Bacaklarda morluklar, cilt altındaki küçük damarların zedelenmesi sonucu kanın dokulara sızmasıyla oluşur. Çoğu zaman travma veya darbeye bağlı gelişir, ancak kolay morarma bazı sistemik hastalıkların da belirtisi olabilir.

Bacaklarda morarma nedenleri arasında damar hassasiyeti, pıhtılaşma bozuklukları, vitamin eksiklikleri, bazı ilaç kullanımları ve kan hastalıkları yer alır. Nedensiz veya sık tekrarlayan morluklarda tıbbi değerlendirme gereklidir.

Bacaklarda morarma tanısında hasta öyküsü, fizik muayene ve laboratuvar testleri kullanılır. Pıhtılaşma zamanı, tam kan sayımı ve vitamin düzeyleri, altta yatan nedenin belirlenmesinde önem taşır.

Bacaklarda morarma tedavisi, travma kaynaklı ise genellikle istirahat ve lokal soğuk uygulama ile düzelir. Sistemik hastalıklara bağlı morluklarda ise altta yatan nedenin tedavisi gerekir. Erken teşhis, komplikasyon riskini azaltır.

Sık Görülen Belirtiler – Deride mor, mavi veya yeşilimsi renk değişikliği- Hassasiyet veya hafif ağrı- Şişlik (bazen)- Zamanla sararmaya dönüşen lezyonlar
Nedenleri – Travma veya çarpma- Kan sulandırıcı ilaçlar kullanımı- Kan pıhtılaşma bozuklukları (hemofili, trombositopeni vb.)- Damar duvarı zayıflığı- İleri yaş- Cilt altı yağ dokusunun azalması
Risk Faktörleri – Yaşlılık- Kan sulandırıcı ilaç tedavisi- Kanama hastalıkları- Obezite- Diyabet- Vitamin eksiklikleri (C, K vitamini)
Komplikasyonlar – Büyük hematom gelişimi- Enfeksiyon (nadir)- Kronik cilt değişiklikleri
Tanı Yöntemleri – Fizik muayene- Kan testleri (pıhtılaşma profili, trombosit sayısı)- Gerekirse ultrason veya MR
Tedavi Yöntemleri – Nedene yönelik tedavi- Bacakları dinlendirme ve yüksekte tutma- Soğuk kompres uygulama- Kanama bozukluğu varsa hematoloji desteği
Önleme Yöntemleri – Travmalardan korunma- Kan sulandırıcı ilaçların dikkatli kullanımı- Vitamin desteği (doktor önerisiyle)- Düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı

Bacakta Çürük Morluk Gibi Lekeler Neye İşaret Eder?

Bacakta kendiliğinden oluşan çürük veya morluk benzeri lekeler, damar duvarı zayıflıkları, pıhtılaşma bozuklukları, bazı ilaçların (örneğin kan sulandırıcılar) yan etkileri veya vitamin eksiklikleri (özellikle C ve K vitamini) gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Ayrıca lösemi veya vaskülit gibi daha ciddi hastalıkların da belirtisi olabilir. Bu tür lekeler sık tekrarlıyorsa veya başka belirtilerle birlikte seyrediyorsa mutlaka tıbbi değerlendirme gerekir.

Hangi Morluklar Tehlikelidir ve Ne Zaman Doktora Başvurmak Gerekir?

Öncelikle her morluğun bir hastalık belirtisi olmadığını bilerek rahatlayalım. Yoğun bir günün ardından fark ettiğiniz, nasıl olduğunu bile hatırlamadığınız küçük morluklar genellikle tehlikesizdir. Vücudumuz bu küçük hasarları kendi kendine onarır ve morluk bir-iki hafta içinde renk değiştirerek (mavi-mordan yeşil-sarıya dönerek) solar gider.

