Nabız, kalbin pompaladığı kanın atardamarlarda oluşturduğu basıncın ritmik dalgalanmalarıdır. Genellikle el bileği veya boyun gibi yüzeyel arterlerden hissedilir ve dakikadaki atım sayısı, kalp atım hızı ve ritmi hakkında bilgi verir.
Düşük nabız sayısı olarak tanımlanan bradikardi, dakikada 60’ın altında atım olması durumudur. Sporcularda fizyolojik olarak görülebilirken, kalp iletim bozuklukları veya tiroit hastalıkları gibi patolojik nedenlerle de ortaya çıkabilir.
Yüksek nabız sayısı olan taşikardi, istirahat halinde dakikada 100’ün üzerinde atımın varlığıdır. Egzersiz, stres, ateş veya kansızlık gibi geçici nedenlerden kaynaklanabileceği gibi kalp ritim bozukluklarının belirtisi de olabilir.
Nabız ritmindeki düzensizlikler, aritmi olarak adlandırılır ve bazı durumlarda çarpıntı hissi, baş dönmesi veya bayılma ile birlikte seyreder. Bu tür bulguların varlığında erken tanı için kardiyolojik değerlendirme gereklidir.
| Tıbbi Adı | Nabız (Puls, Kalp Atım Hızı) |
| Sık Görülen Belirtiler | – Nabzın hızlanması (taşikardi) veya yavaşlaması (bradikardi)- Düzensiz nabız (aritmi)- Halsizlik- Baş dönmesi- Çarpıntı |
| Nedenleri | – Egzersiz veya fiziksel aktivite- Heyecan, stres, korku- Ateş, enfeksiyon- Kalp hastalıkları- Tiroid hastalıkları- İlaçlar |
| Risk Faktörleri | – Hipertansiyon- Kalp-damar hastalıkları- Anemi- Tiroid bozuklukları- Elektrolit dengesizlikleri |
| Komplikasyonlar | – Düşük veya yüksek nabızda bayılma- Organlara yeterli kan gitmemesi- Kalp yetmezliği- Ritim bozuklukları |
| Tanı Yöntemleri | – Nabız sayımı (el ile veya elektronik cihazlarla)- Elektrokardiyografi (EKG)- Holter monitörizasyonu |
| Tedavi Yöntemleri | – Altta yatan sebebin tedavisi- Sakinleştirici veya kalp ritmini düzenleyici ilaçlar (gerekirse)- Düzenli egzersiz- Sağlıklı yaşam |
| Önleme Yöntemleri | – Düzenli egzersiz- Sağlıklı beslenme- Stres yönetimi- Kafein ve sigara kullanımının azaltılması |
Nabız (Kalp Atışı) Nedir?
Nabız, kalbin her kasılmasıyla atardamarlarda hissedilen ritmik kan dalgasıdır. Kalp atış hızını ve ritmini yansıtan bu dalga, genellikle bilek, boyun veya ayak bileği gibi yüzeyel arterler üzerinden ölçülür. Normal nabız hızı yetişkinlerde dakikada 60–100 atım arasındadır. Nabız, kalp sağlığı, dolaşım sistemi durumu ve fiziksel ya da duygusal stres düzeyleri hakkında önemli bilgiler verir.
Nabız nabız nasıl ölçülür?
Nabzı ölçmek oldukça kolaydır ve bunun için özel bir alete ihtiyacınız yoktur. En sık kullanılan ve en kolay hissedilen yer, el bileğinin iç yüzü, yani başparmağın hemen altındaki bölgedir. Buradan geçen radial arter, nabzı ölçmek için idealdir. Doğru bir ölçüm yapmak için birkaç basit adımı izleyebilirsiniz. Öncelikle rahat bir yere oturun ve birkaç dakika dinlenerek vücudunuzun sakinleşmesini bekleyin. Ardından işaret ve orta parmağınızın uçlarını, diğer elinizin bileğinin iç kısmına, başparmak hizasına gelecek şekilde hafifçe bastırın. Burada başparmağınızı kullanmamanız önemlidir, çünkü kendi güçlü nabzı ölçümü yanıltabilir. Damardaki ritmik vuruşları hissettiğinizde saymaya başlayabilirsiniz. Eğer nabzınız düzenli atıyorsa, 15 saniye boyunca sayıp bulduğunuz rakamı 4 ile çarparak bir dakikadaki atım sayısını kolayca hesaplayabilirsiniz. Ancak nabzınızda bir düzensizlik, tekleme veya aşırı hızlanma hissediyorsanız, en doğru sonucu almak için mutlaka tam bir dakika boyunca sayım yapmalısınız.
