Kalp büyümesi (kardiyomegali), kalbin boyutlarının normalin üzerine çıkması durumunu ifade eden tıbbi bir bulgudur. Bu durum kendi başına bir hastalık olmaktan ziyade, kalp kasının uzun süreli bir strese veya aşırı yüke maruz kaldığını gösteren kritik bir fiziksel işarettir. Dolayısıyla kalp büyümesi nedir sorusunun en net yanıtı, altta yatan bir sorunun habercisi olan yapısal bir kalp değişimidir. Bu önemli bulgunun saptanması, kalbin sağlığını etkileyen ve çeşitli kalp büyümesi nedenleri ve belirtileri ile kendini gösteren asıl durumun araştırılması için atılan en önemli ilk adımdır.

Tıbbi Adı Kardiyomegali
Sık Görülen Belirtiler Nefes darlığı- Çabuk yorulma- Bacaklarda, karında şişlik (ödem)- Çarpıntı- Göğüs ağrısı- Bayılma hissi
Nedenleri – Yüksek tansiyon (hipertansiyon)- Kalp kapak hastalıkları- Kalp yetmezliği- Koroner arter hastalığı- Doğuştan kalp hastalıkları- Anemi- Tiroid hastalıkları
Risk Faktörleri – Hipertansiyon- Ailede kalp hastalığı öyküsü- Kalp krizi geçirmiş olmak- Şeker hastalığı- Obezite- Alkol kullanımı
Komplikasyonlar – Kalp yetmezliği- Ritim bozuklukları (aritmi)- Kan pıhtılaşması- Ani kalp durması
Tanı Yöntemleri – Göğüs röntgeni- Ekokardiyografi- EKG- Kardiyak MR- BT (Bilgisayarlı Tomografi)
Tedavi Yöntemleri – Altta yatan sebebin tedavisi (tansiyon kontrolü, kapak onarımı vb.)- İlaç tedavisi (diüretik, ACE inhibitörü, beta bloker vb.)- Ciddi vakalarda cerrahi girişim veya kalp nakli
Önleme Yöntemleri – Tansiyonun düzenli kontrolü- Sağlıklı beslenme- Düzenli egzersiz- Sigara ve alkol kullanmamak- Düzenli doktor kontrolü

Bir Kalp Büyümesi Ne Anlama Gelmektedir?

Kalbinizin bir kas olduğunu unutmayın. Tıpkı diğer kaslar gibi, o da strese ve yüke maruz kaldığında şeklinde değişiklikler yaşar. Kalp büyümesi de temelde iki farklı senaryo ile karşımıza çıkar. Bu senaryoları anlamak, sorunun kaynağını ve çözüm yolunu belirlemek için kritik öneme sahiptir.

Birincisi, kalp duvarlarının kalınlaşmasıdır (tıp dilinde hipertrofi). Bu durumu düzenli olarak ağırlık çalışan bir sporcunun pazı kasının büyümesine benzetebiliriz. Eğer kalbiniz, kanı vücuda pompalarken önünde sürekli bir engelle karşılaşıyorsa, bu engeli aşabilmek için daha güçlü kasılmak zorunda kalır. Bu engelin en yaygın sebebi, kontrol altına alınmamış yüksek tansiyondur. Sürekli yüksek olan kan basıncı, kalp için adeta hiç bitmeyen bir yokuşu tırmanmak gibidir. Bir diğer önemli engel ise aort kapağındaki darlıktır. Kalpten çıkan ana atardamarın (aort) kapağı daraldığında, kalp kanı bu daracık kapıdan geçirebilmek için muazzam bir efor sarf eder. Bu sürekli basınç yükü, zamanla kalp kası hücrelerinin kalınlaşmasına ve kalp duvarlarının sertleşmesine yol açar. Başlangıçta bu bir uyum mekanizması gibi görünse de zamanla bu sert ve kalın duvarlar kalbin esnekliğini kaybetmesine neden olur. Kalp yeterince gevşeyemediği için içine yeteri kadar kan dolduramaz. Bu da özellikle efor sırasında nefes darlığı gibi şikayetlere yol açan ve “diyastolik kalp yetmezliği” olarak adlandırılan durumun temelini oluşturur.

