Mitral kapak yetmezliği veya diğer adıyla mitral yetersizliği, kalbin sol tarafındaki kapağın tam kapanmayarak temiz kanı geriye sızdırması durumudur. Bu durum kalbin iş yükünü artırarak zamanla nefes darlığı ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Hastalığın şiddetine ve derecesine göre kişiye özel planlanan tedavisi ise düzenli doktor takibinden, ilaç kullanımına ve mitral kapak tamiri gibi ileri düzey cerrahi yöntemlere kadar uzanır. Modern tedavi yaklaşımları sayesinde, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmak ve sağlıklı bir yaşama dönmelerini sağlamak mümkündür.
Türleri | Primer (organik) yetmezlik: kapak yapısında bozulma; Sekonder (fonksiyonel): sol ventrikül disfonksiyonu sonucu |
Nedenleri | Mitral kapak prolapsusu, romatizmal hastalık, enfektif endokardit, iskemik kalp hastalığı, kardiyomiyopati |
Risk Faktörleri | İleri yaş, romatizmal ateş, geçirilmiş kalp enfeksiyonu, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği |
Belirtiler | Nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı, ortopne, paroksismal noktürnal dispne, ayak bileklerinde ödem |
Tanı Yöntemleri | Fizik muayenede üfürüm, transtorasik ve transözofageal ekokardiyografi, EKG, akciğer grafisi, BT/MR |
Tedavi Seçenekleri | Medikal tedavi (ACE inhibitörleri, diüretikler), mitral kapak tamiri ya da değişimi (cerrahi-minimal koltukaltı-memealtı) |
Komplikasyonlar | Sol atriyum ve ventrikül genişlemesi, atriyal fibrilasyon, pulmoner hipertansiyon, kalp yetmezliği |
Koruyucu Önlemler | Risk faktörlerinin kontrolü, düzenli ekokardiyografi takibi, enfeksiyonlardan korunma, erken tanı ve izlem |
Prof. Dr. Yavuz Beşoğul
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
2012 ve sonrası tv programları & Haberler
Mitral Kapak Yetmezliği Nedir?
Sağlıklı bir kalpte, kan akışı tek yönlü bir otoban gibidir. Sol karıncık kasıldığında, mitral kapak sıkıca kapanır ve tüm kanın ileriye, yani aort damarı üzerinden vücuda dağılmasını sağlar. Bu sayede organlarımız ve dokularımız ihtiyaç duydukları oksijen ve besinlere kavuşur.
Mitral kapak yetmezliğinde ise bu düzen bozulur. Kapak yaprakçıkları birbiriyle tam kavuşamadığı için, kasılma sırasında bir miktar kan, olması gerektiği gibi ileriye gidemez ve geriye, sol kulakçığa doğru kaçar. Bu geri kaçak, sol kulakçıkta birikerek bu odacığın basıncını artırır ve zamanla genişlemesine neden olur. Artan bu basınç, bir nehrin yatağına sığmayıp taşması gibi, geriye doğru akciğer damarlarına yansır. Akciğerlerdeki bu basınç artışı, nefes darlığının temel nedenidir.
Bu sırada sol karıncık da boş durmaz. Hem vücuda kan göndermek hem de geriye kaçan kanın yarattığı hacimle başa çıkmak için iki kat daha fazla çalışır. Bu bitmek bilmeyen fazla mesai, zamanla kalp kasının yorulmasına, genişlemesine (tıpkı sürekli şişirilen bir balon gibi) ve nihayetinde kasılma gücünü kaybetmesine yol açar. İşte bu noktada başlangıçta sadece bir kapak sorunu olan durum tüm kalbi etkileyen bir kalp yetmezliği tablosuna dönüşebilir.
Mitral Kapak Yetmezliği Hangi Türlere Ayrılır?
Mitral kapak yetmezliğini doğru bir şekilde anlayıp tedavi edebilmek için onu farklı açılardan sınıflandırırız. Bu bize yol haritamızı çizmede yardımcı olur. Temelde iki ana sınıflandırma kullanırız.
Birincisi sorunun kaynağına göredir:
- Primer (Birincil) Yetmezlik
- Sekonder (İkincil) Yetmezlik
Primer yetmezlikte sorun, doğrudan kapağın kendisindedir. Yani kapak yaprakçıkları, onu tutan iplikçikler veya kapak halkası gibi yapılarda bir bozulma vardır. Bu yaşa bağlı yıpranma, kireçlenme veya kapak yapısının doğuştan gevşek olması (mitral valv prolapsusu) gibi nedenlerle olabilir.
