emboli genellikle bir sonuçtur ve asıl olay bacaklarda başlar. Bu nedenle yukarıdaki akciğer belirtilerine ek olarak pıhtının kaynağı olan bacaklarda da şu belirtiler görülebilir:

  • Genellikle tek bacakta ortaya çıkan şişlik
  • Baldırda veya uylukta ağrı, kramp veya hassasiyet
  • Etkilenen bölgedeki ciltte normalden farklı bir kızarıklık veya renk değişikliği
  • Etkilenen bacakta diğerine göre belirgin bir ısı artışı

Bu belirtilerden herhangi birini, özellikle de ani başlayan nefes darlığı, göğüs ağrısı ve bayılma gibi durumları yaşıyorsanız, bunu asla hafife almamalısınız. “Biraz dinlenirsem geçer” diye düşünmek, kaybedilecek en değerli şey olan zamanı boşa harcamak anlamına gelebilir. Vakit kaybetmeden 112’yi arayarak veya en yakın hastanenin acil servisine başvurarak tıbbi yardım almanız kritik derecede önemlidir.

Pulmoner Emboli Tanısı İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?

Pulmoner emboli şüphesiyle acil servise başvurduğunuzda, doktorlar bir dedektif gibi çalışmaya başlar. Amaç belirtilerinize neden olan şeyin gerçekten bir pıhtı olup olmadığını kesin olarak ortaya koymaktır. Çünkü benzer belirtilere yol açabilen kalp krizi, zatürre, panik atak gibi pek çok başka durum vardır. Doğru tanıya ulaşmak için hastanın hikayesi, risk faktörleri ve fizik muayene bulguları bir araya getirilir ve çeşitli testlerle bu bulmacanın parçaları birleştirilir.

Tanı sürecinde kullandığımız başlıca testler ve görüntüleme yöntemleri bulunmaktadır:

  • D-dimer kan testi
  • Bacak toplardamar ultrasonu (Doppler USG)
  • Bilgisayarlı Tomografi Pulmoner Anjiyografi (BTPA)
  • Ventilasyon/Perfüzyon (V/Q) sintigrafisi
  • Akciğer grafisi (X-ray)
  • Elektrokardiyogram (EKG)
  • Ekokardiyografi (EKO)

Bu testler arasında günümüzde altın standart olarak kabul edilen yöntem BT Pulmoner Anjiyografi’dir (BTPA). Bu test sırasında kolunuzdaki bir damardan özel bir boyar madde (kontrast madde) verilir. Bu madde kan dolaşımınızla akciğer damarlarınıza ulaştığı anda, hızlı bir bilgisayarlı tomografi çekimi yapılır. Sonuçta, akciğer atardamarlarınızın üç boyutlu, detaylı bir haritası elde edilir. Bu harita sayesinde doktor, damarların içinde bir pıhtı olup olmadığını, varsa nerede ve ne kadar büyük olduğunu net bir şekilde görebilir. Akciğer grafisi ve EKG gibi daha basit testler ise genellikle pıhtıyı doğrudan göstermez, ancak benzer şikayetlere yol açabilecek diğer kalp ve akciğer hastalıklarını dışlamak için kullanılır. Bacak ultrasonu ise, sorunun kaynağı olan DVT’yi tespit ederek tanıya önemli ölçüde yardımcı olur.

Pulmoner Emboli Tedavisinde Hangi İlaçlardan Faydalanılır?

Pulmoner emboli tanısı kesinleştiği anda, tedavinin amacı bellidir. Mevcut pıhtının daha fazla büyümesini ve kan akışını daha da engellemesini durdurmak, vücudun başka yerlerinde yeni pıhtıların oluşmasını önlemek ve zamanla vücudun kendi mekanizmalarının bu pıhtıyı eritmesine imkan tanımak. Bu amaçla kullanılan ilaçlar tedavinin bel kemiğini oluşturur.