Bileğiniz dışında nabzınızı hissedebileceğiniz başka önemli noktalar da vardır. Bir hekim muayene sırasında bu farklı noktaları kontrol ederek kan dolaşımınızın vücudun her yerine sağlıklı bir şekilde ulaşıp ulaşmadığını değerlendirir.
Bu noktalar şunlardır:
- Şah damarı (Karotis)
- Kol damarı (Brakial)
- Kasık damarı (Femoral)
- Diz arkası damarı (Popliteal)
- Ayak bileği arkası (Posterior tibial)
- Ayak sırtı (Dorsalis pedis)
Örneğin kasık bölgesinde güçlü bir nabız hissedilirken, ayak sırtındaki nabzın çok zayıf veya hiç alınamıyor olması, bacağın alt kısımlarını besleyen damarlarda bir sorun olabileceğine dair önemli bir ipucu verir. Bu nedenle nabız muayenesi, sadece kalp hızını öğrenmek değil aynı zamanda damar sisteminin bir haritasını çıkarmak gibidir:
Nabız düşüklüğü neden olur?
Nabız düşüklüğü (bradikardi), kalp atım hızının dakikada 60’ın altına düşmesiyle tanımlanır. Sporcularda fizyolojik olarak görülebilirken, bazı kalp ritim bozuklukları, tiroit hormonu yetersizliği, elektrolit dengesizlikleri veya kullanılan bazı ilaçlar da sebep olabilir. Baş dönmesi, bayılma ya da halsizlik eşlik ediyorsa altta yatan ciddi bir kalp hastalığı ihtimali vardır. Bu durumda mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Nabız Yüksekliği Neden Olur?
Nabız yüksekliği (taşikardi), fiziksel aktivite, stres, anksiyete, ateş, sıvı kaybı, kansızlık, tiroit hastalıkları ve bazı ilaçların yan etkisiyle ortaya çıkabilir. Ayrıca kalp hastalıkları, elektrolit dengesizlikleri ve enfeksiyonlar da bu duruma neden olabilir. Kalbin daha fazla çalışması gerektiğinde nabız artar; ancak istirahat halinde sürekli yüksek nabız, altta yatan ciddi bir durumu işaret edebilir ve tıbbi değerlendirme gerektirir.
Kalp atış hızı ile nabız hızı arasındaki fark nedir?
Günlük hayatta bu iki terim sıkça birbirinin yerine kullanılsa da tıbbi olarak aralarında ince ama önemli bir fark vardır. Bu farkı anlamak, bazı sağlık sorunlarını yorumlamada kritik olabilir. Kalp atış hızı, kalbin elektriksel aktivitesidir. Kalbin içindeki doğal bir pil olan sinoatriyal düğümün ne sıklıkta “ateşlediğini”, yani kalbe ne sıklıkla kasılma emri gönderdiğini gösterir. Bu en doğru şekilde EKG (Elektrokardiyogram) ile ölçülür.
Nabız hızı ise bu elektriksel emrin sonucunda ortaya çıkan mekanik bir olaydır. Kalbin her etkili kasılmasıyla atardamarlara pompalanan kanın yarattığı basınç dalgasının damarlarda hissedilme sıklığıdır. Sağlıklı bir insanda, kalbin her elektriksel uyarısı etkili bir kasılmaya ve dolayısıyla hissedilir bir nabız dalgasına yol açar. Bu yüzden kalp atış hızı ile nabız hızı genellikle aynıdır.