Sekonder yetmezlikte ise kapak başlangıçta masumdur; yapısı tamamen normaldir. Sorun, kalbin başka bir yerindedir. Genellikle geçirilmiş bir kalp krizi veya kalp kası hastalığı nedeniyle sol karıncık büyümüş ve şekli bozulmuştur. Bu durum normal olan kapağın oturduğu zemini kaydırarak yaprakçıkların birbirine temas etmesini engeller ve sızıntıya neden olur.
İkinci sınıflandırmamız ise hastalığın gelişim hızına göre yapılır:
- Akut Yetmezlik
- Kronik Yetmezlik
Akut yetmezlik, adından da anlaşılacağı gibi aniden ve şiddetli bir şekilde başlar. Genellikle bir kalp krizi veya enfeksiyon gibi acil bir durumun tetiklediği, kapağın aniden delinmesi veya yırtılması sonucu oluşur. Kalbin bu duruma hazırlanacak vakti olmadığı için tablo çok ağırdır ve acil cerrahi müdahale gerektirir.
Kronik yetmezlik ise en sık gördüğümüz türdür. Yıllar içinde yavaş yavaş, sinsi bir şekilde gelişir. Kalp, bu yavaş sızıntıya uzun süre uyum sağlamaya çalışır ve hastalar yıllarca hiçbir şey hissetmeyebilir. Belirtiler ortaya çıktığında ise hastalık genellikle belirli bir aşamaya gelmiş olur.
Mitral Kapak Yetmezliği Neden Olur ve Kimler Risk Altındadır?
Mitral kapak yetmezliğinin ortaya çıkmasında rol oynayan pek çok faktör vardır. Bu nedenleri, birincil ve ikincil yetmezlik olarak ayırarak incelemek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Birincil yetmezliğe, yani doğrudan kapağın yapısını bozan durumlara yol açan en yaygın nedenler şunlardır:
- Mitral valv prolapsusu (Kapak yaprakçıklarının gevşemesi)
- Dejeneratif kapak hastalığı (Yaşa bağlı yıpranma)
- Romatizmal ateş (Geçirilmiş “beta” enfeksiyonu)
- Enfektif endokardit (Kapak enfeksiyonu)
- Doğuştan gelen kapak anomalileri
- Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları
- Göğüs travmaları
- Göğüs bölgesine uygulanan radyoterapi
İkincil yetmezlik ise, sağlam kapağın fonksiyonunu bozan kalp hastalıkları sonucu oluşur. Bu durumlara örnekler:
- Kalp krizi (İskemik kardiyomiyopati)
- Kalp kası hastalıkları (Dilate kardiyomiyopati)
- Kalp kasının anormal kalınlaşması (Hipertrofik kardiyomiyopati)
- Uzun süren ve tedavi edilmeyen yüksek tansiyon
- Atriyal fibrilasyon gibi ritim bozuklukları
Bazı durumlar ise mitral kapak yetmezliği geliştirme riskini artırır. Bu risk faktörleri arasında en önemlileri:
- İlerleyen yaş
- Erkek cinsiyet
- Geçmişte romatizmal ateş öyküsü
- Koroner arter hastalığı varlığı
- Yüksek tansiyon
- Diyabet
Bu nedenleri ve risk faktörlerini bilmek hem korunma stratejileri geliştirmek hem de tanı sürecinde doğru soruları sormak açısından büyük önem taşır.
Mitral Kapak Yetmezliği Öldürür Mü? Yaşam Şansı Nedir?
Tedavi sürecindeki tüm çabaların nihai amacı, hastaya sadece daha uzun bir ömür değil aynı zamanda kaliteli ve normal bir yaşam sunmaktır. Peki, mitral kapak yetmezliği öldürür mü? Bu sorunun cevabı, doğru zamanda yapılan doğru müdahaleye bağlıdır. Tedavi edilmeyen şiddetli mitral yetmezliği, kalp yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Ancak modern tedavi yöntemleri sayesinde bu tabloyu tamamen değiştirmek mümkündür.