Tedavinin temelini oluşturan kan sulandırıcı (antikoagülan) ilaçlar farklı gruplara ayrılır:

  • Enjektabl (iğne formunda) heparinler
  • Düşük molekül ağırlıklı heparinler (DMAH)
  • Warfarin (Coumadin™ gibi ticari isimlerle bilinir)
  • Yeni nesil oral antikoagülanlar (YNOA’lar)

Tedaviye genellikle hastanede, heparin gibi hızlı etki eden ve iğne ile uygulanan bir kan sulandırıcı ile başlanır. Bu ilk müdahale, pıhtının büyümesini anında durdurmayı hedefler. Daha sonra, tedavinin uzun dönem devamı için ağızdan alınan hap formundaki ilaçlara geçilir. Warfarin, yıllardır kullanılan etkili bir ilaçtır ancak düzenli kan testleri (INR takibi) ile dozunun ayarlanması ve bazı yiyeceklerle etkileşime girmesi gibi zorlukları vardır. Yeni nesil ilaçlar (YNOA’lar) ise genellikle sabit dozda kullanılır, rutin kan takibi gerektirmezler ve gıda etkileşimleri daha azdır. Bu nedenle günümüzde daha sık tercih edilmektedirler. Tedavinin ne kadar süreceği (genellikle en az 3-6 ay, bazen ömür boyu), pıhtının nedenine ve tekrarlama riskinize göre doktorunuz tarafından belirlenir.

Çok daha güçlü olan ve pıhtıyı aktif olarak eriten trombolitik ilaçlar ise sadece belirli, hayatı tehdit eden durumlarda kullanılır:

  • Sürekli ve ciddi tansiyon düşüklüğü (hipotansiyon)
  • Dolaşım sisteminin çöktüğü şok tablosu
  • Ekokardiyografide kalbin sağ tarafında ciddi yetmezlik bulgularının saptanması

Bu ilaçlar, adeta bir dinamit gibi pıhtıyı parçalar ancak vücudun başka yerlerinde ciddi kanama riskini de beraberinde getirirler. Bu nedenle kullanımları çok dikkatli bir risk-fayda değerlendirmesi gerektirir ve sadece yoğun bakım koşullarında, deneyimli bir ekip tarafından uygulanır.

İleri Düzey Pulmoner Emboli Tedavileri Nelerdir?

Bazı hastalarda durum daha karmaşıktır. Pıhtı o kadar büyüktür ki kalbi iflas etme noktasına getirir veya pıhtı eritici ilaçların kanama riski nedeniyle kullanılamayacağı kritik bir durum vardır. İşte böyle anlarda, standart ilaç tedavilerinin ötesine geçerek, pıhtıya doğrudan müdahale etmeyi amaçlayan ileri düzey yöntemler devreye girer. Bu yöntemler bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanının uzmanlık alanına giren, teknoloji ve tecrübenin birleştiği hassas müdahalelerdir.

Bu girişimsel ve cerrahi tedaviler, özellikle pıhtı yükünün fazla olduğu, hastanın hemodinamik durumunun (tansiyon, dolaşım) bozulduğu veya bozulma riski taşıdığı “submasif” ve “masif” emboli vakalarında düşünülür.

Kateter Yönlendirmeli Tedaviler: Bu anjiyografiye benzer, minimal invaziv bir yöntemdir. Kasık veya boyundaki bir damardan ince bir kateter ile girilerek, röntgen eşliğinde akciğerdeki pıhtının tam kalbine ulaşılır. Bu yöntemde yapılabilecek müdahaleler şunlardır:

  • Pıhtı eritici ilacı çok düşük dozda doğrudan pıhtının üzerine vermek
  • Özel ultrason dalgaları yayan bir kateterle pıhtıyı ses dalgalarıyla parçalamak
  • Dönen mekanik bir cihazla pıhtıyı fiziksel olarak parçalamak
  • Bir tür vakum sistemiyle pıhtıyı emerek dışarı almak
  • Bu yöntemlerin amacı, açık ameliyata gerek kalmadan, daha az riskle kan akışını hızla yeniden sağlamaktır.

Cerrahi Embolektomi: Bu en büyük ve en tehlikeli pıhtılar için saklanan, açık kalp ameliyatıdır. Bu yöntemde cerrah, göğüs kafesini açar, hastayı kalp-akciğer makinesine bağlar ve kalbi geçici olarak durdurur. Bu sayede kansız ve hareketsiz bir ortamda, akciğer atardamarını (pulmoner arter) açarak içindeki pıhtı yığınını gözle görerek, titizlikle temizler. Cerrahi embolektomi şu durumlarda hayat kurtarıcı bir seçenek haline gelir:

  • Pıhtı eritici tedavinin yüksek kanama riski nedeniyle sakıncalı olduğu masif emboli vakaları
  • Uygulanan pıhtı eritici tedavinin başarısız olması durumu
  • Pıhtının akciğer damarlarına ek olarak kalbin sağ odacıklarının içinde de bulunması

Bu ameliyat, büyük bir müdahale olmasına rağmen, doğru zamanda ve deneyimli bir cerrahi ekip tarafından yapıldığında, hastayı hızla iyileştirme ve kalıcı hasarı önleme potansiyeli en yüksek yöntemdir.

