Mitral Kapak Yetmezliği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Mitral kapak yetmezliği veya diğer adıyla mitral yetersizliği, kalbin sol tarafındaki kapağın tam kapanmayarak temiz kanı geriye sızdırması durumudur. Bu durum kalbin iş yükünü artırarak zamanla nefes darlığı ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Hastalığın şiddetine ve derecesine göre kişiye özel planlanan tedavisi ise düzenli doktor takibinden, ilaç kullanımına ve mitral kapak tamiri gibi ileri düzey cerrahi yöntemlere kadar uzanır. Modern tedavi yaklaşımları sayesinde, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmak ve sağlıklı bir yaşama dönmelerini sağlamak mümkündür.

Mitral Kapak Yetmezliği Kalpte Nasıl Oluşur?

Sağlıklı bir kalpte, kan akışı tek yönlü bir otoban gibidir. Sol karıncık kasıldığında, mitral kapak sıkıca kapanır ve tüm kanın ileriye, yani aort damarı üzerinden vücuda dağılmasını sağlar. Bu sayede organlarımız ve dokularımız ihtiyaç duydukları oksijen ve besinlere kavuşur.

Mitral kapak yetmezliğinde ise bu düzen bozulur. Kapak yaprakçıkları birbiriyle tam kavuşamadığı için, kasılma sırasında bir miktar kan, olması gerektiği gibi ileriye gidemez ve geriye, sol kulakçığa doğru kaçar. Bu geri kaçak, sol kulakçıkta birikerek bu odacığın basıncını artırır ve zamanla genişlemesine neden olur. Artan bu basınç, bir nehrin yatağına sığmayıp taşması gibi, geriye doğru akciğer damarlarına yansır. Akciğerlerdeki bu basınç artışı, nefes darlığının temel nedenidir.

Bu sırada sol karıncık da boş durmaz. Hem vücuda kan göndermek hem de geriye kaçan kanın yarattığı hacimle başa çıkmak için iki kat daha fazla çalışır. Bu bitmek bilmeyen fazla mesai, zamanla kalp kasının yorulmasına, genişlemesine (tıpkı sürekli şişirilen bir balon gibi) ve nihayetinde kasılma gücünü kaybetmesine yol açar. İşte bu noktada başlangıçta sadece bir kapak sorunu olan durum tüm kalbi etkileyen bir kalp yetmezliği tablosuna dönüşebilir.

Mitral Kapak Yetmezliği Hangi Türlere Ayrılır?

Mitral kapak yetmezliğini doğru bir şekilde anlayıp tedavi edebilmek için onu farklı açılardan sınıflandırırız. Bu bize yol haritamızı çizmede yardımcı olur. Temelde iki ana sınıflandırma kullanırız.

Birincisi sorunun kaynağına göredir:

  • Primer (Birincil) Yetmezlik
  • Sekonder (İkincil) Yetmezlik

Primer yetmezlikte sorun, doğrudan kapağın kendisindedir. Yani kapak yaprakçıkları, onu tutan iplikçikler veya kapak halkası gibi yapılarda bir bozulma vardır. Bu yaşa bağlı yıpranma, kireçlenme veya kapak yapısının doğuştan gevşek olması (mitral valv prolapsusu) gibi nedenlerle olabilir.

Sekonder yetmezlikte ise kapak başlangıçta masumdur; yapısı tamamen normaldir. Sorun, kalbin başka bir yerindedir. Genellikle geçirilmiş bir kalp krizi veya kalp kası hastalığı nedeniyle sol karıncık büyümüş ve şekli bozulmuştur. Bu durum normal olan kapağın oturduğu zemini kaydırarak yaprakçıkların birbirine temas etmesini engeller ve sızıntıya neden olur.