Özellikle dejeneratif (primer) yetmezlik nedeniyle, kalpte ciddi hasar oluşmadan önce, tecrübeli bir merkezde başarılı bir mitral kapak tamiri ameliyatı olan hastaların uzun dönem sonuçları mükemmeldir. Çok sayıda bilimsel çalışma, bu hastaların yaşam beklentisinin, kendi yaş ve cinsiyetlerindeki sağlıklı bireylerle aynı seviyeye geldiğini göstermektedir. Yani başarılı bir tamir, hastalığın getirdiği riski ortadan kaldırarak size normal bir yaşam süresi kazandırabilir.
Mitral Kapak Yetmezliği Olanlar Nelere Dikkat Etmeli?
Yaşam tarzı değişiklikleri, özellikle de beslenme alışkanlıkları, mitral kapak yetmezliği olanlar nelere dikkat etmeli sorusunun en önemli cevaplarından biridir. Yaptığınız doğru seçimler, kapaktaki kaçağı düzeltmese de kalbinizin yükünü hafifleterek belirtileri kontrol altında tutmanıza ve yaşam kalitenizi artırmanıza yardımcı olur.
En kritik nokta tuz (sodyum) kısıtlamasıdır. Tuzu, vücutta suyu tutan bir sünger gibi düşünebilirsiniz. Fazla tuz tüketimi, kan hacmini artırarak zaten yorgun olan kalbinizin işini daha da zorlaştırır, tansiyonu yükseltir ve nefes darlığı ile ödemi tetikler.
Beslenmenizde dikkat etmeniz gereken bazı pratik noktalar şunlardır:
- Sofradan tuzluğu kaldırmak.
- İşlenmiş ve paketli gıdalardan uzak durmak.
- Konserveler, turşular ve şarküteri ürünlerini sınırlamak.
- Dışarıda yemek yerken yemeğinizin tuzsuz hazırlanmasını rica etmek.
- Gıda etiketlerini okuyarak “düşük sodyumlu” ürünleri tercih etmek.
- Yemekleri tuz yerine baharatlar, otlar ve limon ile tatlandırmak.
Ayrıca doktorunuz özellikle ileri evre kalp yetmezliği varsa sıvı alımınızı da kısıtlamanızı isteyebilir. Vücudunuzdaki sıvı dengesini takip etmenin en kolay yolu, her sabah aynı saatte ve benzer koşullarda tartılmaktır. Birkaç gün içinde 2-2.5 kilodan fazla bir artış fark ederseniz, bu vücutta sıvı biriktiğinin bir işareti olabilir ve durumu doktorunuza bildirmeniz gerekir.
Mitral Kapak Yetmezliği Olanlar Güvenle Spor Yapabilir mi?
“Mitral kapak yetmezliği olanlar spor yapabilir mi?” sorusunun cevabı, hastalığın evresine ve kişinin durumuna bağlı olarak evettir. Hareketsiz bir yaşam yerine, doktorunuzun onayladığı, size özel planlanmış bir egzersiz programı hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınız için çok faydalıdır.
Düzenli egzersiz, genel kalp sağlığını iyileştirir ve kas gücünüzü korur. Ayrıca sizin için bir “erken uyarı sistemi” görevi görür. Düzenli olarak yürüyen bir kişi, eskiden rahatça yürüdüğü mesafede nefesinin kesildiğini çok daha erken fark eder. Bu hastalığın ilerlediğine dair önemli bir klinik işarettir.
Ancak egzersiz planı kişiye özel olmalıdır:
- Hafif-Orta Yetmezliği Olanlar: Belirtisi olmayan ve kalp fonksiyonları normal olan hastalar genellikle çoğu aktiviteye katılabilir. Tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklet ve yoga gibi aktiviteler genellikle güvenlidir.
- Şiddetli Yetmezliği Olanlar: Bu grupta kısıtlamalar gerekir. Özellikle rekabete dayalı, ağır ve ani efor gerektiren sporlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Amaç kalbi aşırı strese sokmadan temel bir aktivite seviyesini korumaktır.
Herhangi bir programa başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Egzersiz sırasında vücudunuzun verdiği sinyalleri dinlemek çok önemlidir. Aşağıdaki tehlike sinyallerinden herhangi birini yaşarsanız egzersizi hemen durdurun ve doktorunuzla konuşun:
- Beklenmedik veya aşırı nefes darlığı
- Göğüs, kol veya çenede ağrı, baskı veya rahatsızlık hissi
- Baş dönmesi veya sersemlik hissi
- Göz kararması
- Şiddetli çarpıntı
Mitral Kapak Yetmezliği Belirtileri Nelerdir?
