Gangren, dokuların kan dolaşımının kritik düzeyde kesintiye uğraması veya şiddetli bir bakteri enfeksiyonu nedeniyle canlılığını yitirip ölmesidir. Vücudun kendini yenileme kapasitesini aşan bu geri döndürülemez doku hasarı, genellikle altta yatan damar tıkanıklığı gibi ciddi bir sağlık sorununun ilerlemiş bir sonucu olarak kendini gösterir. Farklı nedenleri ve belirtileri olan tüm granger tipleri, doku kaybının ilerlemesini durdurmayı ve hayati riskleri ortadan kaldırmayı amaçlayan acil tıbbi tedavi gerektirir. Tedavi yaklaşımı, gangrenin altında yatan ana sebebin doğru bir şekilde tespit edilmesine bağlıdır.
Gangrenin farklı türleri var mıdır?
Evet, gangren tek tip bir durum değildir ve onu doğru sınıflandırmak, tedavi yolculuğumuzdaki ilk ve en önemli adımdır. Çünkü bir granger türü acil ameliyat ve yoğun antibiyotik tedavisi gerektirirken, bir diğeri daha planlı bir damar açma operasyonuyla çözülebilir. Bu ayrımı yapmak, hastanın hayatını ve uzvunu kurtarmak için zamana karşı verdiğimiz yarışta bize yol gösterir. Temelde kuru ve yaş granger olarak iki ana gruba ayrılsa da daha özel ve tehlikeli başka formları da mevcuttur.
- Kuru Gangren (İskemik Nekroz): Bu tür, tamamen kan akışının yavaş yavaş azalması ve durmasıyla ilgilidir. Sorun, dokuyu besleyen atardamarların, genellikle “damar sertliği” (ateroskleroz) olarak bilinen durum nedeniyle zamanla tıkanmasıdır. Kan akışı olmadığı için bölgeye sıvı ve iltihap hücreleri ulaşamaz. Bu nedenle doku kurur, suyu çekilir, büzüşür ve zamanla rengi koyu kahverengi veya siyaha dönerek mumyalaşmış bir görünüm alır. Genellikle kötü bir koku veya akıntı olmaz. Ölü doku ile canlı doku arasında genellikle belirgin, kırmızımsı bir hat bulunur. Kuru granger yavaş ilerler ve başlangıçta hayati tehlikesi daha düşüktür. Ancak en büyük riski, bu savunmasız dokunun enfeksiyon kaparak hızla çok daha tehlikeli olan yaş grangere dönüşmesidir.
- Yaş gangren (Enfekte Nekroz): Yaş granger, zayıf kan dolaşımının üzerine bir de bakteriyel enfeksiyonun eklendiği bir kabus senaryosudur. Kuru gangrenin aksine, bu durumda doku şiş, ödemli, kırmızı veya mor renktedir ve üzerinde içi iltihaplı ya da kanlı olabilen su kabarcıkları belirir. Bakterilerin dokuyu parçalaması ve vücudun buna karşı verdiği yoğun iltihabi yanıt nedeniyle bölgeden son derece kötü, çürümeyi andıran bir koku yayılır. Bu durum enfeksiyonun kan dolaşımına karışarak “sepsis” adı verilen ölümcül bir tabloya yol açma riski taşıdığı için acil cerrahi müdahale gerektirir. Yaş granger, kuru grangerin aksine çok hızlı ilerler ve acil durum olarak kabul edilir.
- Gazlı Gangren (Klostridial Miyonekroz): grangerin en korkulan ve en hızlı ilerleyen türüdür. Genellikle Clostridium adında, oksijensiz ortamlarda yaşayan bir bakterinin neden olduğu derin bir kas enfeksiyonudur. Bu bakteri, özellikle trafik kazası, ezilme tipi yaralanmalar veya derin kesikler gibi travmalar sonucu vücuda girer. Hızla çoğalırken doku içinde gaz üretir. Bu durum etkilenen bölgeye dokunulduğunda cildin altında çıtırtı veya patlama hissi (krepitasyon) olarak hissedilir. Bu gazlı grangerin en tipik bulgusudur. Bakterinin salgıladığı güçlü zehirler (toksinler), kas dokusunu saatler içinde yok eder ve kana karışarak şok ve çoklu organ yetmezliğine neden olur. Bu nedenle gazlı gangren, teşhis edildiği anda saniyelerin bile önemli olduğu, ölümcül bir acil durumdur.