Ancak bazı morluklar, “bunu bir uzmana göstermeliyim” dedirten türdendir. Bu morlukları diğerlerinden ayıran bazı önemli özellikler vardır. Eğer bacaklarınızdaki veya vücudunuzdaki morluklar aşağıdaki durumlardan bir veya birkaçını taşıyorsa, bir hekime danışmanızda büyük fayda var:

  • Herhangi bir çarpma, düşme veya travma hatırlamadığınız halde oluşuyorsa
  • Vücudunuzun farklı yerlerinde sık sık tekrarlıyorsa
  • Boyutları normal bir çürükten çok daha büyükse (örneğin avuç içi kadar)
  • İyileşmesi haftalar, hatta aylarca sürüyorsa
  • Morluğun olduğu bölgede aşırı bir ağrı, ısı artışı ve belirgin bir şişlik varsa
  • Morluklara ek olarak başka şikayetleriniz de varsa

Son madde özellikle önemlidir. Bacaklardaki morarmalara eşlik eden bazı belirtiler durumun ciddiyetini gösterebilir. Bu ek belirtiler şunlar olabilir:

  • Sık sık yaşanan diş eti kanamaları
  • Kolayca başlayan ve uzun süren burun kanamaları
  • Sebebi açıklanamayan kilo kaybı
  • Yüksek ateş veya gece terlemeleri
  • Eklem yerlerinde ağrı ve şişlik
  • Sürekli bir yorgunluk ve halsizlik hali

Özellikle kan sulandırıcı ilaçlar (antikoagülanlar) kullanan kişilerde morarma daha sık görülür. Ancak bu kişilerde bile morlukların sayısında, boyutunda veya oluşma sıklığında ani bir değişiklik fark edilirse, bu durum mutlaka ilacı reçete eden doktora bildirilmelidir.

Bacakta Kendiliğinden Oluşan Morluklar Hangi Sorunlardan Kaynaklanır?

“Hiçbir yere çarpmadım ama bacağımda yine morluk var.” Bu cümle, altta yatan bir sağlık sorununun en net ifadelerinden biridir. Vücutta kendiliğinden oluşan morluklar, kanın pıhtılaşma mekanizmasında veya damar duvarının sağlamlığında bir problem olduğuna işaret eder. Vücudun kanamayı önleme ve durdurma sistemi karmaşık bir yapıdır ve bu sistemin herhangi bir noktasındaki aksaklık, kendini kolay morarma ile gösterebilir.

Bu duruma yol açabilen başlıca nedenler şunlardır:

Pıhtılaşma Faktörü Eksiklikleri: Kanın pıhtılaşmasını sağlayan ve karaciğerde üretilen özel proteinlerde (faktörler) genetik bir eksiklik olmasıdır. Hemofili gibi hastalıklar bu gruba girer.

Trombosit (Kan Pulcuğu) Problemleri: Trombositler, bir damar zedelendiğinde ilk yardıma koşan ve tıkaç oluşturan hücrelerdir. Sayılarının azlığı (trombositopeni) veya işlevlerinin bozuk olması, en ufak bir sızıntının bile morluğa dönüşmesine neden olur.

Kullanılan İlaçlar: Kan sulandırıcılar, aspirin gibi pıhtılaşmayı önleyen ilaçlar, kortizonlu ilaçlar (cildi incelterek), bazı antidepresanlar ve kemoterapi ilaçları morarma eğilimini artırır.

Karaciğer Hastalıkları: Siroz gibi ileri evre karaciğer yetmezliği, pıhtılaşma faktörlerinin üretimini ciddi şekilde bozarak yaygın morarmalara yol açar.

Kronik Böbrek Yetmezliği: Böbreklerin yeterli çalışmaması, hem trombositlerin fonksiyonunu bozar hem de cildin yapısını zayıflatır.

Vitamin Eksiklikleri: Özellikle kan damarlarının duvarını güçlendiren C vitamini ve pıhtılaşma için kritik olan K vitamini eksikliği, morarmalara neden olabilir.

Kan Damarı İltihabı (Vaskülit): Bağışıklık sisteminin kendi damarlarına saldırdığı bu romatizmal durum damar duvarını zayıflatır. Vaskülit morlukları genellikle ciltten hafif kabarıktır ve dokunmakla hissedilir.

Hematolojik Kanserler: Lösemi veya lenfoma gibi kan ve kemik iliği kanserleri, sağlıklı kan hücrelerinin, özellikle de trombositlerin üretimini engelleyerek ciddi morarmalara ve kanamalara yol açar.

Bacaklardaki Morlukların Damarsal Sebepleri Neler Olabilir?

Bir kalp ve damar cerrahının ilgi alanına giren morluklar, genellikle doğrudan damar sisteminin kendisindeki bozukluklardan kaynaklanır. Bu sorunlar, kirli kanı taşıyan toplardamarlar (venler) veya temiz kanı taşıyan atardamarlar (arterler) ile ilgili olabilir.

