İçindekiler Tablosu
Ameliyatsız varis tedavisi, cerrahi müdahale olmadan varisleri tedavi etmek için kullanılan yöntemlerdir. Hastalar, bu minimal invaziv (az girişimsel) tedavi yaklaşımları ile daha hızlı iyileşirler.
Ayakta çalışan, gün boyu ayakta duran insanlar için varis oluşumu diye bir risk vardır. Bu varis oluşumu toplardamarların yer çekimine bağlı olarak kanı kalbe gönderememesi ve kapakçıklarda kaçak oluşması, bunun sonucunda da ayaklarda göllenmenin artması ve bunun dışa vurumuyla birlikte varislerin oluşmasıdır.
Bacaktaki toplar damarların zamanla, uzun süre ayakta kalma ile ve en önemlisi genetik olarak, anne babadan geçmesiyle varis dediğimiz oluşumlar meydana gelir. Varislerin ortaya çıkmasından sonra hastanın ağrı şikayeti veya karıncalanma gibi benzer şikayetleri sonucu doktora müracaat edilir. Yapılan ultrasonografide damardaki kaçaklar tespit edilir ve çıkmış olan varisler işaretlenir. Günümüzün teknolojisinde hasta uyutulmadan, herhangi bir narkoz almadan, konuşurken iğneyle yapılan girişim sonrası bütün varis damarının son teknolojiyle yapıştırılmasına venablock denir. Yani toplardamarın bloklanması, kapatılması ve ortaya çıkan varislerin sönümlenmesidir. Kalan küçük varisler için de skleroterapi dediğimiz küçük iğnelerle köpük tedavisi yapılır.
Kalpten çıkan temiz kanı vücudun diğer bölümlerine götüren damarlara atardamar, vücudun farklı bölgelerindeki kirli kanı da kalbe götüren damarlara toplardamar denir. Varis, toplardamarların genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hale gelmesi sonucunda ortaya çıkan bir problemdir. Bunun yanında toplardamar kapakçıklarında kaçak oluşması nedeniyle kanın geriye kaçması ve geride birikmeye bağlı göllenmelerin oluşması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla yer çekimine bağlı olarak bacaklarda görülür. Varisin kesin tanısı renkli doppler ultrasonla yapılır.
Varisler, venöz yetmezlik hastalığının bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Venöz yetmezlik hastalığında kanın kalbe doğru tek yönlü gitmesini sağlayan toplardamar kapakçıklarının yetmezliği söz konusudur. Varisin ortaya çıkmasına neden faktörlerin başında; toplardamar yapısında bulunan kapakçıklarda bozulmaya bağlı olarak kanı geriye doğru kaçırması ve toplardamardaki birtakım yapısal bozukluklara bağlı olarak damarın genişlemesi gelir. Özellikle uzun süre ayakta duran kişilerde toplardamarlarda kapakçık yapıları bozularak varise neden olabilmektedir. Bununla birlikte genetik yatkınlığı bulunan kişilerde varis ortaya çıkma ihtimali diğer kişilere göre daha yüksektir.
Varisler bazı durumlarda belirti vermeyebilir ya da şikayet oluşturmayabilir. Bunun yanında bazı durumlarda ortaya çıkan varis belirtileri şunlardır:
Varis tedavisinde, öncelikle varislere yol açan neden ortaya çıkarılmalıdır. Eğer varisler venöz yetmezlik hastalığından kaynaklanıyorsa öncelikle bu hastalık tedavi edilmeli ardından en uygun ameliyatsız varis tedavisi uygulanmalıdır. Eskiden cerrahi müdahalelerle yapılan varis tedavisi, günümüzde ameliyatsız yöntemlerle rahatlıkla tedavi edilebilmektedir.
Ameliyatsız varis tedavisi venablock ve köpük tedavisi adı verilen yöntemlerle yapılır. Her iki yöntemin ortak noktası hastaya narkoz verilmeden yapılan işlemlerle varislerin ortadan kaldırılmasını sağlamaktır. Bunun yanında ince kılcal damar varislerinin tedavisinde radyofrekans ve lazer yöntemleri de kullanılmaktadır.