Mitral kapak yetmezliği, uzun yıllar boyunca sessiz bir misafir gibi vücudunuzda yaşayabilir. Kalp, artan iş yükünü telafi etmek için olağanüstü bir çaba gösterir ve siz bu durumun farkına bile varmazsınız. Ancak zamanla, kalbin telafi mekanizmaları yorulduğunda, hastalık kendini belirli sinyallerle göstermeye başlar.
En sık karşılaşılan mitral yetmezlik belirtileri şunlardır:
- Nefes darlığı
- Sürekli yorgunluk ve bitkinlik hissi
- Çarpıntı
- Ayaklarda, ayak bileklerinde veya bacaklarda şişlik (ödem)
- Özellikle geceleri artan kuru öksürük
- Baş dönmesi
- Nadiren göğüs ağrısı
Bu belirtiler arasında nefes darlığı ve yorgunluk en sık ve en erken ortaya çıkanlardır. Başlangıçta sadece merdiven veya yokuş çıkarken zorlanma şeklinde kendini gösteren nefes darlığı, hastalık ilerledikçe düz yolda yürürken, hatta dinlenirken bile hissedilir hale gelebilir. Gece uykudan nefes darlığı ile uyanmak veya sırtüstü yatamayıp ancak birkaç yastıkla rahat edebilmek, hastalığın ciddiyetini gösteren önemli işaretlerdir.
Çarpıntı ise genellikle kalbin düzensiz çalıştığı “atriyal fibrilasyon” adlı ritim bozukluğunun habercisidir. Kalbin teklemesi, kuş kanadı çırpması gibi hissedilebilir. Ayaklardaki şişlik ve öksürük ise vücutta ve akciğerlerde sıvı birikmeye başladığının, yani kalbin pompalama gücünün yetersiz kaldığının göstergeleridir. Bu belirtilerden herhangi birini, özellikle yeni başladıysa veya giderek kötüleşiyorsa, mutlaka ciddiye almak ve bir hekime başvurmak gerekir.
Mitral Kapak Yetmezliği Tanısı Nasıl Konulur?
Mitral kapak yetmezliği tanısını koyma sürecimiz, hastanın öyküsünü dinlemekle başlar ve modern tıbbın sunduğu görüntüleme teknikleriyle kesinleşir. Bu süreçte attığımız adımlar, hastalığın varlığını doğrulamak, ciddiyetini belirlemek ve en uygun tedavi yolunu çizmek içindir.
Tanı sürecinin ilk adımı, sizi dikkatle dinlemek ve stetoskop ile kalbinizi muayene etmektir. Kapaktaki sızıntı, “üfürüm” adını verdiğimiz karakteristik bir ses oluşturur ve bu sesi duymamız, bizi mitral kapak yetmezliğinden şüphelenmeye yönelten ilk bulgudur.
Şüphelerimizi doğrulamak ve durumu netleştirmek için başvurduğumuz temel tanı aracı ise Ekokardiyografi (EKO), yani kalp ultrasonudur. Bu ağrısız ve zararsız test bize paha biçilmez bilgiler verir. Ekokardiyografi ile değerlendirdiğimiz temel noktalar:
- Kapak yapısının detaylı incelenmesi
- Yaprakçıkların hareketleri ve kapanma kusuru
- Geriye kaçan kan miktarının (yetmezlik derecesinin) belirlenmesi
- Kalp odacıklarının boyutları
- Kalbin kasılma gücü ve pompa fonksiyonu
Ekokardiyografi ile yetmezliğin derecesini hafif, orta veya şiddetli olarak sınıflandırırız. Bu sınıflandırma, tedavi kararımızı ve zamanlamamızı doğrudan etkiler. Çoğu zaman göğüs duvarından yapılan standart EKO yeterli olsa da bazen kapağı daha yakından ve net görmek için yemek borusu yoluyla yapılan Transözofageal Ekokardiyografi (TEE) yöntemine ihtiyaç duyabiliriz.
Bu temel testlerin yanı sıra tanıyı desteklemek ve genel kalp sağlığınızı değerlendirmek için başka testler de isteyebiliriz.
Elektrokardiyogram (EKG): Kalp ritmini değerlendirir.
Göğüs Röntgeni: Kalp büyüklüğünü ve akciğerlerin durumunu gösterir.
Efor Testi: Eforla belirtilerin ortaya çıkıp çıkmadığını ve kalbinizin yüke yanıtını ölçer.