- Fournier gangreni: Genital bölgeyi, apış arasını veya anüs çevresini etkileyen, özel ve çok agresif bir yaş granger türüdür. Genellikle o bölgedeki bir enfeksiyon (idrar yolu enfeksiyonu, apse) veya küçük bir yaradan kaynaklanır. Özellikle kontrolsüz diyabeti, alkolizmi veya bağışıklık sistemi zayıflığı olan kişilerde görülme riski daha yüksektir. Enfeksiyon, derin doku katmanları boyunca bir orman yangını gibi hızla yayıldığı için yüksek ölüm oranlarına sahip bir cerrahi acil durumdur.
Gangrenin belirtileri nelerdir?
Gangren, altta yatan nedene bağlı olarak farklı sinyaller verebilir. Bir veya daha fazlasını fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmanız hayati önem taşır. Dikkat edilmesi gereken en yaygın granger belirtileri şunlardır:
- Cilt renginde önce solukluk, ardından beliren kırmızı, mor, mavi veya bronz renk değişikliği
- İlerleyen dönemde cildin kahverengi veya tamamen siyah bir renk alması
- Etkilenen bölgede şiddetli ve ani başlayan ağrı
- Ağrının ardından gelişen tam hissizlik veya uyuşukluk
- Cildin çevre dokulara göre belirgin şekilde soğuk olması
- Dokunun kuruması, büzüşmesi ve mumyalaşmış gibi görünmesi
- Şişlik, ödem ve içi sıvı dolu, bazen kanlı olabilen kabarcıkların oluşması
- Dayanılmaz derecede kötü, çürük kokulu akıntı
- Cilde dokunulduğunda çıtırtı veya kar üzerinde yürüme hissi
- Açıklanamayan yüksek ateş
- Vücutta titreme nöbetleri
- Hızlı nabız ve soluk alıp verme
- Tansiyon düşüklüğü
- Kafa karışıklığı veya bilinç bulanıklığı
Gangren neden olur ve kimler risk altındadır?
Gangrenin gelişiminin arkasında yatan iki temel mekanizma vardır. Birincisi, dokulara yeterli kan taşıyan damarların işlevini yitirmesi; ikincisi ise dokuyu istila eden yıkıcı bir enfeksiyon. Çoğu zaman bu iki durum birbiriyle iç içe girerek bir kısır döngü yaratır. Kanlanması azalan doku enfeksiyona savunmasız hale gelirken, gelişen enfeksiyon da küçük damarları tıkayarak kanlanmayı daha da bozar.
Gangren gelişim riskini önemli ölçüde artıran bazı durumlar ve alışkanlıklar mevcuttur:
- Diyabet (Şeker hastalığı)
- Sigara ve tütün ürünleri kullanımı
- Periferik Arter Hastalığı (Bacak damarlarında tıkanıklık)
- Yüksek tansiyon
- Yüksek kolesterol ve kan yağları
- Obezite
- İleri yaş
- Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar (HIV, kanser vb.) veya tedaviler (kemoterapi)
- Ezilme, yanık veya donma gibi ciddi doku hasarına yol açan travmalar
- Raynaud fenomeni gibi kan damarlarının spazmına neden olan durumlar
Özellikle diyabet (şeker hastalığı), granger gelişimi için adeta mükemmel bir fırtına ortamı yaratır. Yüksek kan şekeri, vücutta üçlü bir yıkıma yol açar. Birincisi, sinir hasarı (nöropati) nedeniyle ayaklarda his kaybı gelişir. Bu yüzden hasta, ayakkabının vurduğunu, küçük bir kesiği veya bir yarayı fark etmez. İkincisi, hem büyük hem de küçük kan damarlarında hasar (vaskülopati) oluşur. Bu da yaraların iyileşmesi için gereken kan akışını engeller. Üçüncüsü ise bağışıklık sisteminin zayıflamasıdır. Bu da en ufak bir yaranın bile kolayca enfekte olmasına ve hızla yayılmasına neden olur. Bu üçlü bir araya geldiğinde, fark edilmeyen küçük bir yara bile kısa sürede derin bir enfeksiyona ve grangere dönüşebilir.
Sigara kullanımı ise damar sağlığının bir numaralı düşmanıdır. Damarların iç yüzeyini tahrip eder, damar sertliğini (ateroskleroz) hızlandırır ve kanın pıhtılaşma eğilimini artırır. Bacak damarlarında tıkanıklık olan bir kişinin sigara içmeye devam etmesi, granger riskini katbekat artırır.
Gangren tanısı nasıl konulur?