Venablock, varisi tamamen ortadan kaldıran gelişmiş bir tedavi şeklidir. Venablock yönteminde damarın içine iğne ile girilir ve damar içine cyanoacrylate tutkal uygulanır. Damarın birbirine yapışması sonucunda varis kaybolur. Köpük yönteminde ise, köpük haline getirilen ilaç iğne ile damar içine verilir ve varisli damarın kurutulması sağlanır
Venablock tedavisinde hastaya yapılan işlem 10-15 dakika sürerken hasta 1 saat içerisinde taburcu edilerek normal hayatına devam etmesi sağlanır. Köpük tedavisi ise 30-45 dakika arasında sürerken hastanın durumuna göre tekrar uygulanabilen bir yöntemdir. Hastanın kontrolüne belirli periyotlar halinde devam edilir.
Ameliyatsız varis tedavisiyle hasta;
Ameliyatsız varis tedavisinde en son teknolojik yöntemler kullanılmakta, hasta güvenliği için bir risk bulunmamaktadır. Bununla birlikte anestezi gerektirmediğinden ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyon riski bulunmamaktadır. Hastanın acı, ağrı sızı yaşamadan kısa sürede tedavi olması sağlanmaktadır. Bu noktada konusunda uzman, deneyimli bir uzman hekime tarafından gerçekleştirilmesi tedavinin başarısında rol oynayan önemli faktörlerden biridir.
Varis üzerinde yapılan tedaviler son 10 yıl içinde çok gelişmiştir. Öncesinde genel anestezi altında yapılan variköz damarların cerrahi kesi yoluyla çıkarılması ameliyat sonrası ağrı ve en az 1 gün hastanede yatış sonrasında uzun süre çorap kullanımı, kontroller gibi zorlukları ve çıkarılan damar bölgesinden nadiren akciğere pıhtı atması gibi riskler nedeniyle terk edilme aşamasına gelmiştir. Bunun üzerine lazer ,radyofrekans gibi hasta için biraz daha konforlu fakat anestezi gerektiren ve yapılırken yanma ,ağrı gibi şikayetler yapabilen hastanede en az 1 gün yatış gerektiren işlemler geliştirilmiş ve halen günümüzde de çoğu merkezde uygulanmaktadır. Fakat varis tedavisi geliştirilmeye devam etmiştir ve bugün gelinen en son noktada VenaBlock’tur
VenaBlock varis için benzersiz ve üstün bir tedavi sunmaktadır. Bu tedavide hasta aynı gün içinde yatırılır ve 1 saatte işlem yapılarak hasta taburcu edilir. Üstelik 1 gün sonrası çorap dahi giymesine gerek yoktur. Anestezi almadığı gibi, ağrı duymaz. Herhangi bir iz bırakmaz. Bu yöntemde ultrasound eşliğinde küçük bir iğneyle cyanoacrylate tutkal variköz (işlevsel olmayan) damarları kapatmak için kullanır. Ypılan işlem 10-15 dk sürer ve hasta ayağa kalkarak evine yürüyerek,araba kullanarak gider. Bu tutkal güvenli “Tıbbi Yapıştırıcı” olarak uzun yıllar vücudun diğer bölümlerinde kullanılmıştır. Ancak son zamanlarda varis için kullanılabilir hale gelmiştir. Olumsuz hiç bir kısa ve uzun vadeli yan etkisi olmadğı ve son derece güvenli olduğu gösterilmiştir.
Lazer veya Radyofrekans gibi diğer Endovenöz prosedür, aksine VenaBlock geniş hacimli anestezi gerektirmez, hastaların çoğunda iğne giriş yerine yapılacak tek bir enjeksiyon lokal anestezi yeterlidir ve hasta normal günlük faaliyetlerine hemen geri dönebilir.
Kısaca eski varis tedavilerine kıyasla ağrısız, acısız , yangısız ve çok daha üstün bir tedavi yöntemidir.
Hata: İletişim formu bulunamadı.