Evet, varis kesinlikle ağrı yapar. Bacaklarda gün boyu artan bir sızlama, ağırlık hissi ve özellikle gece ortaya çıkan kramplar, varisin en yaygın belirtileridir. Bu durum sadece estetik bir kaygı değil venöz yetmezlik adı verilen bir dolaşım probleminin sonucudur. Peki, varis ağrısı nasıl geçer? Bu ağrıdan kalıcı olarak kurtulmanın yolu, altta yatan bozuk damarı modern ve minimal invaziv yöntemlerle tedavi etmekten geçer. Bu tedaviler, ağrının kaynağını ortadan kaldırarak şikayetlerinizi kalıcı olarak sonlandırır ve yaşam kalitenizi geri kazandırır.
Sık Görülen Belirtiler | – Bacaklarda zonklayıcı, sızlayıcı veya yanıcı tarzda ağrı- Ağrının gün sonunda veya uzun süre ayakta kalınca artması- Bacaklarda ağırlık hissi- Kramp veya huzursuzluk hissi- Şişlik, kaşıntı |
Nedenleri | – Yüzeyel veya derin toplardamarlardaki kapakçıkların bozulması- Damarların genişlemesi ve kan göllenmesi- Kan dolaşımının yavaşlaması |
Risk Faktörleri | – Uzun süre ayakta veya oturarak çalışma- Genetik yatkınlık- Kadın cinsiyet (hamilelik, hormonal değişiklikler)- Obezite, yaşlanma |
Komplikasyonlar | – Ciltte renk değişikliği- Ciltte yara (ülser)- Kanama (ileri evrelerde)- Derin ven trombozu (nadir) |
Tanı Yöntemleri | – Fizik muayene- Doppler ultrason |
Tedavi Yöntemleri | – Kompresyon çorapları- Ağrıyı azaltıcı ilaçlar (nonsteroid antiinflamatuar vb.)- Topikal kremler- Düzenli egzersiz ve bacakları dinlendirme- Lazer, skleroterapi, cerrahi (ileri olgularda) |
Önleme Yöntemleri | – Düzenli fiziksel aktivite- Kilo kontrolü- Uzun süre ayakta veya oturarak kalmaktan kaçınmak- Bacakları yukarıda tutmak |
Varis ağrısı neden olur ve bu ağrı nerelere vurur?
Varis ağrısının nedenini anlamak için önce damarlarımızın nasıl çalıştığını bilmek gerekir. Bacaklarımızdaki toplardamarların (venlerin) görevi, kirli kanı yerçekimine karşı savaşarak kalbe geri taşımaktır. Bu zorlu görevde onlara yardımcı olan çok önemli yapılar vardır: Tek yöne açılan kapakçıklar. Bu kapakçıklar, kan yukarı doğru akarken açılır ve kan geriye kaçmaya çalıştığında kapanarak bir kilit görevi görür.
Varis hastalığında ise bu hassas sistem bozulur. Genetik yatkınlık, hamilelik, uzun süre ayakta durma veya oturma gibi faktörlerle bu kapakçıklar zayıflar ve tam kapanamaz hale gelir. Kapaklar bozulunca, kan kalbe doğru gitmek yerine bacaklarda, özellikle diz altı bölgesinde birikmeye başlar. İşte bu duruma venöz yetmezlik diyoruz.
Bu kan birikmesi, damar içinde basıncın sürekli artmasına yol açar. Bu yüksek basınç, damar duvarını gererek ilk ağrı hissini başlatır. Ancak asıl sorun bundan sonra başlar. Göllenen kan ve artan basınç, damar duvarında bir tür iltihabi reaksiyonu tetikler. Vücudun savunma hücreleri bölgeye toplanır ve bu durum damar çevresindeki sinir uçlarını sürekli olarak uyarır. İşte bu iltihabi süreç ağrının sadece bir “basınç” hissinden çıkıp; yanıcı, zonklayıcı ve sızlayıcı bir karaktere bürünmesinin asıl sebebidir.
Peki, varis ağrısı nerelere vurur? En sık görüldüğü yerler:
- Baldırlar (diz arkası ve alt bacak)
- Ayak bilekleri ve ayak sırtı
- Diz çevresi ve uyluk iç yüzü
Nadiren de olsa, genişlemiş damarların seyrine bağlı olarak ağrı daha yukarılara, hatta kalça bölgesine yansıyabilir. Bu durum altta yatan venöz yetmezliğin yaygınlığına bağlıdır.