İkinci sınıflandırmamız ise hastalığın gelişim hızına göre yapılır:

  • Akut Yetmezlik
  • Kronik Yetmezlik

Akut yetmezlik, adından da anlaşılacağı gibi aniden ve şiddetli bir şekilde başlar. Genellikle bir kalp krizi veya enfeksiyon gibi acil bir durumun tetiklediği, kapağın aniden delinmesi veya yırtılması sonucu oluşur. Kalbin bu duruma hazırlanacak vakti olmadığı için tablo çok ağırdır ve acil cerrahi müdahale gerektirir.

Kronik yetmezlik ise en sık gördüğümüz türdür. Yıllar içinde yavaş yavaş, sinsi bir şekilde gelişir. Kalp, bu yavaş sızıntıya uzun süre uyum sağlamaya çalışır ve hastalar yıllarca hiçbir şey hissetmeyebilir. Belirtiler ortaya çıktığında ise hastalık genellikle belirli bir aşamaya gelmiş olur.

Mitral Kapak Yetmezliği Neden Olur ve Kimler Risk Altındadır?

Mitral kapak yetmezliğinin ortaya çıkmasında rol oynayan pek çok faktör vardır. Bu nedenleri, birincil ve ikincil yetmezlik olarak ayırarak incelemek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Birincil yetmezliğe, yani doğrudan kapağın yapısını bozan durumlara yol açan en yaygın nedenler şunlardır:

  • Mitral valv prolapsusu (Kapak yaprakçıklarının gevşemesi)
  • Dejeneratif kapak hastalığı (Yaşa bağlı yıpranma)
  • Romatizmal ateş (Geçirilmiş “beta” enfeksiyonu)
  • Enfektif endokardit (Kapak enfeksiyonu)
  • Doğuştan gelen kapak anomalileri
  • Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları
  • Göğüs travmaları
  • Göğüs bölgesine uygulanan radyoterapi
İlginizi Çekebilir!  Die Wirkung von Bewegung und Sport auf die Herzgesundheit

İkincil yetmezlik ise, sağlam kapağın fonksiyonunu bozan kalp hastalıkları sonucu oluşur. Bu durumlara örnekler:

  • Kalp krizi (İskemik kardiyomiyopati)
  • Kalp kası hastalıkları (Dilate kardiyomiyopati)
  • Kalp kasının anormal kalınlaşması (Hipertrofik kardiyomiyopati)
  • Uzun süren ve tedavi edilmeyen yüksek tansiyon
  • Atriyal fibrilasyon gibi ritim bozuklukları

Bazı durumlar ise mitral kapak yetmezliği geliştirme riskini artırır. Bu risk faktörleri arasında en önemlileri:

  • İlerleyen yaş
  • Erkek cinsiyet
  • Geçmişte romatizmal ateş öyküsü
  • Koroner arter hastalığı varlığı
  • Hypertonie
  • Diyabet

Bu nedenleri ve risk faktörlerini bilmek hem korunma stratejileri geliştirmek hem de tanı sürecinde doğru soruları sormak açısından büyük önem taşır.

Was sind die Symptome einer Mitralklappeninsuffizienz?

Mitral kapak yetmezliği, uzun yıllar boyunca sessiz bir misafir gibi vücudunuzda yaşayabilir. Kalp, artan iş yükünü telafi etmek için olağanüstü bir çaba gösterir ve siz bu durumun farkına bile varmazsınız. Ancak zamanla, kalbin telafi mekanizmaları yorulduğunda, hastalık kendini belirli sinyallerle göstermeye başlar.

En sık karşılaşılan mitral yetmezlik belirtileri şunlardır:

  • Kurzatmigkeit
  • Sürekli yorgunluk ve bitkinlik hissi
  • Herzklopfen
  • Ayaklarda, ayak bileklerinde veya bacaklarda şişlik (ödem)
  • Özellikle geceleri artan kuru öksürük
  • Schwindel
  • Nadiren göğüs ağrısı

Bu belirtiler arasında nefes darlığı ve yorgunluk en sık ve en erken ortaya çıkanlardır. Başlangıçta sadece merdiven veya yokuş çıkarken zorlanma şeklinde kendini gösteren nefes darlığı, hastalık ilerledikçe düz yolda yürürken, hatta dinlenirken bile hissedilir hale gelebilir. Gece uykudan nefes darlığı ile uyanmak veya sırtüstü yatamayıp ancak birkaç yastıkla rahat edebilmek, hastalığın ciddiyetini gösteren önemli işaretlerdir.