Ancak bazen bu ikisi arasında bir uyumsuzluk olabilir. Kalbiniz EKG’de dakikada 100 kez atıyor görünürken, siz bileğinizden sadece 80 nabız sayabilirsiniz. İşte bu duruma nabız açığı (nabız defisiti) denir. Bu kalpteki bazı atımların o kadar zayıf olduğu anlamına gelir ki kanı çevreye etkili bir şekilde pompalayamaz ve damarlarda hissedilir bir basınç dalgası oluşturamaz. Bu durum özellikle kalbin çok hızlı ve düzensiz çalıştığı, bu nedenle her atım için yeterince kanla dolamadığı ritim bozukluklarının klasik bir bulgusudur. En sık görülen örneklerinden biri atriyal fibrilasyondur. Böyle bir bulgu, kalbin verimsiz çalıştığının doğrudan bir göstergesi olup, mutlaka bir EKG ile altta yatan nedenin araştırılmasını gerektirir.
Yaşa göre normal kalp atışı kaç olmalı?
Nabız için “normal” kabul edilen tek bir sihirli rakam yoktur. İdeal nabız hızı, hayatın farklı evrelerinde belirgin şekilde değişiklik gösterir. Kalbimiz, vücudun değişen ihtiyaçlarına uyum sağlayan dinamik bir organdır ve bu durum nabız hızına da yansır.
Doğumda en yüksek seviyelerde olan nabız hızı, çocukluk dönemi boyunca giderek yavaşlar ve yetişkinlikte belirli bir aralıkta stabilize olur. Yaşa göre dinlenme halindeki normal nabız aralıkları genel olarak şu şekildedir.
Yenidoğan (0–1 ay): 70–190
Bebek (1–11 ay): 80–160
Çocuk (1–2 yaş): 80–130
Çocuk (3–4 yaş): 80–120
Çocuk (5–9 yaş): 70–115
10 yaş ve üzeri çocuklar ile yetişkinler: 60–100
Yetişkinler için dinlenme halindeki nabzın dakikada 60 ila 100 atım arasında olması genel olarak normal kabul edilir. Ancak bu aralığın içindeki değerler bile farklı anlamlar taşıyabilir. Örneğin dinlenme nabzının 60-70 gibi aralığın alt sınırlarına yakın olması, genellikle iyi bir kardiyovasküler kondisyonun ve verimli çalışan bir kalbin işareti olarak görülür. Buna karşın, dinlenme nabzının sürekli olarak 80-100 gibi üst sınırlara yakın seyretmesi, “normal” kabul edilse de gelecekteki kalp-damar hastalıkları için bir risk faktörü olabileceğini düşündürür.
65 Yaş Üstü Tansiyon Ve Nabız Kaç Olmalı?
65 yaş üstü bireylerde ideal tansiyon genellikle 130/80 mmHg’nin altında tutulmaya çalışılır, ancak kişinin genel sağlık durumu dikkate alınarak hedefler değişebilir. Nabız ise genellikle dakikada 60-100 arasında olmalıdır. Kalp hastalığı, tansiyon ilaçları veya diğer kronik rahatsızlıklar bu değerleri etkileyebileceği için düzenli doktor takibi önem taşır.
Kadınlarda Nabız Kaç Olmalı?
Kadınlarda dinlenme halindeki normal nabız aralığı genellikle 60 ila 100 atım/dakika arasında kabul edilir. Ancak bu değer yaş, fiziksel kondisyon, hormonal değişiklikler ve genel sağlık durumuna göre farklılık gösterebilir. Düzenli egzersiz yapan kadınlarda nabız daha düşük seyredebilir. Nabzın sürekli olarak bu aralığın dışında olması durumunda bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır.
Uyurken Nabız Kaç Olmalı?
Uyku sırasında vücut dinlenme moduna geçtiği için nabız hızı da düşer. Sağlıklı bir bireyde uyurken nabız genellikle 40 ila 60 atım/dakika arasında olur. Atletik bireylerde bu değer daha da düşük olabilir. Ancak çok düşük veya çok yüksek nabız değerleri, özellikle uyku sırasında, altta yatan bir sağlık sorununun işareti olabilir ve tıbbi değerlendirme gerektirebilir.
Nabız kaç olursa tehlikeli kabul edilir?
Nabzın tehlikeli olup olmadığını belirleyen tek faktör hızı değildir. Nabız hızındaki değişikliğe eşlik eden belirtiler ve bu değişikliğin altında yatan neden, durumun ciddiyetini belirler.
