İç varis, toplardamarların cilt yüzeyinden görülmeyen, derin veya perforan venlerde oluşan genişleme ve kapakçık yetersizliğidir. Genellikle bacaklarda ağrı, şişlik, ağırlık hissi ve gece krampları ile kendini gösterir, ancak dışarıdan belirgin damar görünümü olmayabilir.

Derin venlerde gelişen iç varis, kronik venöz yetmezliğin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kanın kalbe doğru taşınmasında yetersizlik oluşur ve bu durum zamanla ödem, ciltte renk değişikliği ve yaralar gibi komplikasyonlara yol açabilir.

İç varis belirtileri, uzun süre ayakta kalma veya hareketsizlik sonrası artan bacak ağrısı, gerginlik hissi ve yorgunluk şeklinde ortaya çıkar. Belirtiler istirahatle azalabilir ancak ilerleyen evrelerde kalıcı hale gelebilir.

Tanı için Doppler ultrasonografi kullanılır ve damarların iç yapısı detaylı olarak değerlendirilir. Tedavi, hastalığın evresine göre medikal ilaçlar, varis çorapları, endovenöz lazer veya cerrahi yöntemleri içerebilir.

Tıbbi Adı Derin Ven Yetmezliği (Derin Venöz Yetmezlik), İç Varis
Sık Görülen Belirtiler – Bacaklarda şişlik
– Ağrı veya ağırlık hissi
– Ciltte renk değişikliğ
i- Bacakta kramp ve kaşıntı
– Uzun süren ayakta kalınca şikayetlerin artması
Nedenleri – Derin toplardamarlarda kapakçıkların bozulması
– Damar duvarında zayıflık
– Pıhtı oluşumu (Derin Ven Trombozu sonrası)
– Genetik yatkınlık
Risk Faktörleri – Uzun süre ayakta durmak
– Hareketsiz yaşam tarz
ı- Obezite- Hamilelik
– İleri yaş
– Daha önce geçirilmiş bacak damar pıhtısı
Komplikasyonlar – Ciltte yara (ülser)
– Bacaklarda kronik ağrı ve şişlik
– Damar içi pıhtı oluşumu
– Pigment değişikliği
Tanı Yöntemleri – Doppler ultrason
– Venografi (nadiren)
– Fizik muayene
Tedavi Yöntemleri – Kompresyon çorapları
– İlaç tedavisi (venotonikler, antikoagülanlar vb.)
– Egzersiz ve bacakları yukarı kaldırma
– Lazer, cerrahi müdahale (ileri vakalarda)
Önleme Yöntemleri – Düzenli egzersiz
– Bacakları yukarıda tutmak
– Sağlıklı kilo kontrolü
– Uzun süre ayakta kalmaktan kaçınmak

İç Varis Nedir?

İç varis, cilt yüzeyinden görünmeyen ancak derin veya perforan (yüzeyel ve derin damarları birleştiren) toplardamarlarda gelişen genişleme ve yetmezlik durumudur. Genellikle bacaklarda ağrı, dolgunluk hissi, kramp, yanma ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Fiziksel muayene ile fark edilemeyebilir; tanı için Doppler ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Tedavi, varisin derecesine göre medikal, kompresyon çorabı veya girişimsel yöntemlerle planlanır.

İç Varisin Belirtileri Nelerdir ve Nasıl Hissedilir?

İç varis, kendini tek bir şekilde göstermez. Altta yatan sorunun bacaklarınızda mı yoksa daha yukarıda, karın bölgenizde mi olduğuna bağlı olarak farklı şikayetlere yol açabilir. Genellikle bu belirtiler günün yorgunluğuyla artar ve dinlenmekle azalır.

Bacaklarda hissedilen başlıca iç varis belirtileri şunlardır:

  • Derin ve zonklayıcı ağrı
  • Ağırlık ve dolgunluk hissi
  • Özellikle geceleri artan kramplar
  • Ayak bileklerinde şişlik (ödem)
  • Bacaklarda huzursuzluk ve gerginlik
  • Kaşıntı veya yanma hissi

Bu listedeki şikayetler, toplardamarlarınızın kanı verimli bir şekilde kalbe taşıyamadığının işaretidir. Bacaklarınızı yukarı kaldırdığınızda rahatlaması çok tipiktir, çünkü bu hareket yer çekiminin etkisini azaltarak kanın bacaklarınızdan boşalmasına yardımcı olur.