İkinci senaryo ise kalp odacıklarının bir balon gibi genişlemesidir (tıp dilinde dilatasyon). Bu durumu da sürekli esnetilen bir lastik bandın zamanla gevşeyip uzamasına benzetebiliriz. Eğer kalbiniz, her atımda normalden çok daha fazla kanı pompalamak zorunda kalıyorsa, bu aşırı hacim yükü zamanla kalp odacıklarının duvarlarını inceltir ve iç hacmini genişletir. Buna yol açan en yaygın durumlar kalp kapakçıklarının tam kapanmayıp geriye kan sızdırdığı kapak yetersizlikleridir (örneğin mitral veya aort yetmezliği). Geriye kaçan kan, bir sonraki atımda pompalanması gereken normal kan miktarına eklenir ve kalp bu yükü taşımak için giderek genişler. Aşırı gerilen kalp kası lifleri, bir süre sonra kasılma güçlerini kaybeder. Kalbin pompalama fonksiyonu, yani “sistolik fonksiyonu” bozulur. Bu da vücuda yeterli kanın pompalanamamasına, halsizliğe, yorgunluğa ve ileri dönemde vücutta sıvı birikimine neden olan “sistolik kalp yetmezliği” tablosunu oluşturur.

Bu iki durum arasındaki fark, tedavi yaklaşımımızı tamamen belirler. Kalınlaşmış ve sertleşmiş bir kalbin tedavisi ile genişlemiş ve gücünü kaybetmiş bir kalbin tedavisi birbirinden farklıdır. Bu yüzden teşhis aşamasında bu ayrımı doğru yapmak, başarılı bir sonuç için ilk adımdır.

Kalp Büyümesi Neden Olur ve Hangi Durumlar Risk Yaratır?

Kalp büyümesi nedenleri oldukça çeşitlidir ve bazen birden fazla faktör bir arada rol oynayabilir. Tedavinin başarısı doğrudan bu nedenin doğru tespit edilmesine bağlıdır. Kalbinizin daha fazla çalışmasına veya zayıflamasına yol açan hemen her durum potansiyel bir risk faktörüdür. En sık karşılaştığımız nedenler şunlardır:

  • Yüksek tansiyon (Hipertansiyon)
  • Kalp damar hastalıkları (Koroner arter hastalığı)
  • Geçirilmiş kalp krizi
  • Kalp kapak hastalıkları (Darlık veya yetersizlik)
  • Kalp kası hastalıkları (Kardiyomiyopatiler)
  • Doğuştan gelen kalp hastalıkları (Delikler gibi)
  • Kalp ritim bozuklukları (Aritmiler)
  • Akciğer tansiyonu (Pulmoner hipertansiyon)
  • Kalp kası iltihabı (Miyokardit)
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Bazı uyuşturucu maddeler
  • Bazı kemoterapi ilaçları
  • Şiddetli kansızlık (Anemi)
  • Tiroid bezi hastalıkları (Hipertiroidi veya hipotiroidi)
  • Böbrek yetmezliği

Bu listedeki en yaygın iki neden, yüksek tansiyon ve koroner arter hastalığıdır. Yüksek tansiyon, yıllar içinde kalbi sessizce yorarak duvarlarının kalınlaşmasına yol açar. Koroner arter hastalığında ise kalp damarlarındaki tıkanıklıklar nedeniyle kalp kası yeterince beslenemez. Geçirilen bir kalp krizi, kalp kasının bir bölümünün ölmesine ve bu bölgenin yerini kasılma yeteneği olmayan bir yara dokusunun almasına neden olur. Kalbin sağlam kalan kısımları, bu eksikliği telafi etmek için daha fazla çalışır ve zamanla genişleyerek büyür. Kalp kapak hastalıkları da mekanik problemler yaratarak kalbi doğrudan etkiler. Ya dar bir kapaktan kanı geçirmek için kalbi zorlarlar (darlık) ya da geriye kan kaçırarak kalbin taşıdığı yükü artırırlar (yetersizlik). Her iki durumda da sonuç, kalbin yapısının bozularak büyümesidir.