Yüksek Nabız (Taşikardi)
Yetişkin bir bireyde, dinlenme halindeyken nabzın sürekli olarak dakikada 100’ün üzerinde olmasına taşikardi denir. Koştuğunuzda, heyecanlandığınızda veya ateşiniz çıktığında nabzınızın geçici olarak yükselmesi tamamen normal bir vücut tepkisidir. Ancak hiçbir neden yokken, dinlenir haldeyken nabzınız sürekli yüksek seyrediyorsa, bu bir sorunun habercisi olabilir.
Sürekli yüksek nabzın altında yatabilecek bazı durumlar şunlardır:
- Kansızlık (Anemi)
- Vücudun susuz kalması (Dehidrasyon)
- Tiroid bezinin aşırı çalışması (Hipertiroidi)
- Akciğere pıhtı atması (Pulmoner emboli)
- Kalp yetmezliği
- Ateşli hastalıklar ve enfeksiyonlar
- Atriyal fibrilasyon gibi ritim bozuklukları
- Aşırı kafein, alkol veya uyarıcı madde tüketimi
- Yoğun stres ve anksiyete
Sıkça sorulan kalp krizinde nabız kaç olur sorusunun tek bir cevabı yoktur. Kalp krizi sırasında vücudun strese verdiği yanıtla nabız genellikle hızlanır. Ancak kriz, kalbin ileti sistemini etkileyen bir bölgede ise nabız tehlikeli derecede yavaşlayabilir veya tamamen düzensiz hale gelebilir. Bu nedenle göğüs ağrısı gibi belirtilerle birlikte nabızda meydana gelen her türlü ani ve anormal değişiklik ciddiye alınmalıdır.
Düşük Nabız (Bradikardi)
Dinlenme halindeyken nabzın sürekli olarak dakikada 60’ın altında olmasına bradikardi denir. Bu durumun tehlikeli olup olmadığı, kişiye ve eşlik eden belirtilere bağlıdır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bir sporcu için 50 nabız sağlıklıyken, sedanter yaşayan yaşlı bir birey için aynı değer, vücudun yeterince kanlanamadığının bir işareti olabilir.
Düşük nabız, aşağıdaki belirtilerle birlikte görülüyorsa patolojik, yani bir hastalığa bağlı kabul edilir:
- Baş dönmesi
- Aşırı ve geçmeyen yorgunluk
- Kafa karışıklığı veya unutkanlık
- Nefes darlığı
- Göz kararması, bayılma hissi veya bayılma (senkop)
Bu belirtiler kalbin vücudun ihtiyaç duyduğu oksijen ve besini taşıyacak kadar kanı pompalayamadığını gösterir. Patolojik bradikardinin altında yatan nedenler arasında kalbin kendi elektriksel sistemindeki bozukluklar (hasta sinüs sendromu, AV bloklar), tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi) veya kullanılan bazı kalp ve tansiyon ilaçları bulunabilir.
Peki, nabız kaça düşerse ölüm olur? Bu sorunun keskin bir sayısal cevabı yoktur. Hayati tehlike, nabzın belirli bir sayının altına düşmesinden çok, kalbin kanı etkili bir şekilde pompalama görevini tamamen yitirmesiyle (kardiyak arrest) ortaya çıkar. Ancak belirtilere yol açan ve tedavi edilmeyen ciddi bradikardi, bu tehlikeli duruma zemin hazırlayabilir.
Kalp Krizinde Nabız Kaç Olur?
Kalp krizi sırasında nabız kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle düzensiz hale gelir ve hızlanabilir ya da yavaşlayabilir. Bazı hastalarda nabız 100’ün üzerine çıkarken, bazılarında 60’ın altına düşebilir. Bu değişiklikler kalbin oksijen yetersizliğine ve oluşan ritim bozukluklarına bağlıdır. Nabızdaki bu anormallikler, kalp krizinin ciddiyetine dair önemli ipuçları verebilir ve acil müdahale gerektirir.
Düzensiz bir nabız hangi sorunlara işaret edebilir?