Kardiyak MR: Özellikle EKO bulgularının net olmadığı durumlarda, sızıntı miktarını ve kalp fonksiyonlarını çok hassas bir şekilde ölçen ileri bir görüntüleme tekniğidir.
1,2,3-4 Derece Mitral Kapak Yetmezliği
Mitral kapak yetmezliği dereceleri 4 düzeyde ele alınır ve 1. ve 2. derece mitral kapak yetmezliği genellikle hasta takibi ile kontrol altında tutulmaya çalışır. 3. derece ve 4. derece mitral kapak yetmezliği durumlarında ise bir an önce hasta tedavisine başlanması gerekir.
Genetik nedenler, çocukken geçirilen ateşli hastalıklardan sonra ilerleyen yaşlarda mitral kapakçığın işlevinde bozukluk oluşması ya da doğumsal sebeplerle ortaya çıkabilen mitral kapak bozukluklarında yetmezliğin derecesi tedavi açısından önemlidir.
1. Derece (Hafif) | Jet alanı sol atriyumda küçüktür (<4 cm² veya <20% atriyal alan); semptom yoktur; genelde fizyolojik olabilir |
2. Derece (Orta) | Jet alanı orta düzeyde (%20–40 atriyal alan); hafif semptomlar olabilir; ventrikül fonksiyonları korunmuştur |
3. Derece (Orta-İleri) | Jet alanı geniş (>40% atriyal alan); belirgin semptomlar başlayabilir; sol ventrikülde genişleme gözlenebilir |
4. Derece (İleri) | Jet tüm sol atriyumu doldurur, vena pulmonarislere kadar uzanabilir; ciddi semptomlar (dispne, yorgunluk, ödem); sol kalp yetmezliği riski yüksek |
1.Derece Mitral Kapak Yetmezliği
Birinci derece mitral kapak yetmezliği hastalarda önemli bir şikayete yol açmayan ve birçok insanda bulunabilen yetmezlik düzeydir. 1.derecede mitral kapak yetmezliği bulunan bireylerin belirli aralıklarla kontrolden geçmesi yeterlidir. 1.düzeydeki yetmezlik için herhangi bir tedavi uygulanmaz.
2.Derece Mitral Kapak Yetmezliği
2. derece mitral kapak yetmezliği, bireylerde bazı hafif şikayetlere yol açabilir. İkinci derecede mitral kapak yetmezliği genellikle tesadüfen bulunur. Hastaların yaşı, genel sağlık durumu ve öyküsüne bağlı olarak, ikinci düzey mitral kapak yetmezliğinin takibinin yapılması gereklidir. Hastaya ekokardiyo ve hekimin gerekli gördüğü bazı testler yapıldıktan sonra belirli aralıklarla kontrole gelmesi istenir.
3-4.Derece Mitral Kapak Yetmezliği
Mitral kapak yetmezliğinde 3. ve 4. düzey risklidir. Kalbin sol bölümünde yetmezliğin oluşmasına neden olabileceğinden geciktirilmeden tedavi edilmelidir. Günümüzde mitral kapak yetmezliklerinin tedavisi başarılı bir şekilde yapıldığından, ileri düzeyde yetmezliği olan hastaların telaşa kapılmasına gerek yoktur. Ancak tedavinin ertelenmesi, yetmezliğin ilerlemesine ve hayati tehlikenin meydana gelmesine neden olabilir. 3. ve 4. derece mitral kapak yetmezliği bulunan hastalarda solunum ile ilgili problemler, çabuk yorulma ve kalp atımında düzensizlikler görülebilir. İleri düzey mitral kapak yetmezliği bazı durumlarda ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilmekle birlikte ilerleyen zamanlarda ameliyat ile tedavi gerekli olabilir.
Mitral kapak yetmezliği dereceleri zamanında tedavi edilmediği durumlarda ilerleyebilir. 1. ve 2. derece yetmezlik durumlarında takibin düzenli yapılması gereklidir. 3. düzey mitral kapak yetmezliğinde ise hastaya detaylı tetkikler yapıldıktan sonra tedaviye karar verilir. Mitral kapak yetmezliği derecesi 4 olan hastalar ise genellikle mitral kapak ameliyatı (kapakçık tamiri ya da değişimi) yapılması gereklidir. Bu açıklama hastaların tedirgin olduğu ve sık sorduğu mitral kapak yetmezliği öldürür mü sorusuna cevap olarakta nitelendirilebilir.