Bacaklarda Varis Varken Neden Morluk Oluşur? (Kronik Venöz Yetmezlik)

Bu durum bacaklardaki morluk benzeri şikayetlerin en yaygın damarsal sebebidir. Bacaklarımızdaki toplardamarların görevi, yer çekimine karşı çalışarak kirli kanı kalbe geri taşımaktır. Bu damarların içindeki tek yönlü kapakçıklar bozulduğunda kan etkili bir şekilde yukarı pompalanamaz ve geriye doğru kaçarak bacaklarda birikir. Bu duruma kronik venöz yetmezlik veya halk arasındaki adıyla toplardamar yetmezliği denir.

Bu birikim ve artan basınç, iki şekilde morluğa benzer durumlara yol açar.

Birincisi, doğrudan travma ile oluşan klasik morluklardır. Venöz yetmezlik nedeniyle cilt yüzeyine yakın damarlar genişler, şişer ve kıvrıntılı bir hal alarak hepimizin bildiği varisleri oluşturur. Bu varislerin duvarları gergin ve zayıftır. Bu nedenle en hafif bir çarpma, hatta bazen yoğun bir kaşıma bile bu damarların kolayca çatlamasına ve cilt altında kanayarak ağrılı bir morluk oluşturmasına neden olabilir.

İkincisi ve daha önemlisi ise, aslında gerçek bir morluk olmayan ama hastalar tarafından sıklıkla “geçmeyen morluk” olarak tanımlanan kalıcı renk değişikliğidir. Bacaklarda sürekli biriken kanın yarattığı yüksek basınç (venöz hipertansiyon), en küçük kan damarları olan kılcal damarların duvarlarının geçirgenliğini artırır. Bu durum kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarlar) damar dışına, cilt altına sızmasına neden olur. Dokuların arasında sıkışan bu kan hücreleri zamanla parçalanır ve içlerindeki demir pigmenti olan “hemosiderin” açığa çıkar. Tıpkı paslanan bir demir gibi, bu pigment de cildi kalıcı olarak kahverengi-mor bir renge boyar. Bu duruma hemosiderin lekelenmesi (staz dermatiti) denir ve özellikle ayak bileği ve bacağın alt kısımlarında görülür. Bu lekelenmenin varlığı, hastalığın artık ilerlemiş bir evrede olduğunun ve bacakta tedavisi zor yaraların (venöz ülser) açılma riskinin ciddi şekilde arttığının en önemli habercisidir.

Venöz yetmezliğin diğer belirtileri de oldukça tipiktir:

  • Gün sonunda artan bacak ağrısı
  • Bacaklarda ve ayak bileklerinde şişlik (ödem)
  • Ağırlık, yorgunluk ve dolgunluk hissi
  • Özellikle geceleri artan kramplar
  • Ciltte kuruluk ve yoğun kaşıntı
  • İleri evrelerde ciltte sertleşme ve parlaklık

Bu şikayetleriniz varsa, teşhis için ilk adım genellikle bir kalp ve damar cerrahisi muayenesi ve ardından yapılan Renkli Doppler Ultrasonografi’dir. Bu ağrısız ve basit test, ayakta çekildiğinde hangi damarlarda ve ne derecede kan kaçağı olduğunu net bir şekilde gösterir ve tedavi planını belirler. Tedavide amaç bu kaçağa neden olan hastalıklı damarı devre dışı bırakarak kanın sağlıklı damarlara yönlenmesini sağlamaktır.

Günümüzde bu tedaviler artık büyük cerrahi kesiler olmadan, modern ve konforlu yöntemlerle yapılmaktadır. Tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunur:

Varis Çorabı: Hastalığın ilerlemesini yavaşlatır ve şikayetleri azaltır.

Endovenöz Lazer Ablasyon (EVLA): Lazer enerjisiyle hastalıklı damarın içeriden kapatılması.

Radyofrekans Ablasyon (RFA): Radyo dalgaları kullanılarak damarın ısıtılarak kapatılması.

Biyolojik Yapıştırıcı (Cyanoacrylate Closure): Damar içine özel bir tıbbi tutkal enjekte edilerek damarın anında kapatılması.

Köpük Tedavisi (Skleroterapi): Özellikle daha küçük varisler için kullanılan, damar içine ilaç enjekte ederek kurutma yöntemi.

Atardamar Tıkanıklığı (Periferik Arter Hastalığı) Morluğa Neden Olur mu?