Nabzın sadece hızı değil aynı zamanda ritminin düzeni de kalp sağlığı hakkında çok önemli bilgiler verir. Düzensiz bir nabız fark ettiğinizde, bu durum mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmeli ve EKG ile teyit edilmelidir. İki ana tür düzensizlik vardır:
Düzensiz Düzensizlik (Irregularly Irregular): Bu nabız vuruşları arasında hiçbir mantıklı düzenin veya kalıbın olmadığı, tamamen kaotik bir ritimdir. Adeta düzensiz bir davul ritmi gibidir. Bu atriyal fibrilasyonun (AFib) en karakteristik bulgusudur. Atriyal fibrilasyonda, kalbin kulakçıkları organize bir şekilde kasılmak yerine kaotik bir şekilde titreşir. Bu da karıncıkların düzensiz ve genellikle hızlı bir şekilde kasılmasına yol açar. Her kasılma arasında geçen süre farklı olduğu için kalp yeterince kanla dolamaz ve pompalanan kan miktarı da her vuruşta değişir. Bu durumu bileğinizde bir kuvvetli, bir zayıf, tamamen düzensiz vuruşlar şeklinde hissedersiniz. Atriyal fibrilasyonun en büyük tehlikesi, kalp içinde pıhtı oluşumuna yol açarak inme (felç) riskini ciddi şekilde artırmasıdır. Bu nedenle teşhisi ve tedavisi hayati önem taşır.
Düzenli Düzensizlik (Regularly Irregular): Bu durumda ise düzensizliğin içinde tekrarlayan bir model vardır. Örneğin her iki normal atımdan sonra bir tane erken atım gelmesi gibi. Bu durum genellikle kalbin farklı odaklarından kaynaklanan erken vurulara (ekstrasistol) veya kalbin elektrik iletim sistemindeki belirli tipteki bloklara (örn. ikinci derece AV blok) işaret edebilir.
Nabzın karakteri bir hastalık hakkında ipucu verir mi?
Deneyimli bir hekim için nabız muayenesi, parmak uçlarıyla yapılan bir tür stetoskop görevi görür. Nabız dalgasının sadece sayısı veya ritmi değil aynı zamanda “karakteri” de yani ne kadar güçlü olduğu, ne kadar hızlı yükselip ne kadar çabuk kaybolduğu da değerlendirilir. Bu değerlendirme en iyi şah damarı gibi kalbe yakın, büyük arterlerde yapılır. Nabız dalgasının kendine özgü şekilleri, bazı yapısal kalp ve damar hastalıkları için adeta bir imza niteliği taşır.
Önemli nabız karakterleri ve ilişkili olabilecekleri durumlar şunlardır:
Yavaş Yükselen ve Zayıf Nabız (Pulsus Parvus et Tardus): Aort Kapağı Darlığı
Sıçrayıcı, Vurucu Nabız (Hiperkinetik Nabız): Aort Kapağı Yetmezliği
Çift Zirveli Nabız (Pulsus Bisferiens): Aort Darlığı ve Yetmezliğinin Birlikteliği veya HOCM (Özel Bir Kalp Kası Hastalığı)
Bir Kuvvetli Bir Zayıf Nabız (Pulsus Alternans): İleri Derecede Sol Kalp Yetmezliği
Nefes Almakla Zayıflayan Nabız (Pulsus Paradoxus): Kalp Tamponadı (Kalp Zarında Sıvı Birikmesi) veya Ciddi Akciğer Hastalıkları
Hızlı ve İpliksi Nabız: Şok Durumları (Kan Kaybı, Ciddi Enfeksiyon)
Zayıf veya alınamayan bir nabız ne anlama gelir?
Özellikle bacaklarda veya ayaklarda nabzın zayıf olması ya da hiç hissedilememesi, genellikle o bölgeye giden kan akımında bir sorun olduğunun en önemli işaretidir. Bu durumun arkasındaki en yaygın neden Periferik Arter Hastalığı (PAH)’dır. Bu hastalık, başta bacaklar olmak üzere, kalp dışındaki atardamarların genellikle ateroskleroz (damar sertliği) nedeniyle daralması veya tıkanmasıdır.
Periferik Arter Hastalığı için risk faktörleri şunlardır:
- Sigara kullanımı (en önemli risk faktörü)
- Diyabet (şeker hastalığı)
- Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
- Yüksek kolesterol (hiperlipidemi)
- İleri yaş
Bu hastalığın tipik belirtisi, yürümek gibi efor gerektiren durumlarda bacaklarda ortaya çıkan, kramp tarzında ağrıdır. Bu ağrı dinlenmekle geçer. Hastalık ilerledikçe, istirahat halinde bile ağrı görülebilir ve ayaklarda iyileşmeyen yaralar açılabilir.