Tedavi Edilmeyen Mitral Kapak Yetmezliği Hangi Sorunlara Yol Açar?
Orta ve şiddetli düzeydeki mitral kapak yetmezliği, bir zaman ayarlı bomba gibidir. Başlangıçta sessiz kalsa da tedavi edilmediğinde kalpte ve vücutta ciddi, geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Kalbin sürekli olarak aşırı yük altında çalışması, bir dizi tehlikeli komplikasyonu beraberinde getirir.
Tedavi edilmediğinde ortaya çıkabilecek en önemli sorunlar:
- Atriyal Fibrilasyon (AF)
- İnme (Felç)
- Pulmoner Hipertansiyon
- Konjestif Kalp Yetmezliği
- Ani Kardiyak Ölüm
Atriyal Fibrilasyon, genişleyen sol kulakçığın normal ritmini kaybedip düzensiz ve hızlı bir şekilde titreşmeye başlamasıdır. Bu durumun kendisi çarpıntı ve yorgunluğa neden olurken, asıl tehlikesi kalp içinde pıhtı oluşumuna zemin hazırlamasıdır. Oluşan bu pıhtıların yerinden koparak beyin damarlarını tıkaması, kalıcı sakatlıklara yol açabilen inme (felç) ile sonuçlanabilir.
Pulmoner Hipertansiyon, akciğer atardamarlarındaki kan basıncının tehlikeli seviyelere yükselmesidir. Bu durum nefes darlığını şiddetlendirir ve zamanla kalbin sağ tarafını da iflasa sürükler.
En son ve en korkulan komplikasyon ise Konjestif Kalp Yetmezliği’dir. Bu aşamada, yıllarca aşırı çalışmaktan yorulmuş olan kalp kası artık pes eder ve vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamaz hale gelir. Bu durum hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren ve hayatı tehdit eden bir tablodur. İşte bu nedenlerle, mitral kapak yetmezliğinde “zamanlama her şeydir” deriz. Doğru zamanda yapılacak bir müdahale, tüm bu kötü senaryoların yaşanmasını engelleyebilir.
Mitral Kapak Yetmezliği Tedavisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?
Mitral kapak yetmezliğinin tedavisi, tek bir formülü olmayan, tamamen kişiye özel bir süreçtir. Tedavi kararını verirken hastalığın şiddeti, tipi, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve en önemlisi kalpte oluşan yapısal değişiklikler gibi birçok faktörü bir arada değerlendiririz. Amacımız, kalbi daha fazla hasardan korumak, belirtileri ortadan kaldırarak yaşam kalitesini artırmak ve gerektiğinde kapaktaki mekanik sorunu kalıcı olarak çözmektir.
Tedavi yaklaşımımız temel olarak dört ana başlık altında toplanabilir.
Tıbbi Takip ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Hafif düzeyde yetmezliği olan ve hiçbir şikayeti bulunmayan hastalarda genellikle “dikkatli bekleyiş” olarak adlandırdığımız bir strateji izleriz. Bu düzenli kontroller ve ekokardiyografi ile hastalığın seyrini yakından izlediğimiz anlamına gelir. Bu süreçte tüm hastalarımıza kalp sağlığını korumaya yönelik bazı yaşam tarzı değişiklikleri öneririz:
- Tuz tüketiminin azaltılması
- Sağlıklı kiloda kalma
- Tüm tütün ürünlerinin bırakılması
- Alkol tüketiminin sınırlandırılması
- Yüksek tansiyonun kontrol altında tutulması
- Doktorun onayladığı düzenli fiziksel aktivite
İlaç Tedavisi
İlaçlar, bozulmuş bir kapağı tamir edemezler. Ancak kalbin iş yükünü hafifleterek, belirtileri kontrol altına alarak ve komplikasyon riskini azaltarak önemli bir destek sağlarlar. Özellikle cerrahi için henüz erken olan veya cerrahi riski yüksek hastalarda başvurduğumuz bir yöntemdir. Kullandığımız başlıca ilaç grupları:
- Diüretikler (İdrar söktürücüler)
- ACE inhibitörleri ve ARB’ler (Tansiyon düzenleyiciler)
- Beta blokerler (Kalp hızını yavaşlatan ilaçlar)
- Antikoagülanlar (Kan sulandırıcılar)
- Cerrahi Tedavi (Kapak Tamiri veya Değişimi)
Yetmezlik şiddetliyse, belirtilere yol açıyorsa veya belirti olmasa bile kalpte büyümeye ve fonksiyon bozukluğuna neden olmaya başladıysa, artık kapaktaki mekanik sorunu çözmenin zamanı gelmiş demektir. Cerrahi tedavi, günümüzde son derece başarılı sonuçlarla uygulanan altın standart yöntemdir. Ameliyatlar, artık sıklıkla göğüs kemiği kesilmeden, sağ taraftan yapılan küçük kesilerle (minimal invaziv cerrahi) veya robotik teknoloji kullanılarak gerçekleştirilmekte, bu da hastanın çok daha hızlı iyileşmesini sağlamaktadır.