Kalp Büyümesi Belirtileri Nelerdir ve Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?

Kalp büyümesi belirtileri, altta yatan sorunun ciddiyetine ve ne kadar süredir devam ettiğine göre kişiden kişiye değişir. İşin ilginç yanı birçok insan hastalığın erken evrelerinde hiçbir belirti hissetmez. Kalp büyümesi, genellikle başka bir nedenle çekilen akciğer filminde veya yapılan bir kontrolde tesadüfen fark edilir. Ancak kalp, vücudun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaya başladığında, yani kalp yetmezliği geliştiğinde, belirtiler de ortaya çıkmaya başlar. Dikkate almanız gereken en önemli belirtiler şunlardır:

  • Nefes darlığı (Özellikle eforla başlayan)
  • Sırt üstü yatınca artan nefes darlığı
  • Gece uykudan uyandıran nefes darlığı atakları
  • Ayaklarda, ayak bileklerinde veya bacaklarda şişlik
  • Karında şişkinlik hissi
  • Sürekli halsizlik ve yorgunluk
  • Normalden daha çabuk yorulma
  • Düzensiz, hızlı veya tekleme şeklinde hissedilen kalp atışları (Çarpıntı)
  • Baş dönmesi
  • Göz kararması veya bayılma
  • Göğüs ağrısı

Bu belirtilerden en sık görüleni ve en önemlisi nefes darlığıdır. Başlangıçta sadece merdiven çıkarken veya yokuş yukarı yürürken hissedilen bu durum hastalık ilerledikçe düz yolda yürürken, hatta dinlenirken bile ortaya çıkabilir. Bazı insanlar gece rahat uyuyabilmek için başlarının altına birkaç yastık koyma ihtiyacı hissederler; bu sırt üstü yattıklarında akciğerlerine dolan sıvının yarattığı rahatsızlıktan kaynaklanır ve önemli bir işarettir. Eğer bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız, özellikle de yeni ortaya çıktılarsa veya giderek kötüleşiyorlarsa, durumu ciddiye alıp mutlaka bir kardiyoloji veya kalp ve damar cerrahisi uzmanına başvurmanız gerekir. Erken teşhis, tedavinin başarısı için en önemli anahtardır.

Kalp Büyümesi Teşhisi İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?

Kalp büyümesi şüphesiyle bize başvurduğunuzda, tanıyı kesinleştirmek, büyümenin tipini ve derecesini anlamak, kalbinizin ne kadar etkilendiğini görmek ve en önemlisi bu duruma neyin sebep olduğunu bulmak için adım adım ilerleyen bir yol haritası izleriz.

İlk adım her zaman iyi bir hasta öyküsü ve detaylı bir fizik muayenedir. Şikayetlerinizi dinler, stetoskopla kalbinizi ve akciğerlerinizi dinleriz. Kalp kapaklarındaki sorunlara işaret eden “üfürüm” adı verilen sesleri, kalp yetmezliğini düşündüren ek kalp seslerini veya akciğerlerde sıvı birikimini gösteren sesleri duyabiliriz. Bacaklarınızdaki şişliği ve boyun damarlarınızdaki dolgunluğu kontrol ederiz.