Zayıf bir nabız tespit edildiğinde, teşhisi doğrulamak ve hastalığın ciddiyetini belirlemek için basit ama çok değerli bir test yapılır: Ankle-Brakial Index (ABI) yani Ayak Bileği-Kol İndeksi. Bu testte, bir doppler cihazı yardımıyla hem kollardaki hem de ayak bileklerindeki kan basıncı ölçülür ve birbirine oranlanır. Bu oran bacaklardaki kan akımının ne kadar azaldığını objektif olarak gösterir. ABI değerinin 0.90’ın altında olması, Periferik Arter Hastalığı tanısını koydurur.
Tanı konulduktan sonra, tıkanıklığın yerini ve derecesini görmek için Doppler ultrasonografi, BT anjiyografi gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Tedavi ise tıkalı damarı açmaya yöneliktir. Bu anjiyo benzeri yöntemlerle yapılan balon/stent işlemleriyle veya tıkanıklığın etrafından yeni bir damar yolu oluşturmayı amaçlayan bypass ameliyatları ile gerçekleştirilebilir.
Karında ele gelen nabız bir tehlike belirtisi midir?
Özellikle zayıf kişilerde, karın bölgesinde vücudun ana atardamarı olan aortun vuruşlarının hissedilmesi normal olabilir. Ancak bu vuruş, ele gelen, genişlemiş, sanki bir top gibi atan bir kitle şeklinde hissediliyorsa, bu durum acil tıbbi değerlendirme gerektiren Abdominal Aort Anevrizması (AAA)’nın bir işareti olabilir.
Anevrizma, atardamar duvarının zayıflaması ve anormal şekilde genişleyerek balonlaşmasıdır. Karındaki aort damarının çapının 3 cm’yi geçmesi anevrizma olarak kabul edilir. Bu anevrizmalar genellikle hiçbir belirti vermeden, sessizce büyürler ve en büyük tehlikeleri, patlayarak (yırtılarak) hayatı tehdit eden iç kanamaya yol açmalarıdır. Yırtılan bir anevrizma, ani ve şiddetli karın veya sırt ağrısı, tansiyon düşüklüğü ve karında hissedilen bu kitle üçlüsüyle kendini gösterebilir.
AAA teşhisinde ve takibinde en sık kullanılan yöntem ultrasonografidir. Hem zararsız hem de son derece hassas bir yöntemdir. Tedavi kararı ise tamamen anevrizmanın çapına ve büyüme hızına göre verilir. Genellikle çap 5.0-5.5 cm’ye ulaştığında veya hızlı bir büyüme gösterdiğinde müdahale gerekir.
Günümüzde AAA tedavisi için iki ana yöntem bulunmaktadır:
Endovasküler Anevrizma Onarımı (EVAR): Kasıklardan yapılan küçük kesilerle girilerek, anevrizmanın içine kateter yardımıyla kumaş kaplı bir stent yerleştirilmesidir. Bu stent, anevrizmayı içeriden kaplayarak kan basıncından korur ve yırtılma riskini ortadan kaldırır. Daha az invaziv bir yöntem olup, iyileşme süreci daha hızlıdır.
Açık Cerrahi Onarım: Karına yapılan bir kesi ile doğrudan anevrizmalı damar bölümüne ulaşıp, bu bölümün çıkarılarak yerine yapay bir damar (greft) dikilmesi işlemidir. Daha büyük bir ameliyat olmasına rağmen, bazı durumlarda daha kalıcı bir çözüm sunabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Nabız neyi gösterir?
Normal nabız kaç olmalıdır?
Çocuklarda normal nabız değerleri nasıldır?
Nabız hangi durumlarda yükselir?
Nabız hangi durumlarda düşer?
Düzensiz nabız ne anlama gelir?
Nabız hangi yöntemlerle ölçülür?
Egzersiz sırasında nabız kaç olmalıdır?
Yüksek nabız tehlikeli midir?
Nabız takibi neden önemlidir?

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 25 yılı aşkın deneyime sahip bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanıdır. Türkiye’de kapalı kalp ve atan kalpte bypass ameliyatlarının öncülerindendir. Bugüne kadar binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiş, ulusal ve uluslararası dergilerde 100’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır.