Cerrahideki temel felsefemiz, mümkünse hastanın kendi kapağını koruyarak tamir etmektir. Kapak tamiri, kapak değişimine göre daha düşük ameliyat riski, daha uzun yaşam beklentisi ve kan sulandırıcı ilaç kullanma zorunluluğunun olmaması gibi çok önemli avantajlar sunar. Ancak kapağın yapısı tamire uygun değilse, o zaman hasarlı kapak çıkarılarak yerine mekanik veya biyoprotez bir kapak takılır (kapak değişimi).
Transkateter Yöntemler (MitraClip)
Açık kalp ameliyatı için çok yüksek risk taşıyan hastalarda, kasıktan girilerek yapılan ve ameliyatsız bir yöntem olan MitraClip gibi transkateter tedaviler de bir seçenek olabilir. Bu yöntemde kapağın sızdıran yaprakçıkları küçük bir mandal ile birbirine tutturularak sızıntı azaltılmaya çalışılır. Bu cerrahinin bir alternatifi değil sadece belirli ve riskli hasta grupları için uygun olan bir tedavi yöntemidir.
Mitral Kapak Yetmezliği Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Başarılı bir mitral kapak ameliyatı sağlıklı bir geleceğe açılan bir kapıdır. Ancak bu kapıdan geçtikten sonraki süreç yani iyileşme dönemi de en az ameliyatın kendisi kadar önemlidir. Bu dönemde hastanın kendisine iyi bakması ve bazı kurallara uyması, tedavinin başarısını kalıcı kılar.
Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenleri iki dönemde inceleyebiliriz.
Erken İyileşme Dönemi (İlk 10 gün)
Bu vücudun kendini toparladığı en hassas dönemdir. Günümüzde minimal invaziv yöntemle yapılan mitral kapak tamir veya değişimi erken iyileşme dönemini çok kısaltmıaktadır. Bu süreçte uyulması gereken bazı önemli kurallar vardır:
- Ağrı kontrolü için verilen ilaçların düzenli kullanımı
- Yara yerinin temiz ve kuru tutulması
- Akciğer enfeksiyonlarını önlemek için derin nefes egzersizleri
- Doktorunuzun önerdiği kısa ve düzenli yürüyüşler
- Ağır cisim kaldırmaktan kaçınma (5 kilodan fazla)
- Ani ve hızlı kilo artışlarının takibi (vücutta sıvı birikimi belirtisi olabilir)
Uzun Dönem ve Yaşam Boyu Alışkanlıklar
Tam iyileşme sağlandıktan sonra, amaç artık kalp sağlığını koruyacak bir yaşam tarzını benimsemektir.
Kardiyak Rehabilitasyon: Bu profesyonel programlara katılım, güvenli egzersize dönüşü hızlandırır.
İlaç Disiplini: Özellikle mekanik kapak takıldıysa, kan sulandırıcı ilacın (warfarin) kullanımı hayati önem taşır ve düzenli kan testleri (INR) gerektirir.
Enfeksiyondan Korunma: Yapay kapağı olan hastaların, diş tedavisi gibi bazı işlemler öncesi koruyucu antibiyotik alması gerekir.
Düzenli Doktor Kontrolleri: Ameliyat sonrası da belirli aralıklarla sizi takip etmeye ve kapağınızın durumunu kontrol etmeye devam ederiz.
Sağlıklı Beslenme: Normal tuzlu, doymuş yağdan fakir bir diyet benimsenmelidir.
Sigaranın Tamamen Bırakılması: Bu olmazsa olmaz bir kuraldır.
Mitral Kapak Yetmezliği Önlenebilir mi?