Atardamarlar, kalpten pompalanan oksijen ve besin zengini temiz kanı vücudun en uç noktalarına kadar ulaştıran hayati boru hatlarıdır. Sigara, diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon ve kolesterol gibi risk faktörleri, bu damarların iç duvarlarında zamanla kireçlenme ve plak birikimine (ateroskleroz) yol açar. Bu plaklar damarı daraltır veya tamamen tıkar, bu duruma periferik arter hastalığı denir.

Periferik arter hastalığı, venöz yetmezliğin aksine, doğrudan kendiliğinden morarmaya neden olmaz. Buradaki temel sorun çok daha farklı ve ciddidir: doku beslenmesinin bozulması, yani iskemi. Sağlıklı bir bireyde basit bir çarpmayla oluşan küçük bir morluk, vücudun kendini onarma mekanizması sayesinde sorunsuzca iyileşir. Ancak atardamarı tıkalı bir bacağa yeterli kan gitmediği için bu onarım mekanizması çalışamaz.

Bu nedenle periferik arter hastalığı olan bir kişide, en ufak bir darbe sonucu oluşan basit bir morluk bile iyileşemez. Vücut, o bölgeyi tamir etmek için gereken oksijeni, besinleri ve onarıcı hücreleri gönderemez. Zamanla bu “iyileşmeyen morluk” bir açık yaraya, yani arteriyel ülsere dönüşür. Eğer tedavi edilmezse bu yara enfekte olabilir ve doku ölümüne, yani gangrene kadar ilerleyebilir. Bu bacağın kesilmesine (amputasyon) varabilecek ciddi bir durumdur. Kısacası bu hastalıkta “geçmeyen bir morluk”, aslında bir yaranın başlangıcı ve acil tıbbi müdahale gerektiren bir tehlike çanıdır.

Periferik arter hastalığının en önemli belirtileri şunlardır:

Yürüme Ağrısı (Kladikasyo): En tipik belirtidir. Belirli bir mesafe yüründüğünde özellikle baldır kaslarında ortaya çıkan, kramp tarzında, dinlenince geçen ağrıdır.

İstirahat Ağrısı: Hastalık ilerlediğinde, kişi dinlenirken veya yatarken, özellikle ayak parmaklarında ve ayakta şiddetli, yanıcı tarzda bir ağrı hisseder. Bacağı yataktan aşağı sarkıtmak ağrıyı geçici olarak hafifletir:

  • Ayaklarda sürekli bir üşüme ve soluk bir renk
  • Ayak sırtındaki ve parmaklardaki tüylerin dökülmesi
  • Ayak tırnaklarında kalınlaşma, matlaşma ve şekil bozuklukları
  • Ayak nabızlarının elle muayenede zayıf alınması veya hiç alınamaması

Teşhis, muayenenin ardından yapılan basit ayak bileği-kol basınç indeksi (ABI) ölçümü ve Renkli Doppler Ultrasonografi ile konur. Tedavide amaç tıkalı damarı açarak bacağa yeniden kan gitmesini sağlamaktır. Tedavi seçenekleri arasında risk faktörlerinin kontrolü, ilaç tedavileri, ameliyatsız anjiyografik yöntemler (balon, stent) ve cerrahi bypass (köprüleme) ameliyatları yer alır.

Lösemi Belirtileri Arasında Bacakta Morarma Yaygın mıdır?

Evet, maalesef lösemi belirtileri bacakta morarma şeklinde kendini sıkça gösterebilir ve bu hastalığın en önemli erken bulgularından biridir. Lösemi, yani kan kanseri, kan hücrelerinin üretildiği fabrika olan kemik iliğinin bir hastalığıdır. Bu hastalıkta, anormal kanser hücreleri kemik iliğini kontrolsüzce doldurur ve sağlıklı kan hücrelerinin üretimine yer bırakmaz.

Bu durumdan ilk ve en çok etkilenen hücrelerden biri, kanamanın durdurulmasından sorumlu olan trombositlerdir. Trombosit sayısının tehlikeli seviyelere düşmesi (trombositopeni), vücudun kanama kontrol mekanizmasını bozar. Bunun sonucunda, kişi en ufak bir darbede bile aşırı morarabilir, hatta bazen hiçbir travma olmadan, kendiliğinden bacaklarında, kollarında veya gövdesinde morluklar oluşmaya başlar.