Çarpıntı ise genellikle kalbin düzensiz çalıştığı “atriyal fibrilasyon” adlı ritim bozukluğunun habercisidir. Kalbin teklemesi, kuş kanadı çırpması gibi hissedilebilir. Ayaklardaki şişlik ve öksürük ise vücutta ve akciğerlerde sıvı birikmeye başladığının, yani kalbin pompalama gücünün yetersiz kaldığının göstergeleridir. Bu belirtilerden herhangi birini, özellikle yeni başladıysa veya giderek kötüleşiyorsa, mutlaka ciddiye almak ve bir hekime başvurmak gerekir.

Mitral Kapak Yetmezliği Tanısı Nasıl Konulur?

Mitral kapak yetmezliği tanısını koyma sürecimiz, hastanın öyküsünü dinlemekle başlar ve modern tıbbın sunduğu görüntüleme teknikleriyle kesinleşir. Bu süreçte attığımız adımlar, hastalığın varlığını doğrulamak, ciddiyetini belirlemek ve en uygun tedavi yolunu çizmek içindir.

Tanı sürecinin ilk adımı, sizi dikkatle dinlemek ve stetoskop ile kalbinizi muayene etmektir. Kapaktaki sızıntı, “üfürüm” adını verdiğimiz karakteristik bir ses oluşturur ve bu sesi duymamız, bizi mitral kapak yetmezliğinden şüphelenmeye yönelten ilk bulgudur.

Şüphelerimizi doğrulamak ve durumu netleştirmek için başvurduğumuz temel tanı aracı ise Ekokardiyografi (EKO), yani kalp ultrasonudur. Bu ağrısız ve zararsız test bize paha biçilmez bilgiler verir. Ekokardiyografi ile değerlendirdiğimiz temel noktalar:

  • Kapak yapısının detaylı incelenmesi
  • Yaprakçıkların hareketleri ve kapanma kusuru
  • Geriye kaçan kan miktarının (yetmezlik derecesinin) belirlenmesi
  • Kalp odacıklarının boyutları
  • Kalbin kasılma gücü ve pompa fonksiyonu

Ekokardiyografi ile yetmezliğin derecesini hafif, orta veya şiddetli olarak sınıflandırırız. Bu sınıflandırma, tedavi kararımızı ve zamanlamamızı doğrudan etkiler. Çoğu zaman göğüs duvarından yapılan standart EKO yeterli olsa da bazen kapağı daha yakından ve net görmek için yemek borusu yoluyla yapılan Transözofageal Ekokardiyografi (TEE) yöntemine ihtiyaç duyabiliriz.

Bu temel testlerin yanı sıra tanıyı desteklemek ve genel kalp sağlığınızı değerlendirmek için başka testler de isteyebiliriz.

Elektrokardiyogram (EKG): Kalp ritmini değerlendirir.

Göğüs Röntgeni: Kalp büyüklüğünü ve akciğerlerin durumunu gösterir.

Efor Testi: Eforla belirtilerin ortaya çıkıp çıkmadığını ve kalbinizin yüke yanıtını ölçer.

Kardiyak MR: Özellikle EKO bulgularının net olmadığı durumlarda, sızıntı miktarını ve kalp fonksiyonlarını çok hassas bir şekilde ölçen ileri bir görüntüleme tekniğidir.

İlginizi Çekebilir!  Was ist eine Aortenklappenoperation?