Gangren tanısı genellikle hastanın anlattığı şikayetler ve hekimin yapacağı dikkatli bir fizik muayene ile başlar. Ancak tedaviyi doğru planlamak için grangerin tipini, yayılımını ve altta yatan damar probleminin boyutunu netleştirmek gerekir. Bunun için çeşitli tanı yöntemlerinden faydalanırız.
İlk adım, her zaman iyi bir fizik muayenedir. Etkilenen bölgenin görünümü, rengi, ısısı, şişlik veya akıntı olup olmadığı dikkatle incelenir. Gazlı gangren şüphesi varsa, cilt altındaki gazı hissetmek için elle muayene (palpasyon) yapılır. Özellikle kuru granger şüphesinde, bacaklardaki ve ayaktaki nabızların kontrolü, damar tıkanıklığının varlığı hakkında bize çok değerli bilgiler verir.
Kesin tanı ve tedavi planlaması için başvurduğumuz bazı ileri tetkikler şunlardır:
- Ayak Bileği-Kol İndeksi (ABİ): Bacaklardaki kan akımının ne kadar yeterli olduğunu gösteren basit, ağrısız bir tansiyon ölçüm testidir.
- Kan Testleri: Vücuttaki enfeksiyonun seviyesini (lökosit, CRP), organların durumunu (böbrek, karaciğer fonksiyonları) ve doku oksijenlenmesinin yeterliliğini (laktat) değerlendirmek için yapılır.
- Yara ve Kan Kültürleri: Enfeksiyona neden olan bakteriyi tespit etmek ve hangi antibiyotiğin etkili olacağını belirlemek için alınır.
- Röntgen Filmi (X-ray): Özellikle gazlı grangerin tipik bulgusu olan doku içindeki gazı göstermede çok faydalıdır.
- Doppler Ultrasonografi: Ses dalgaları kullanarak damarların içindeki kan akışını değerlendiren, tıkanıklıkların yerini ve derecesini gösteren bir yöntemdir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT) Anjiyografi: Damardan kontrast madde verilerek çekilen bu film, vücudun ana damarından ayak parmaklarına kadar tüm damar ağının üç boyutlu bir haritasını çıkarır. Tıkanıklıkların yerini ve ciddiyetini net bir şekilde göstererek tedavi planlamasında bize rehberlik eder.
- Manyetik Rezonans (MR) Anjiyografi: Kontrast madde kullanılarak veya kullanılmadan yapılabilen, damarları detaylı gösteren bir başka görüntüleme yöntemidir.
- Dijital Subtraksiyon Anjiyografi (DSA): Damar görüntülemede “altın standart” olarak kabul edilen yöntemdir. Genellikle kasıktan ince bir kateterle girilerek doğrudan damarların filmi çekilir. Hem en net görüntüyü sağlar hem de aynı seansta anjiyo ile tedavi (balon, stent) yapma imkanı tanır.
granger nasıl tedavi edilir?
grangerin tedavisi, bir an bile geciktirilemeyecek, zamana karşı bir yarıştır ve tamamen altta yatan nedene yönelik olarak planlanır. Enfeksiyonu kontrol altına almak ve kan akışını yeniden sağlamak olmak üzere iki ana hedefimiz vardır:
Enfeksiyöz gangrenlerin (Yaş, Gazlı, Fournier) Tedavisi
Bu tür grangerlerde birinci ve en acil öncelik, enfeksiyon kaynağını vücuttan temizlemektir.
- Acil Cerrahi Debridman: Tedavinin tartışmasız temel taşıdır. Bu tüm ölü, cansız ve enfekte dokuların cerrahi olarak sağlıklı doku sınırına ulaşana kadar tamamen kesilip çıkarılması işlemidir. Enfeksiyonun yayılmasını durdurmanın ve vücuttaki zehirli yükü azaltmanın tek yolu budur. Genellikle tek bir ameliyat yetmez ve yara tamamen temizlenene kadar hasta birkaç kez daha ameliyata alınabilir.
- Damardan (IV) Yoğun Antibiyotik Tedavisi: Ameliyatla eş zamanlı olarak vücuttaki enfeksiyonla savaşmak için damardan yüksek dozda ve geniş etki alanına sahip antibiyotiklere başlanır. Kültür sonuçları geldikten sonra tedavi, tespit edilen bakteriye özel olarak düzenlenir.
- Destek Tedavileri: Hastanın genel durumunu düzeltmek için sıvı takviyesi, tansiyonu ve organ fonksiyonlarını destekleyici tedaviler uygulanır.