Bundan sonraki temel testler arasında Elektrokardiyogram (EKG) ve Göğüs Röntgeni bulunur. EKG, kalbinizin elektriksel aktivitesini kaydederek ritim bozuklukları, kalp kasındaki kalınlaşmalar veya geçirilmiş krizlere dair ipuçları verir. Göğüs röntgeni ise kalbinizin göğüs kafesindeki boyutunu, yani gölgesini görmemizi sağlar. Bu gölgenin belirli bir orandan büyük olması, kalp büyümesi tanısını güçlendirir.

Ancak asıl detaylı bilgiyi bize Ekokardiyografi (EKO), yani kalp ultrasonu verir. Bu test, kalp büyümesi teşhisinde altın standarttır. Ses dalgaları kullanarak kalbinizin canlı, hareketli görüntülerini elde ederiz. EKO ile kalp odacıklarınızın boyutlarını, duvar kalınlıklarını, kasılma gücünü (Ejeksiyon Fraksiyonu – EF) ve en önemlisi kapakçıklarınızın yapısını ve işlevini net bir şekilde değerlendiririz.

Bazı durumlarda, özellikle EKO’nun yetersiz kaldığı veya altta yatan nedenin hala belirsiz olduğu vakalarda, Kardiyak Manyetik Rezonans (Kardiyak MR) gibi daha ileri bir görüntüleme yöntemine başvururuz. Kardiyak MR, kalbin yapısını ve fonksiyonunu çok daha hassas bir şekilde ölçmekle kalmaz, aynı zamanda bize kalp kası dokusunun sağlığı hakkında da bilgi verir. Özel bir kontrast madde kullanılarak yapılan çekimlerle, kalp kası içindeki hasarlı veya yara dokusunu (fibrozis) adeta bir harita gibi görebiliriz. Bu “kansız biyopsi” özelliği sayesinde, büyümenin nedeninin bir damar tıkanıklığı mı, genetik bir kalp kası hastalığı mı, yoksa vücutta biriken anormal proteinlere bağlı bir durum mu olduğunu büyük bir doğrulukla ayırt edebiliriz. Bu bilgi, tedavi planımızı tamamen değiştirebilir ve sizi gereksiz veya yanlış bir tedaviden koruyabilir.

Kalp Büyümesi Tehlikeli midir ve Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Bu soru, hastalarımızın bize en sık sorduğu ve en çok endişelendiği konudur. Cevabı net bir şekilde vermek gerekirse: Evet, eğer altta yatan neden tespit edilip tedavi edilmezse kalp büyümesi tehlikeli midir sorusunun yanıtı kesinlikle evettir. Durum kendi haline bırakıldığında, kalp büyümesi ölüm riski taşıyan ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Tedavi edilmeyen kalp büyümesinin yol açabileceği başlıca riskler şunlardır:

  • İlerleyici konjestif kalp yetmezliği
  • Felç (İnme)
  • Ani kalp durması
  • Ölümcül ritim bozuklukları
  • Akciğerlere pıhtı atması (Pulmoner emboli)

Büyümüş ve zayıflamış bir kalp, vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kanı verimli bir şekilde pompalayamaz. Bu durum zamanla kalp yetmezliği tablosunun ağırlaşmasına neden olur. Genişlemiş kalp odacıkları içinde kanın akışı yavaşlar ve bu da pıhtı oluşumu için uygun bir ortam yaratır. Kalbin içinden kopan bir pıhtı, beyin damarlarını tıkayarak felce, yani inmeye neden olabilir. Belki de en korkutucu risk, kalbin yapısının bozulmasının, normal elektrik sistemini de bozarak ani ölüme yol açabilen tehlikeli ritim bozukluklarına zemin hazırlamasıdır.

Kalp Büyümesi Tedavisi İçin Hangi Yöntemler Uygulanır?