Tedavi Edilmeyen Mitral Kapak Yetmezliği Hangi Sorunlara Yol Açar?

Orta ve şiddetli düzeydeki mitral kapak yetmezliği, bir zaman ayarlı bomba gibidir. Başlangıçta sessiz kalsa da tedavi edilmediğinde kalpte ve vücutta ciddi, geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Kalbin sürekli olarak aşırı yük altında çalışması, bir dizi tehlikeli komplikasyonu beraberinde getirir.

Tedavi edilmediğinde ortaya çıkabilecek en önemli sorunlar:

  • Atriyal Fibrilasyon (AF)
  • İnme (Felç)
  • Pulmoner Hipertansiyon
  • Konjestif Kalp Yetmezliği
  • Ani Kardiyak Ölüm

Atriyal Fibrilasyon, genişleyen sol kulakçığın normal ritmini kaybedip düzensiz ve hızlı bir şekilde titreşmeye başlamasıdır. Bu durumun kendisi çarpıntı ve yorgunluğa neden olurken, asıl tehlikesi kalp içinde pıhtı oluşumuna zemin hazırlamasıdır. Oluşan bu pıhtıların yerinden koparak beyin damarlarını tıkaması, kalıcı sakatlıklara yol açabilen inme (felç) ile sonuçlanabilir.

Pulmoner Hipertansiyon, akciğer atardamarlarındaki kan basıncının tehlikeli seviyelere yükselmesidir. Bu durum nefes darlığını şiddetlendirir ve zamanla kalbin sağ tarafını da iflasa sürükler.

En son ve en korkulan komplikasyon ise Konjestif Kalp Yetmezliği’dir. Bu aşamada, yıllarca aşırı çalışmaktan yorulmuş olan kalp kası artık pes eder ve vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamaz hale gelir. Bu durum hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren ve hayatı tehdit eden bir tablodur. İşte bu nedenlerle, mitral kapak yetmezliğinde “zamanlama her şeydir” deriz. Doğru zamanda yapılacak bir müdahale, tüm bu kötü senaryoların yaşanmasını engelleyebilir.

Mitral Kapak Yetmezliği Tedavisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?

Mitral kapak yetmezliğinin tedavisi, tek bir formülü olmayan, tamamen kişiye özel bir süreçtir. Tedavi kararını verirken hastalığın şiddeti, tipi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve en önemlisi kalpte oluşan yapısal değişiklikler gibi birçok faktörü bir arada değerlendiririz. Amacımız, kalbi daha fazla hasardan korumak, belirtileri ortadan kaldırarak yaşam kalitesini artırmak ve gerektiğinde kapaktaki mekanik sorunu kalıcı olarak çözmektir.

Tedavi yaklaşımımız temel olarak dört ana başlık altında toplanabilir.

Tıbbi Takip ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Hafif düzeyde yetmezliği olan ve hiçbir şikayeti bulunmayan hastalarda genellikle “dikkatli bekleyiş” olarak adlandırdığımız bir strateji izleriz. Bu düzenli kontroller ve ekokardiyografi ile hastalığın seyrini yakından izlediğimiz anlamına gelir. Bu süreçte tüm hastalarımıza kalp sağlığını korumaya yönelik bazı yaşam tarzı değişiklikleri öneririz:

  • Tuz tüketiminin azaltılması
  • Sağlıklı kiloda kalma
  • Tüm tütün ürünlerinin bırakılması
  • Alkol tüketiminin sınırlandırılması
  • Yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması
  • Doktorun onayladığı düzenli fiziksel aktivite

İlaç Tedavisi

İlaçlar, bozulmuş bir kapağı tamir edemezler. Ancak kalbin iş yükünü hafifleterek, belirtileri kontrol altına alarak ve komplikasyon riskini azaltarak önemli bir destek sağlarlar. Özellikle cerrahi için henüz erken olan veya cerrahi riski yüksek hastalarda başvurduğumuz bir yöntemdir. Kullandığımız başlıca ilaç grupları:

  • Diüretikler (İdrar söktürücüler)
  • ACE inhibitörleri ve ARB’ler (Tansiyon düzenleyiciler)
  • Beta blokerler (Kalp hızını yavaşlatan ilaçlar)
  • Antikoagülanlar (Kan sulandırıcılar)
  • Cerrahi Tedavi (Kapak Tamiri veya Değişimi)

Yetmezlik şiddetliyse, belirtilere yol açıyorsa veya belirti olmasa bile kalpte büyümeye ve fonksiyon bozukluğuna neden olmaya başladıysa, artık kapaktaki mekanik sorunu çözmenin zamanı gelmiş demektir. Cerrahi tedavi, günümüzde son derece başarılı sonuçlarla uygulanan altın standart yöntemdir. Ameliyatlar, artık sıklıkla göğüs kemiği kesilmeden, sağ taraftan yapılan küçük kesilerle (minimal invaziv cerrahi) veya robotik teknoloji kullanılarak gerçekleştirilmekte, bu da hastanın çok daha hızlı iyileşmesini sağlamaktadır.

Cerrahideki temel felsefemiz, mümkünse hastanın kendi kapağını koruyarak tamir etmektir. Kapak tamiri, kapak değişimine göre daha düşük ameliyat riski, daha uzun yaşam beklentisi ve kan sulandırıcı ilaç kullanma zorunluluğunun olmaması gibi çok önemli avantajlar sunar. Ancak kapağın yapısı tamire uygun değilse, o zaman hasarlı kapak çıkarılarak yerine mekanik veya biyoprotez bir kapak takılır (kapak değişimi).

İlginizi Çekebilir!  Erkrankungen der Trikuspidalklappe

Transkateter Yöntemler (MitraClip)

Açık kalp ameliyatı için çok yüksek risk taşıyan hastalarda, kasıktan girilerek yapılan ve ameliyatsız bir yöntem olan MitraClip gibi transkateter tedaviler de bir seçenek olabilir. Bu yöntemde kapağın sızdıran yaprakçıkları küçük bir mandal ile birbirine tutturularak sızıntı azaltılmaya çalışılır. Bu cerrahinin bir alternatifi değil sadece belirli ve riskli hasta grupları için uygun olan bir tedavi yöntemidir.

Mitral Kapak Yetmezliği Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Başarılı bir mitral kapak ameliyatı sağlıklı bir geleceğe açılan bir kapıdır. Ancak bu kapıdan geçtikten sonraki süreç yani iyileşme dönemi de en az ameliyatın kendisi kadar önemlidir. Bu dönemde hastanın kendisine iyi bakması ve bazı kurallara uyması, tedavinin başarısını kalıcı kılar.

Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenleri iki dönemde inceleyebiliriz.

Erken İyileşme Dönemi (İlk 10 gün)

Bu vücudun kendini toparladığı en hassas dönemdir. Günümüzde minimal invaziv yöntemle yapılan  mitral kapak tamir veya değişimi erken iyileşme dönemini çok kısaltmıaktadır. Bu süreçte uyulması gereken bazı önemli kurallar vardır:

  • Ağrı kontrolü için verilen ilaçların düzenli kullanımı
  • Yara yerinin temiz ve kuru tutulması
  • Akciğer enfeksiyonlarını önlemek için derin nefes egzersizleri
  • Doktorunuzun önerdiği kısa ve düzenli yürüyüşler
  • Ağır cisim kaldırmaktan kaçınma (5 kilodan fazla)
  • Ani ve hızlı kilo artışlarının takibi (vücutta sıvı birikimi belirtisi olabilir)

Uzun Dönem ve Yaşam Boyu Alışkanlıklar

Tam iyileşme sağlandıktan sonra, amaç artık kalp sağlığını koruyacak bir yaşam tarzını benimsemektir.