- İskemik grangerin (Kuru granger) Tedavisi: Kan Akışının Yeniden Sağlanması
Buradaki temel amaç tıkalı olan atardamarı açarak grangerli bölgeye yeniden kan ve oksijen gitmesini sağlamaktır. Bu işleme “revaskülarizasyon” diyoruz ve bu uzvun kurtarılması için tek şanstır. Kalp ve damar cerrahları olarak bu amaçla kullandığımız iki ana yöntem vardır:
- Endovasküler Tedaviler (Kapalı Yöntemler): Bu yöntemler büyük bir kesi yapmadan, genellikle kasıktan iğne ile girilerek damar içinden yapılan müdahalelerdir.
- Balon Anjiyoplasti: Tıkalı damarın içine ince bir tel üzerinden ilerletilen balonun şişirilerek darlığın açılmasıdır. Adeta damarın iç duvarına yapışmış olan kireç plağını ezerek kan akışı için bir yol açarız.
- Stentleme: Balonla açılan damarın tekrar daralmasını önlemek için o bölgeye “stent” adı verilen, metalden yapılmış özel bir kafesin yerleştirilmesi işlemidir. Günümüzde, yeniden daralmayı önleyen ilaçlarla kaplı stentler ve balonlar sayesinde çok daha uzun süreli ve başarılı sonuçlar alabiliyoruz. Bu yöntemler özellikle cerrahi riski yüksek olan yaşlı veya ek hastalıkları bulunan hastalar için mükemmel bir seçenektir.
- Açık Cerrahi (Bypass Ameliyatı): Endovasküler yöntemlerin uygun olmadığı, tıkanıklığın çok uzun veya çok karmaşık olduğu durumlarda başvurduğumuz yöntemdir. Bypass ameliyatı tıkanıklığın olduğu bölgeyi tamamen devre dışı bırakarak kan için yeni bir “otoban” oluşturmaktır. Tıkanıklığın üstündeki sağlam damar ile altındaki sağlam damar arasına bir köprü (greft) dikeriz. Bu köprü için kullanılabilecek en kaliteli, en dayanıklı ve enfeksiyona en dirençli materyal, hastanın kendi bacağından veya kolundan aldığımız damarlardır. Özellikle hastanın kendi “safen ven” damarı ile yapılan bypass ameliyatları, uzun dönemde damarın açık kalma oranı açısından hala altın standarttır. Yakın zamanda yapılan büyük bilimsel çalışmalar uygun damarı olan hastalarda bypass ameliyatının, anjiyo yöntemlerine göre uzvu kurtarmada daha üstün ve kalıcı sonuçlar verdiğini göstermiştir.
- Amputasyon Kararı: Bazen hasta bize başvurduğunda granger o kadar ilerlemiş, doku hasarı o kadar yaygın ve geri döndürülemez olur ki uzvu kurtarmak mümkün olmaz. Bu durumda enfeksiyonun vücuda yayılmasını ve hastanın hayatını tehlikeye atmasını önlemek için tek seçenek, etkilenen uzvun kesilmesi (amputasyon) olabilir. Bu karar, hasta ve hasta yakınları için çok zor olsa da bazen hayat kurtarıcı bir müdahaledir. Karar, tüm tedavi seçenekleri değerlendirildikten sonra, multidisipliner bir yaklaşımla verilir.
Gangrenden korunmak için neler yapılabilir?
Gangren, sonuçları çok ağır olabilen bir durum olsa da özellikle risk grubundaki kişiler için alınacak önlemlerle büyük ölçüde önlenebilir. Korunmanın temeli, altta yatan hastalıkları kontrol altında tutmak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmaktır.
Diyabet Hastaları İçin Hayati Öneme Sahip Öneriler:
- Ayaklarınızı her gün, özellikle tabanını ve parmak aralarını bir ayna yardımıyla kontrol edin.
- Ayaklarınızı her gün ılık su ve sabunla yıkayın, ardından nazikçe ve tamamen kurulayın.
- Cildinizin kurumasını önlemek için nemlendirici krem kullanın, ancak parmak aralarına sürmeyin.
- Tırnaklarınızı düz bir şekilde kesin, kenarlarını yuvarlamaktan veya çok dipten kesmekten kaçının.
- Ayaklarınızdaki nasır veya siğillere asla kendiniz müdahale etmeyin.
- Her zaman ayağınıza tam oturan, yumuşak, dikişsiz ve rahat ayakkabılar ile pamuklu çoraplar giyin.
- Asla ve asla çıplak ayakla dolaşmayın.
- Kan şekerinizi doktorunuzun önerdiği seviyelerde tutmak için diyetinize ve tedavilerinize uyun.