Kalp büyümesi tedavisi, kişiye özel bir terzinin elbise dikmesi gibidir. Her hastanın durumu büyümenin nedeni, kalbin etkilenme derecesi ve genel sağlık durumu farklıdır. Bu nedenle tedavi planı bir “kalp takımı” tarafından, yani kardiyolog ve kalp ve damar cerrahının yakın iş birliği içinde oluşturulur. Kalp büyümesi olanlar ne yapmalı sorusunun cevabı, bu uzman ekibin çizdiği yol haritasını dikkatle takip etmektir. Tedavi seçeneklerini temel olarak üç ana başlık altında toplayabiliriz.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve İlaç Tedavisi

Tedavinin ilk ve en temel basamağı budur. Kalbinizin yükünü hafifletmek ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek için yapabileceğiniz çok şey var:

  • Tuz tüketimini azaltmak
  • Sigarayı tamamen bırakmak
  • Alkolü sınırlamak veya kesmek
  • Doktorunuzun önerdiği şekilde düzenli egzersiz yapmak
  • İdeal kiloyu korumak
  • Stresi yönetmek

Bu yaşam tarzı değişikliklerine ek olarak kalp yetmezliği tedavisinde kanıtlanmış, “rehberlere dayalı” ilaç tedavileri başlarız. Bu ilaçlar, kalbinizin üzerindeki stresi azaltır, zararlı hormonal sistemleri bloke eder, kan basıncını kontrol altına alır ve kalbinizin daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Bu tedaviler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir, hastaneye yatış ihtiyacını azaltabilir ve yaşam kalitenizi önemli ölçüde artırabilir. Bazı durumlarda, bu ilaçlar sayesinde kalpte “tersine iyileşme” dediğimiz, yani kalbin bir miktar küçülüp fonksiyonlarının düzeldiği durumlar bile gözlemlenebilir.

Cihaz Tedavileri

İlaç tedavisine rağmen belirli kriterleri taşıyan hastalarda, teknolojinin sunduğu hayat kurtaran cihazlar devreye girer.

Kalp Pili (Kardiyak Resenkronizasyon Terapisi – CRT): Özellikle genişlemiş kalplerde, kalbin farklı duvarları birbiriyle uyumsuz, adeta farklı orkestra şeflerini dinleyen müzisyenler gibi kasılır. Bu da kalbin verimini düşürür. Üç kablolu bu özel kalp pili, kalbin kasılmasını yeniden senkronize ederek daha uyumlu ve güçlü bir şekilde çalışmasını sağlar.

Şok Cihazı (İmplante Edilebilir Kardiyoverter-Defibrilatör – ICD): Kalp büyümesinin yarattığı en büyük risklerden biri olan ani ölüme karşı en etkili korumayı sağlar. Bu akıllı cihaz, kalbinizin ritmini 24 saat boyunca izler. Ölümcül bir ritim bozukluğu başladığı anda, saniyeler içinde otomatik olarak elektrik şoku vererek kalbi normal ritmine döndürür ve hayat kurtarır.

Cerrahi Tedaviler

İlaç ve cihaz tedavilerinin yetersiz kaldığı veya altta yatan nedenin mekanik bir sorun olduğu durumlarda, cerrahi tedavi en önemli ve çoğu zaman en kalıcı çözümü sunar.

Kalp Kapak Onarımı veya Değişimi: Eğer kalp büyümesinin sebebi bozuk bir kalp kapağı ise, çözüm bu kapağın tamir edilmesi veya değiştirilmesidir. Özellikle mitral kapak için, mümkün olan her durumda hastanın kendi kapağını koruyarak onarım yapmak her zaman ilk tercihimizdir. Eğer kapak onarılamayacak kadar hasarlıysa, o zaman mekanik veya biyolojik bir protez kapakla değiştirilir. Bu ameliyat, kalbin üzerindeki anormal yükü kaldırarak büyümenin durmasını ve hatta gerilemesini sağlar.