Kardiyak Rehabilitasyon: Bu profesyonel programlara katılım, güvenli egzersize dönüşü hızlandırır.

İlaç Disiplini: Özellikle mekanik kapak takıldıysa, kan sulandırıcı ilacın (warfarin) kullanımı hayati önem taşır ve düzenli kan testleri (INR) gerektirir.

Enfeksiyondan Korunma: Yapay kapağı olan hastaların, diş tedavisi gibi bazı işlemler öncesi koruyucu antibiyotik alması gerekir.

Düzenli Doktor Kontrolleri: Ameliyat sonrası da belirli aralıklarla sizi takip etmeye ve kapağınızın durumunu kontrol etmeye devam ederiz.

Sağlıklı Beslenme: Normal tuzlu, doymuş yağdan fakir bir diyet benimsenmelidir.

Sigaranın Tamamen Bırakılması: Bu olmazsa olmaz bir kuraldır.

Mitral Kapak Yetmezliği Önlenebilir mi?

Bu soru, hastalarımızdan en sık duyduğumuz sorulardan biridir. Cevabı ise hem evet hem de hayırdır. Mitral kapak yetmezliğinin yaşlanmaya bağlı doğal yıpranma (dejenerasyon) veya doğuştan gelen yapısal bozukluklar gibi bazı nedenlerini ne yazık ki tamamen önlemek mümkün değildir. Bunlar bizim kontrolümüz dışında gelişen süreçlerdir.

Ancak hastalığın bazı önemli nedenlerini önlemek veya en azından risklerini azaltmak kesinlikle bizim elimizdedir. Bu konuda atılabilecek en önemli adımlar şunlardır:

  • Romatizmal ateşin önlenmesi
  • Genel kalp sağlığının korunması
  • Mevcut hastalıkların etkin tedavisi
  • Düzenli sağlık kontrolleri

Bunlar arasında en kritik olanı, romatizmal ateşin önlenmesidir. Çocukluk çağında geçirilen ve halk arasında “beta mikrobu” olarak bilinen streptokok kaynaklı boğaz enfeksiyonları, eğer doğru ve tam bir şekilde antibiyotik ile tedavi edilmezse yıllar sonra romatizmal kalp hastalığına ve mitral kapak hasarına yol açabilir. Bu nedenle özellikle çocuklarda görülen ateşli boğaz ağrıları mutlaka ciddiye alınmalı ve bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.

Bunun yanı sıra genel kalp sağlığını korumaya yönelik atılacak her adım, dolaylı olarak mitral kapak yetmezliği riskini de azaltır. Çünkü koroner arter hastalığı ve kalp krizi, ikincil mitral yetmezliğin en sık nedenidir. Kalp dostu bir beslenme düzeni, düzenli fiziksel aktivite, sigaradan uzak durmak, ideal kiloyu korumak ve yüksek tansiyon gibi mevcut hastalıkları kontrol altında tutmak, sadece mitral kapağınızı değil tüm damar sisteminizi koruyan en değerli yatırımlardır. Unutmayın önlemek her zaman tedavi etmekten daha kolay ve daha etkilidir.

3 Kommentare

  • Abdulmecid

    20 August 2022 bei 17:11

    Ich habe sie alle, ich frage mich, ob das eine Mitralherzinsuffizienz ist?

    Antwort

  • Abdulmecid

    20 August 2022 bei 17:12

    Ich habe sie alle. Bedeutet das, dass ich eine Mitralherzinsuffizienz habe?

    Antwort

  • Ayse

    16 September 2022 bei 10:36

    Sir, ich habe eine Mitralklappeninsuffizienz und es geht mir sehr schlecht. Es tut mir leid, ich habe kein Leben mehr, ich kann nicht schlafen, ich kann nicht gehen, bitte helfen Sie mir.

    Antwort

Hinterlasse eine Antwort

Deine Email-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind markiert *

📞 Hemen Randevu Al!