Lösemiye bağlı morluklar ve kanama belirtileri genellikle bazı tipik özellikler gösterir:

Peteşi: Özellikle bacakların alt kısımlarında, toplu iğne başı büyüklüğünde, cilt yüzeyinden kabarık olmayan, kırmızı-mor renkli küçük noktacıklar şeklinde döküntüler görülür. Bu trombosit düşüklüğünün çok tipik bir işaretidir.

Diş Eti ve Burun Kanamaları: Dişleri fırçalarken bile kolayca ve uzun süren kanamalar olması veya sık sık tekrarlayan burun kanamaları yaşanması önemli bir belirtidir.

Yaygın ve Açıklanamayan Morluklar: Sadece bacaklarda değil sırt, karın gibi normalde darbe almayan bölgelerde de morluklar görülebilir.

Diğer Sistemik Belirtiler: Lösemi sadece kanama ile belirti vermez. Morluklara ek olarak aşağıdaki şikayetler de sıkça görülür:

  • Anemiye (kansızlık) bağlı aşırı yorgunluk, eforla nefes darlığı ve soluk cilt rengi
  • Vücudun savunma sistemi zayıfladığı için sık sık ateşlenmek ve enfeksiyon geçirmek
  • Belirgin ve istemsiz kilo kaybı
  • Geceleri yatağı veya kıyafetleri ıslatacak derecede terleme

Eğer bacaklarınızdaki morarmalara bu gibi genel sağlık durumunuzdaki bozulmalar eşlik ediyorsa, bu durum kesinlikle göz ardı edilmemeli ve vakit kaybetmeden bir İç Hastalıkları veya Hematoloji (Kan Hastalıkları) uzmanına başvurulmalıdır. Yapılacak basit bir tam kan sayımı (hemogram) testi ile kan hücrelerindeki anormallikler hızla tespit edilebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Bacaklarda morluklar genellikle darbe, çarpma veya küçük travmalar sonrası gelişir. Ancak sık ve açıklanamayan morluklar kanama bozuklukları, damar hastalıkları veya ilaç kullanımına bağlı olabilir.
Kan pıhtılaşma bozuklukları, lösemi, karaciğer hastalıkları, trombosit düşüklüğü ve damar iltihapları bacaklarda morluklara yol açabilir. Bu tür morluklar ciddiye alınmalı ve araştırılmalıdır.
Gebelikte hormonların etkisiyle damarlar daha hassas hale gelir. Ayrıca artan dolaşım yüküyle birlikte küçük travmalarda morarma daha kolay gelişir. Çoğu zaman doğum sonrası azalır.
Kan sulandırıcılar, aspirin, kortizon ve bazı antibiyotikler morarma riskini artırabilir. Bu ilaçları kullanan kişilerde küçük darbeler bile morluklara yol açabilir. Doktor kontrolü önemlidir.
Evet, özellikle demir eksikliği veya vitamin eksikliklerine bağlı kansızlık morluklara eğilimi artırabilir. Damar duvarı zayıflar ve pıhtılaşma işlevi bozulur. Beslenme ve tedaviyle düzelme sağlanabilir.
Yaygın morarma, burun ve diş eti kanamaları, halsizlik, ateş ve hızlı kilo kaybı ciddi bir kan hastalığına işaret edebilir. Bu durumda acilen doktora başvurulmalıdır.
Darbelerden korunmak, dengeli beslenmek, yeterli vitamin almak ve kan sulandırıcı ilaçların dozunu doktor kontrolünde ayarlamak morluk oluşumunu azaltabilir. Düzenli sağlık kontrolleri de faydalıdır.
Soğuk uygulama, morluk oluştuğu anda damarın daralmasını sağlar ve yayılımı azaltır. Hafif masaj ve bacakları yüksekte tutmak da iyileşmeyi hızlandırabilir. Şiddetli morluklarda doktora gidilmelidir.
Çocuklarda sık görülen morluklar genellikle oyun sırasında düşme ve çarpmalardan kaynaklanır. Ancak açıklanamayan, çok sayıda veya kolay oluşan morluklar altta yatan kan hastalığını düşündürebilir.
Travmaya bağlı morluklar genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Ancak kan hastalıkları veya pıhtılaşma sorunlarına bağlı morlukların prognozu altta yatan nedene göre değişir.
Son Güncellenme: 5 November 2025
Call Now Button