Bazen ise sorunun kaynağı daha derinde, leğen kemiği (pelvis) bölgesindedir. Bu durum özellikle kadınlarda görülen Pelvik Konjesyon Sendromu veya “rahim varisleri” olarak bilinir. Bu duruma özgü belirtiler ise şunlardır:

  • Altı aydan uzun süren kronik kasık ağrısı
  • Ağrılı cinsel ilişki
  • Adet dönemlerinde artan pelvik ağrı
  • Genital bölge, kalça veya bacak arkasında ortaya çıkan atipik varisler
  • Sık idrara çıkma isteği

Eğer bacak şikayetlerinize bu pelvik bölge belirtileri de eşlik ediyorsa, sorunun kaynağının karın içi damarlarınızdan gelme ihtimali yüksektir. Bu ayrımı yapmak, doğru tedaviyi planlamak için hayati önem taşır.

Bacaklarda ve Pelviste İç Varis Neden Olur?

Tüm bu şikayetlerin arkasındaki temel suçlu, venöz hipertansiyon, yani toplardamar içindeki basıncın artmasıdır. Vücudumuzdaki toplardamarlar, kirli kanı yer çekimine karşı savaşarak kalbe geri götüren harika bir sistemdir. Bu sistemde iki temel sorun ortaya çıkabilir ve iç varise zemin hazırlayabilir.

Birincisi, toplardamar kapakçık yetmezliği (venöz reflü) olarak bilinen durumdur. Damarlarımızın içinde, kanın sadece yukarı doğru akmasını sağlayan ve geriye kaçmasını engelleyen minik, tek yönlü kapakçıklar vardır. Bu kapakçıklar bozulduğunda, kan yer çekiminin etkisiyle aşağı doğru kaçar ve bacaklarda veya pelvik bölgedeki damarlarda birikir. Tıpkı suyu sızdıran bir conta gibi, bu kapakçıklar görevini yapamaz hale gelir. Bu durum kanın göllenmesine, damarların genişlemesine ve basıncın artmasına neden olur.

İkinci temel sorun ise toplardamar tıkanıklığı veya dışarıdan bası (venöz obstrüksiyon) durumudur. Bazen kanın önünde ilerlemesini engelleyen fiziksel bir bariyer bulunur. Bu geçirilmiş bir derin ven trombozu (DVT) sonrası damar içinde kalan bir pıhtı artığı olabileceği gibi, bir damarın başka bir yapı tarafından sıkıştırılması da olabilir. En sık karşılaştığımız bası durumları şunlardır:

May-Thurner Sendromu: Sol bacağın ana toplardamarının, hemen üzerinden geçen sağ bacak atardamarı tarafından omurgaya doğru sıkıştırılmasıdır. Bu kanın sol bacaktan kalbe dönüşünü zorlaştırır ve özellikle sol bacakta şişlik, ağrı ve varise yol açar.

Nutcracker (Fındıkkıran) Sendromu: Sol böbrek toplardamarının, iki büyük atardamar arasında sıkışmasıdır. Bu durum kanın geriye doğru pelvik damarlara kaçmasına ve kadınlarda Pelvik Konjesyon Sendromu’na neden olabilir.

İç Varis Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Başlangıçta sadece hafif bir sızlama veya ağırlık hissiyle kendini gösteren iç varis, tedavi edilmediğinde zamanla ilerleyebilir ve daha ciddi sorunlara yol açabilir. Bu ilerleme sürecini evrelere ayırarak daha net anlayabiliriz.

Evre 1: Bacaklarda örümcek ağı şeklinde kılcal damarların belirmesi.

Evre 2: Cilt yüzeyinden kabarık, gözle görülür varislerin oluşması.

Evre 3: Ayak bileği ve bacakta kalıcı hale gelen şişlik (ödem).

Evre 4: Ciltte renk değişikliği (kahverengi-mor lekeler), sertleşme ve egzama benzeri döküntüler.

Evre 5: Daha önce açılmış olan bir varis yarasının iyileşmiş hali.

Evre 6: Ayak bileği çevresinde açılan, zor iyileşen aktif varis yarası (venöz ülser).

