Kalp ve damar cerrahisi hakkında Prof. Dr. Yavuz Beşoğul’dan bilgi ve randevu almak için iletişime geçin.
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 1989 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra, 1989-1991 yılları arasında Yozgat-Eymir Sağlık Ocağı Tabipliği, Adli Tabiplik, İl Sağlık Müdür Yardımcılığı ve İl Sağlık Müdür Vekilli yapmıştır. 1991-1996 yılları arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalında uzmanlığını tamamlamıştır.
Minimal İnvaziv Cerrahisi alanında 1997 yılından bu yana operasyonlar gerçekleştiren Prof. Dr. Yavuz Beşoğul’un yayınları uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmıştır. Ulusal kongrelerde oturum başkanlığı da yapan Prof. Dr. Yavuz Beşoğul Türkiye Klinikleri, Journal of Cardiovascular Sciences Danışma Kurulu Üyesidir.
Minimal invaziv yönteminde cerrahi operasyon koltuk altı, karın ya da göğüs altından birkaç santimlik kesiler açılarak gerçekleştirilir. Cerrahi operasyon sonrası hastanın daha kısa sürede iyileşmesini sağlayan ve enfeksiyon riskini azaltan minimal invaziv cerrahi, günümüzde kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kapalı kalp ameliyatı, ortalama 1-3 saat sürer. Cerrahi operasyonun süresi, kalp hastalığının türü, hastanın yaşı ve diğer hastalıklarına göre değişiklik gösterebilmektedir. Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanından ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Minimal invaziv cerrahi ile yapılan kalp kapakçığı ameliyatı ortalama 1,5 – 2 saat sürer. Minimal invaziv yöntemlerle hastanın koltuk altından ya da göğsün yan kısmından 3-4 santimlik kesilerle yapılan ameliyat sonrası iyileşme süreci de daha hızlıdır. Bununla birlikte kapalı kalp ameliyatı yöntemiyle yapılan kapakçık değişimi sonrası hastaların komplikasyon yaşama riski de daha düşüktür. Kalp ve damar cerrahisi uzmanınıza mutlaka danışmalısınız.
Atrial Septal Defekt, uzun süre boyunca ciddi bir belirti vermediği için bazı hastalarda çok geç yaşlarda fark edilir. ASD hastalığında deliğin büyüklüğü ve sayısına göre hastalar farklı semptomlarla karşılaşabilir. Bazı hastalarda çarpıntı, nefes darlığı, çabuk yorulma ve kilo alamama gibi sorunlara neden olabilir.
Bronşit gibi sık görülen akciğer enfeksiyonları ve kalp yetmezliği riski de ASD hastalarında daha sık görülebilir. ASD hastalığının neden olduğu belirtiler, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak da farklı biçimlerde kendini gösterebilir.
Kalp ve damar cerrahisi ameliyatlarından Koltuk altından veya minimal invaziv tekniklerle yapılan kalp ameliyatları diğer yöntemler kadar güvenilir olduğu gibi onlardan daha az risklidir. Özellikle de tecrübeli ellerde, uzun süre minimal invaziv cerrahi yapmış ve bu konuda bilimsel çalışmaları olmuş, bunların sunumlarını yurt içinde ve yurt dışında yapmış, hastalarını beyan etmiş olan cerrahlar olursa diğer açılışa göre çok daha güvenilirdir. Bir diğer özelliği bu ameliyatta hiçbir kaburga ve hiçbir kas kesilmediği için diğer yöntemden daha az risk taşımasıdır.
Pulmoner kapak, kirli kanın sağ karıncıktan akciğerlere gönderildiği damarın başında bulunan 3 yaprakçıklı kapaktır. Akciğere gönderilmek üzere pompalanan kirli kanın tek yönde gitmesini, geri dönmemesini sağlamaktadır.
Doğuştan kapağın oluşmaması ya da kalp kapağında darlık şeklinde ortaya çıkabilirler. Pulmoner kapaktaki darlığın büyük bölümü konjenital yani doğuştandır. Bununla birlikte pulmoner kapakta yetersizlik de görülebilmektedir.
Kalp ve Damar cerrahisi tekniklerinden olan Minimal invaziv kalp ameliyatları genellikle tüm hastalara kalp kapağı değişimlerinde ve koroner bypass ameliyatlarında uygulanabilir. Fakat üçlü koroner bypass, üç ve üzeri damarların değişimi gerektiğinde, yine kalp kapağıyla birlikte koroner bypass ameliyatı gerektiğinde uygulanması mümkün olmayabilir. Ayrıca ileri derecede akciğer hastalığı olanlarda minimal kesilerle ameliyat yapmak mümkün olmayabilir.
Kalp ve damar hastalıkları, doğuştan olabileceği gibi sonradan da oluşabilmektedir. Doğuştan kalp hastalıkları, anne karnında kalbin gelişimi sırasında meydana gelen birtakım bozukluklar sonucu ortaya çıkmaktadır. Kalp deliği, doğuştan olan kalp hastalıkları örneklerinden biridir. Bu hastalıklar kimi zaman doğumla birlikte fark edilirken kimi zamanda ilerleyen yıllarda belirtilerini gösterebilmektedir. Genetik nedenler ya da diğer nedenlere bağlı olarak sonradan oluşan kalp rahatsızlıkları da ortaya çıkabilmektedir. En sık görülen kalp hastalıkları, kalpteki mitral kapak, triküspit kapak, aort kapak ve pulmoner kapak olmak üzere 4 kapakta görülen kalp kapak hastalıkları ve kalbi besleyen damarlar da görülen darlık ya da tıkanmaya bağlı koroner arter hastalığı olmak üzere kalp damar hastalıklarıdır.