Koroner Arter Bypass Cerrahisi (CABG): Eğer sorun kalp damarlarındaki tıkanıklıklarsa ve bu tıkanıklıklar nedeniyle kalp kası zayıflamışsa, bypass ameliyatı ile tıkalı damarların ilerisine yeni damar köprüleri yaparak kalp kasını yeniden canlandırmayı hedefleriz. Yapılan büyük bilimsel çalışmalar bu durumdaki hastalarda bypass ameliyatının, stent veya sadece ilaç tedavisine kıyasla uzun vadede yaşam süresini uzatmada daha üstün olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Bu nedenle bypass, uygun hasta için sadece bir şikayet giderme operasyonu değil aynı zamanda bir hayat süresi uzatma ameliyatıdır.

Kalp Destek Cihazları (LVAD): Son evre kalp yetmezliğinde, yani artık kalbin kendi gücünün tükendiği noktada yapay kalp pompaları devreye girer. Cerrahi ile kalbe takılan bu mekanik pompalar, kalbin işini devralarak kanı vücuda pompalar. Bu cihazlar, kalp nakli bekleyen hastalar için bir “köprü” görevi görebileceği gibi, nakil şansı olmayan hastalarda kalıcı bir tedavi olarak yaşam süresini ve kalitesini inanılmaz derecede artırır.

Kalp Nakli: Diğer tüm tedavi seçeneklerinin tükendiği, uygun hastalardaki son ve en kesin tedavi yöntemidir.

Çocuklarda veya Sporcularda Görülen Kalp Büyümesi Farklı mıdır?

Evet, bu iki durum özel bir değerlendirme gerektirir. Çocuklarda kalp büyümesi, genellikle yetişkinlerden farklı nedenlere bağlıdır. En sık karşılaşılan sebepler arasında doğuştan gelen kalp hastalıkları (kalpteki delikler, kapak anomalileri gibi), genetik kalp kası hastalıkları veya geçirilmiş viral enfeksiyonlar yer alır. Çocuklardaki her türlü kalp büyümesi şüphesi, mutlaka çocuk kardiyolojisi uzmanları tarafından detaylıca incelenmelidir.

Vücut geliştirme kalp büyümesi veya “atlet kalbi” olarak bilinen durum ise fizyolojik, yani normal kabul edilen bir adaptasyondur. Sürekli ve yoğun antrenman yapan sporcuların kalpleri, artan kan ihtiyacını karşılamak için bir miktar büyüyüp duvarları kalınlaşabilir. Bu genellikle zararsız ve geri dönüşümlü bir durumdur. Ancak önemli olan bu fizyolojik büyüme ile hastalığa bağlı patolojik büyümeyi ayırt etmektir. Bu nedenle profesyonel veya yoğun spor yapan kişilerin de düzenli kardiyolojik kontrollerden geçmesi, bu ayrımın doğru bir şekilde yapılması için hayati önem taşır.

Kalp Büyümesi Olanlar Ne Kadar Yaşar ve Gelecek İçin Ne Beklemelidir?

Hastalarımızın en merak ettiği sorulardan biri de budur: “Kalp büyümesi olanlar ne kadar yaşar?” Bu sorunun tek ve net bir cevabı yoktur. Yaşam beklentisi, standart bir rakamdan ziyade tamamen kişiye özeldir. Prognozu, yani hastalığın gidişatını belirleyen en önemli faktörler şunlardır:

  • Kalp büyümesine neden olan asıl hastalık
  • Tanının ne kadar erken konulduğu
  • Kalp fonksiyonlarının ne kadar bozulduğu
  • Uygulanan tedavinin türü ve başarısı
  • Hastanın tedaviye ve yaşam tarzı değişikliklerine uyumu
  • Hastanın genel sağlık durumu ve eşlik eden diğer hastalıkları

Örneğin sadece kontrolsüz yüksek tansiyona bağlı olarak kalbi hafifçe büyümüş ve tansiyonu ilaçlarla kontrol altına alınmış bir kişinin yaşam beklentisi, ciddi bir kalp krizi sonrası kalbi ileri derecede genişlemiş ve pompalama gücü çok düşmüş bir kişiden tamamen farklıdır.

Call Now Button