Bu tablo küçük bir sorunun zamanla nasıl büyüyebileceğini açıkça göstermektedir. İç varis tedavi edilmezse ne olur sorusunun en ciddi cevabı, hayat kalitesini önemli ölçüde düşüren ve tedavisi zor olan venöz ülserlerdir. Bu nedenle belirtileri ciddiye almak ve erken aşamada bir uzmana danışmak çok önemlidir.

İç Varis Teşhisi İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?

Doğru tedavi, ancak doğru teşhis ile mümkündür. İç varis şikayetlerinizin ardındaki nedeni bulmak için adım adım ilerleyen bir yol haritası izlenir.

İlk adım, her zaman sizin hikayenizi dinlemek ve detaylı bir fizik muayene yapmaktır. Şikayetlerinizin ne zaman ve nasıl başladığı, yaşam tarzınız, aile öykünüz gibi bilgiler bize önemli ipuçları verir.

İkinci ve en önemli adım ise Renkli Doppler Ultrasonografi’dir. Bu varis teşhisinin altın standardıdır. Ses dalgaları kullanılarak yapılan bu ağrısız ve radyasyon içermeyen inceleme, damarlarınızın içini görmemizi ve kan akışını değerlendirmemizi sağlar. Doppler ile damarlarınızda bir kaçak (reflü) veya tıkanıklık olup olmadığını, varsa nerede ve ne kadar şiddetli olduğunu net bir şekilde saptarız. Bu adeta damarlarınızın bir yol haritasını çıkarmak gibidir ve tedavinin temelini oluşturur.

Bazen, özellikle karın içi damarlarda bir bası şüphesi (May-Thurner veya Nutcracker sendromu gibi) varsa, daha ileri görüntüleme yöntemleri gerekebilir:

  • MR Venografi (Manyetik Rezonans)
  • BT Venografi (Bilgisayarlı Tomografi)

Bu yöntemler karın ve pelvis bölgesindeki damarların üç boyutlu ve detaylı görüntülerini sunarak, olası bir darlık veya basıyı kesin olarak ortaya koyar. Stentleme gibi bir tedavi planlanıyorsa, bu görüntüler bize rehberlik eder.

Nadiren, özellikle tedavi sırasında, Kateter Anjiyografi ve IVUS (Damar İçi Ultrason) gibi daha ileri teknolojiler kullanılır. IVUS, ince bir kateterin ucundaki mini ultrason ile damarın içini 360 derece görmemizi sağlar. Bu özellikle stent yerleştirirken damarın doğru çapını ölçmek ve stentin mükemmel bir şekilde yerleştiğinden emin olmak için paha biçilmez bir araçtır.

Ameliyatsız İç Varis Tedavisi Mümkün müdür?

Kesinlikle evet. Günümüzde iç varisin altında yatan pek çok neden, artık büyük cerrahi kesiler gerektirmeyen, konforlu ve etkili ameliyatsız iç varis tedavisi yöntemleriyle çözülebilmektedir. Tedavi, altta yatan soruna göre planlanır.

Yüzeysel Damar Kaçağı İçin Modern Yöntemler

Eğer sorun bacaklardaki ana yüzeysel damarlardaki (safen ven) kapakçık yetmezliği ise, amaç bu “bozuk” damarı içeriden kapatarak devre dışı bırakmaktır. Bunun için kullanılan başlıca varis tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Endovenöz Lazer Ablasyon (EVLA)
  • Radyofrekans Ablasyon (RFA)
  • Tıbbi Yapıştırıcı (Biyouyumlu Zamk / VenaSeal™)
  • Mekanokimyasal Ablasyon (MOCA / ClariVein®)

Lazer ve radyofrekans, damarı içeriden ısıtarak kapatma prensibine dayanır. Tıbbi yapıştırıcı ise damarı anında birbirine yapıştırarak kan akışını durdurur. Bu yöntemlerin hepsi lokal anestezi altında, yaklaşık 30-45 dakika gibi kısa bir sürede uygulanır. Hastalar işlem sonrası hemen yürüyebilir ve ertesi gün normal yaşamlarına dönebilirler. Klasik varis ameliyatlarına kıyasla ağrı, morluk ve iyileşme süresi çok daha azdır.