- Yılda en az bir kez ayak muayenesi için doktorunuza veya bir podoloğa başvurun.
Damar Sertliği (PAH) Riski Taşıyanlar İçin Öneriler:
- Sigarayı ve tüm tütün ürünlerini derhal ve tamamen bırakın. Bu atabileceğiniz en önemli adımdır.
- Her gün düzenli olarak yürüyüş gibi orta tempolu egzersizler yapın.
- Akdeniz diyeti gibi taze sebze, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağlardan zengin bir beslenme planı benimseyin.
- İşlenmiş gıdalardan, doymuş yağlardan ve aşırı tuzdan uzak durun.
- Yüksek tansiyonunuzu kontrol altında tutun.
- Kan kolesterol ve yağ seviyelerinizi doktorunuzun hedeflediği değerlere indirin.
- Doktorunuzun reçete ettiği kan sulandırıcı veya kolesterol düşürücü ilaçları aksatmadan kullanın.
Sıkça Sorulan Sorular
Gangren nasıl başlar ve vücutta ilk belirtileri nelerdir?
Gangren genellikle kan dolaşımının bozulmasıyla başlar. Etkilenen bölgede soğukluk, solgunluk, kararma, kötü koku ve ağrı görülür. Bu belirtiler doku ölümü başladığının ilk işaretleridir.
Gangrenin en sık görüldüğü bölgeler hangileridir ve neden?
Gangren en çok ayak parmakları, eller ve bacaklarda görülür. Bu bölgeler kan dolaşımının uç noktaları olduğundan oksijen ve besin yetersizliği doku ölümüne neden olur.
Şeker hastalığı gangren riskini nasıl artırır?
Diyabet, damar hasarı ve sinir duyusu kaybına yol açarak küçük yaraların fark edilmemesine neden olur. Bu durum enfeksiyonların ilerlemesine ve gangrene dönüşmesine zemin hazırlar.
Gangrenin kuru, ıslak ve gazlı türleri arasındaki farklar nelerdir?
Kuru gangren kan akışının kesilmesiyle oluşur ve enfeksiyon içermez. Islak gangren bakteriyeldir ve hızlı yayılır. Gazlı gangren ise toksin üreten bakterilerin kas dokularına yerleşmesiyle gelişir.
Gangren tedavisinde cerrahi müdahale ne zaman gerekir?
Doku ölümü ilerlediyse, enfekte alanın temizlenmesi veya amputasyon gerekebilir. Cerrahi müdahale, enfeksiyonun yayılmasını durdurmak ve sağlıklı dokuyu korumak için hayati önem taşır.
Gangren hastalarında hiperbarik oksijen tedavisi nasıl etki eder?
Bu tedavi, yüksek basınç altında saf oksijen solunmasını sağlar. Oksijen, enfekte dokuların iyileşmesini destekler, bakterilerin üremesini yavaşlatır ve cerrahi sonrası iyileşmeyi hızlandırır.
Gangren oluşumunu önlemek için hangi yaşam tarzı değişiklikleri gerekir?
Sigaranın bırakılması, kan şekeri ve tansiyon kontrolü, düzenli egzersiz ve cilt yaralarının erken tedavisi gangren riskini önemli ölçüde azaltır. Özellikle diyabet hastaları için ayak bakımı çok önemlidir.
Gangren tedavi edilmezse vücutta ne tür komplikasyonlar gelişir?
Tedavi edilmeyen gangren, sepsis ve çoklu organ yetmezliği gibi ölümcül enfeksiyonlara yol açabilir. Ayrıca enfekte dokular hızla yayılır ve geri dönüşü olmayan hasarlar bırakır.
Gangren geçiren bir hastanın iyileşme süreci ne kadar sürer?
İyileşme süresi gangrenin tipine, hastanın genel sağlık durumuna ve uygulanan tedaviye bağlıdır. Cerrahi sonrası süreç haftalar sürebilir, ancak erken müdahale iyileşmeyi hızlandırır.
Gangren sonrası psikolojik etkilerle nasıl başa çıkılır?
Amputasyon veya doku kaybı sonrası depresyon ve kaygı sık görülür. Psikolojik destek, fizyoterapi ve aile desteği, hastanın yeniden günlük yaşama uyum sağlamasında önemli rol oynar.

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 25 yılı aşkın deneyime sahip bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanıdır. Türkiye’de kapalı kalp ve atan kalpte bypass ameliyatlarının öncülerindendir. Bugüne kadar binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiş, ulusal ve uluslararası dergilerde 100’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır.
