Çalışan kalpte bypass ameliyatı, kan transfüzyonu ihtiyacının azalmasını sağlamakla birlikte, kan nakli yoluyla hastalık bulaşma riskini azaltır. Kan nakline ihtiyaç duyma olasılığının azalması hastanın vücudunda yaratabileceği reaksiyon riskini de minimize eder.
Kalp fonksiyonlarının ileri derecede bozulmuş olduğu hastalarda, ameliyat sonrasındaki en büyük risklerin başında kalp yetmezliği ve yetmezliğe bağlı komplikasyonların görülmesi yer alır.
Çalışan kalpte bypass ameliyatının hasta açısından diğer avantajları şöyledir:
- Hastalarda kan kaybı düşük olduğu için ameliyat sonrası toparlanma daha hızlı olur.
- Organ yetmezlikleri riski daha düşüktür. Akciğer yetersizliği ya da böbrek yetmezliği gibi organlardaki fonksiyon bozuklukları çalışan kalpte bypass ameliyatlarında daha az görülür.
- Ameliyat sonrasında nöropsikiyatrik sorunlar yaşanma ihtimali de çalışan kalpte bypass ameliyatlarında daha düşüktür.
Çalışan kalpte bypass ameliyatı, kalbin durdurularak yapıldığı ameliyatlara oranla daha kısa sürer ve hastaların yoğun bakımda kalma oranı ihtimali azalır.
Minimal invaziv cerrahi tekniğiyle gerçekleştirilen çalışan kalpte bypass ameliyatlarında, ameliyat sırasında daha az kanama ve buna bağlı daha az kan ihtiyacı olurken, ameliyat sonrasında hastaların daha erken bir şekilde taburcu olmaları ve günlük hayatlarına dönebilmeleri söz konusudur.