Derin ve Karın İçi Damar Tıkanıklıkları İçin Stentleme

Eğer sorun May-Thurner sendromu gibi bir damar basısı veya derin ven trombozu sonrası gelişen bir tıkanıklıksa, tedavi bu engeli ortadan kaldırmaya yöneliktir. Anjiyoplasti ve Stentleme işlemi ile dar veya tıkalı olan damar, anjiyografi eşliğinde içeriden bir balon yardımıyla genişletilir. Ardından, damarın tekrar daralmasını önlemek için, o bölgeye özel olarak tasarlanmış, esnek ve basınca dayanıklı bir stent yerleştirilir. Bu stent, damar için bir iç iskele görevi görerek kan akışının sorunsuz bir şekilde devam etmesini sağlar. Bu işlem özellikle bacağında şiddetli şişlik ve ağrı olan hastalarda inanılmaz bir rahatlama sağlar.

Pelvik Konjesyon Sendromu (Rahim Varisleri) İçin Embolizasyon

Pelvik bölgedeki damar kaçağına bağlı kronik ağrı ve diğer şikayetlerin tedavisinde ise altın standart embolizasyon’dur. Bu işlem de anjiyografi ile, genellikle kasık veya kol damarından girilerek yapılır. Amaç kanın geriye kaçtığı sorunlu yumurtalık (ovarian) veya pelvik damarları bulup, içlerini “coil” adı verilen metal sarmallar veya özel tıkayıcı sıvılarla doldurarak kapatmaktır. Sorunlu damar kapatıldığında, kan sağlıklı damarlara yönelir ve pelvik bölgedeki basınç düşerek ağrı ortadan kalkar. Embolizasyon, günübirlik yapılan, oldukça güvenli, konforlu ve sonuçları son derece başarılı bir yöntemdir.

Sıkça Sorulan Sorular

İç varis, toplardamar kapakçıklarının bozulması ve kanın geriye kaçmasıyla ortaya çıkar. Bu durum bacak toplardamarlarında basınç artışına yol açar ve damarların genişlemesine, şişmesine neden olur.
Bacaklarda ağırlık hissi, yorgunluk, şişlik, ağrı, gece krampları ve uzun süre ayakta kalınca artan rahatsızlık en sık belirtilerdir. İleri evrede ciltte renk değişiklikleri ve yaralar görülebilir.
Dış varis cilt yüzeyinde belirginleşen damarlarla kendini gösterirken, iç varis daha derin toplardamarlarda gelişir ve dışarıdan kolay fark edilmez. Tanısı genellikle Doppler ultrason ile konur.
Tedavi edilmeyen iç varis, toplardamarlarda pıhtı oluşumuna, kronik venöz yetmezliğe, cilt yaralarına ve nadiren akciğer embolisine yol açabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi önemlidir.
Hekim, şikayetleri dinledikten sonra Doppler ultrason ile damar içi kan akışını değerlendirir. Bu yöntem iç varislerin derecesini ve damar kapakçıklarındaki yetmezliği göstermede en güvenilir tekniktir.
Tedavide ilaç tedavisi, varis çorapları, lazer ve radyofrekans ablasyon, köpük skleroterapisi veya cerrahi yöntemler kullanılabilir. Uygulama, varisin derecesine ve hastanın genel durumuna göre belirlenir.
Tedavi edilmeyen iç varis zamanla ilerleyerek ağrı ve şişlikleri artırır. Kronik venöz yetmezliğe, ciltte yaralara ve pıhtı oluşumuna yol açabilir. Bu komplikasyonlar yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.
İleri evre varislerde, ilaç veya lazer tedavisine yanıt alınamayan durumlarda ve komplikasyon geliştiğinde cerrahi yöntemlere başvurulur. Ameliyat kararı, damarların durumu ve hastanın şikayetlerine göre verilir.
Düzenli egzersiz yapmak, uzun süre ayakta kalmaktan veya oturmaktan kaçınmak, bacakları yüksekte tutmak, fazla kilolardan kurtulmak ve varis çorabı kullanmak iç varis kontrolünde oldukça faydalıdır.
Gebelikte artan hormon düzeyleri ve büyüyen rahmin toplardamarlara baskı yapması nedeniyle kan dolaşımı zorlaşır. Bu durum iç varis riskini artırır. Doğum sonrası çoğu vakada belirtiler azalabilir.
Son Güncellenme: 5 November 2025
Call Now Button