Pulmoner Emboli Sonrası Hangi Komplikasyonlar Gelişebilir?

Akut pulmoner emboli atağını başarıyla atlatan hastalarda dahi, hikaye her zaman mutlu sonla bitmeyebilir. Bazı durumlarda, olay uzun vadeli ve ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle tedavi sonrası takip çok önemlidir. Erken ve doğru tedaviye rağmen, bazı hastalarda görülebilen ciddi komplikasyonlar mevcuttur:

  • Kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon (KTEPH)
  • Sağ kalp yetmezliği (Kor pulmonale)
  • Akciğer dokusunda kalıcı hasar (akciğer infarktüsü)
  • Tekrarlayan pulmoner emboliler
  • Post-trombotik sendrom (bacaklardaki DVT sonrası)

Bu komplikasyonlar arasında en sinsi ve en ciddisi KTEPH’dir. Bu durumda akciğer damarlarındaki pıhtılar tedaviye rağmen erimez. Zamanla bu eski pıhtılar, damar duvarına yapışarak sert, yara dokusu benzeri bir tabakaya dönüşür. Bu tabaka, damarları kalıcı olarak daraltır ve tıkar. Sonuç olarak akciğerlerdeki kan basıncı kronik olarak yükselir (pulmoner hipertansiyon). Bu kalbin sağ tarafının sürekli olarak yüksek bir basınca karşı kan pompalamak zorunda kalması demektir. Zamanla bu aşırı yük, sağ kalbin yorulmasına, büyümesine ve en sonunda iflas etmesine (sağ kalp yetmezliği) yol açar. Eğer tedavi sonrası aylar geçmesine rağmen eforla nefes darlığınız devam ediyor veya artıyorsa, KTEPH’den şüphelenmek gerekir. KTEPH’nin tanısı ve özellikle “Pulmoner Tromboendarterektomi (PTE)” adı verilen özel cerrahi tedavisi, bu alanda özelleşmiş Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanlarının yönetiminde gerçekleştirilir.

Pulmoner Emboli Tekrarlamaması İçin Neler Yapılabilir?

Bir kez pulmoner emboli geçirdikten sonra, en büyük amaçlardan biri bu deneyimi bir daha asla yaşamamaktır. Bu sadece ilaç kullanmaktan daha fazlasını gerektiren, aktif bir rol üstlenmeniz gereken bir süreçtir. Yaşam tarzınızda yapacağınız bazı değişiklikler ve alacağınız önlemler pıhtı riskini önemli ölçüde azaltabilir.

Pıhtı riskini azaltmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek için atabileceğiniz bazı önemli adımlar bulunmaktadır:

  • Reçete edilen kan sulandırıcı ilacı düzenli ve aksatmadan kullanmak
  • Gün içinde olabildiğince hareketli kalmak, düzenli yürüyüş yapmak
  • Uzun araba veya uçak yolculuklarında saatte bir kalkıp dolaşmak
  • Otururken ayak bileklerini ve bacakları çalıştıran egzersizler yapmak
  • Sağlıklı ve dengeli beslenerek ideal kiloyu korumak
  • Eğer kullanıyorsanız, sigarayı kesin olarak bırakmak
  • Vücudun susuz kalmaması için gün içinde bol su içmek
  • Doktorunuzun önerdiği takip ve kontrol randevularını aksatmamak

Bu adımlar, sadece pıhtıyı değil genel kalp ve damar sağlığınızı da korumaya yönelik altın kurallardır. Pulmoner emboli, şüphesiz ciddi ve hayatı tehdit edebilen bir durumdur. Ancak unutulmamalıdır ki aynı zamanda önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Vücudunuzun sinyallerini dinlemek, risk faktörlerinizi bilerek proaktif olmak ve şüpheli durumlarda tereddüt etmeden uzman tıbbi yardım aramak, bu mücadeledeki en güçlü silahlarınızdır. Bu süreçte hasta, hekim ve sağlık ekibi arasındaki güvene dayalı bir ortaklık, en iyi sonuçlara ulaşmanın anahtarını oluşturur.

Записаться на прием

Чтобы получить информацию по вашим вопросам о сердечно-сосудистой хирургии, посетите сайт проф. Доктор Вы можете заполнить форму ниже, чтобы записаться на прием к Явузу Бешогулу.

Ошибка: Контактная форма не найдена.

https://dryavuzbesogul.com/wp-content/uploads/2024/05/contact-form.png
📞 Hemen Randevu Al!