Bu soru, hastalarımızdan en sık duyduğumuz sorulardan biridir. Cevabı ise hem evet hem de hayırdır. Mitral kapak yetmezliğinin yaşlanmaya bağlı doğal yıpranma (dejenerasyon) veya doğuştan gelen yapısal bozukluklar gibi bazı nedenlerini ne yazık ki tamamen önlemek mümkün değildir. Bunlar bizim kontrolümüz dışında gelişen süreçlerdir.
Ancak hastalığın bazı önemli nedenlerini önlemek veya en azından risklerini azaltmak kesinlikle bizim elimizdedir. Bu konuda atılabilecek en önemli adımlar şunlardır:
- Romatizmal ateşin önlenmesi
- Genel kalp sağlığının korunması
- Mevcut hastalıkların etkin tedavisi
- Düzenli sağlık kontrolleri
Bunlar arasında en kritik olanı, romatizmal ateşin önlenmesidir. Çocukluk çağında geçirilen ve halk arasında “beta mikrobu” olarak bilinen streptokok kaynaklı boğaz enfeksiyonları, eğer doğru ve tam bir şekilde antibiyotik ile tedavi edilmezse yıllar sonra romatizmal kalp hastalığına ve mitral kapak hasarına yol açabilir. Bu nedenle özellikle çocuklarda görülen ateşli boğaz ağrıları mutlaka ciddiye alınmalı ve bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Bunun yanı sıra genel kalp sağlığını korumaya yönelik atılacak her adım, dolaylı olarak mitral kapak yetmezliği riskini de azaltır. Çünkü koroner arter hastalığı ve kalp krizi, ikincil mitral yetmezliğin en sık nedenidir. Kalp dostu bir beslenme düzeni, düzenli fiziksel aktivite, sigaradan uzak durmak, ideal kiloyu korumak ve yüksek tansiyon gibi mevcut hastalıkları kontrol altında tutmak, sadece mitral kapağınızı değil tüm damar sisteminizi koruyan en değerli yatırımlardır. Unutmayın önlemek her zaman tedavi etmekten daha kolay ve daha etkilidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Ciddiyeti, kaçağın derecesine bağlıdır. Hafif yetmezlikler genellikle hayat kalitesini etkilemez ve sadece takip gerektirir. İleri derecede kaçaklar ise kalbin yorulmasına ve zamanla kalp yetmezliğine yol açabilir. Düzenli takip ve doğru müdahale ile bu riskler yönetilebilir.
Evet, ilaçlar mitral kapak yetmezliğinde önemli rol oynar; kalbin iş yükünü azaltır, kan basıncını düzenler ve hastalığın etkilerini yavaşlatır. Ancak ilaçlar kapağı tamir etmez. Gerekirse cerrahi seçenekler devreye girer.
Evet, hareketli bir yaşam teşvik edilir. Hafif ve orta düzeydeki yetmezliklerde, doktorunuzun önerdiği egzersizleri (yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi) yapabilirsiniz. Aşırı efor gerektiren sporlardan kaçınmak gerekir. Egzersiz programınızı mutlaka kardiyoloğunuza danışarak belirleyin.
Özel bir sihirli liste yoktur; önemli olan kalp dostu beslenmedir. Tuzu azaltın, işlenmiş ve yağlı gıdalardan uzak durun, sebze, meyve, tam tahıllar ve zeytinyağı ağırlıklı Akdeniz tipi beslenmeyi tercih edin. Bu, hem kalbiniz hem genel sağlığınız için faydalıdır.
Mitral kapak yetmezliğinin tanı ve takibi Kardiyoloji uzmanı tarafından yapılır. Gerekirse cerrahi müdahale için Kalp ve Damar Cerrahisi devreye girer. Bu bir ekip işidir; süreciniz boyunca her iki branş size rehberlik eder.
Kapağın kendiliğinden iyileşmesi zordur. Hafif yetmezlikler yıllarca stabil kalabilir. Gerekirse cerrahiyle tamir veya değişim yapıldığında kalp fonksiyonları düzelir ve yetmezlik ortadan kalkar. Doğru tedaviyle sağlıklı bir yaşam mümkündür.
EKG doğrudan teşhis koydurmaz. Ancak ileri mitral yetmezliğinde ritim bozuklukları veya kalp odacıklarında büyüme gibi dolaylı bulgular saptanabilir. Kesin tanı ve değerlendirme için ekokardiyografi (EKO) kullanılır.