Bacakta varis ağrısı nasıl olur ve belirtileri nelerdir?
Bacakta varis ağrısı, diğer kas veya eklem ağrılarından oldukça farklı bir karaktere sahiptir. Genellikle günün başında daha hafifken, ayakta kalındıkça veya oturuldukça giderek kötüleşir. Akşam saatlerinde en yoğun seviyesine ulaşır. Hastalar bu durumu genellikle “bacaklarım sanki tonlarca yük taşıyor gibi” veya “akşam bacaklarımı koyacak yer bulamıyorum” şeklinde ifade ederler. Bacakları yukarı kaldırmak, kanın kalbe dönüşünü kolaylaştırdığı için geçici bir rahatlama sağlar. Bu varis ağrısının en tipik özelliğidir.
Varis ağrısının yanında sıkça görülen diğer belirtiler şunlardır:
- Bacaklarda ağırlık ve dolgunluk hissi
- Yanma ve sızlama
- Özellikle geceleri artan kramplar
- Ayak bileklerinde şişlik (ödem)
- Damarların geçtiği bölgelerde kaşıntı
- Huzursuz bacak hissi
- Ciltte renk değişikliği (kahverengi lekeler)
- Ciltte sertleşme ve kalınlaşma
Unutmayın bazen gözle görülür büyük varisler olmasa bile, derinde yatan bir kapakçık kaçağı nedeniyle bu belirtiler yaşanabilir. Buna “iç varis” denir ve ağrısı aynı derecede rahatsız edici olabilir.
Varis ağrısına ne iyi gelir ve evde neler yapılabilir?
Kalıcı tedavi için tıbbi bir müdahale gerekse de günlük yaşamınızda yapacağınız bazı değişikliklerle varis ağrısını ve şikayetlerinizi önemli ölçüde hafifletebilirsiniz. Bu yöntemler sorunu ortadan kaldırmaz ama size zaman kazandırır ve konforunuzu artırır. Piyasada bulunan çeşitli varis ağrısına iyi gelen ağrı kesici kremler veya haplar geçici bir rahatlama sunabilir ancak altta yatan mekanik sorunu çözmedikleri için kalıcı bir çözüm değillerdir. Herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka bir hekime danışmak gerekir.
Ağrılarınızı hafifletmek için günlük hayatınızda yapabileceğiniz bazı basit ama etkili değişiklikler bulunur:
- Düzenli yürüyüş yapmak
- Fazla kilolardan kurtulmak
- Bacakları gün içinde fırsat buldukça yukarı kaldırmak
- Uzun süre sabit pozisyonda oturmaktan veya ayakta durmaktan kaçınmak
- Tuz tüketimini azaltarak vücuttaki şişliği (ödemi) kontrol altına almak
- Rahat ve alçak topuklu ayakkabılar giymek
- Bacakları ve beli sıkan dar giysilerden uzak durmak
Ayrıca doktorunuzun önereceği basınç ve ölçüde varis çorabı kullanmak, dışarıdan uyguladığı destekle kanın göllenmesini azaltarak ağrı ve şişlik üzerinde oldukça etkili olabilir. Ancak çoraplar bir tedavi değil bir destek ürünüdür.
Varis ağrısı için hangi doktora gidilir ve teşhis nasıl konur?
Bacaklarınızdaki ağrının varisten kaynaklandığından şüpheleniyorsanız, başvurmanız gereken doğru uzmanlık alanı Kalp ve Damar Cerrahisi’dir. Kalp ve damar cerrahları, toplardamar hastalıklarının hem tanısı hem de modern tedavileri konusunda özel eğitim almış hekimlerdir.
Teşhis sürecinin en önemli ve vazgeçilmez adımı Renkli Doppler Ultrasonografi’dir. Bu ses dalgalarıyla çalışan, tamamen ağrısız ve zararsız bir görüntüleme yöntemidir. Bu inceleme sırasında, hasta ayaktayken tüm bacak toplardamar sistemi detaylı olarak incelenir. Doppler ultrason ile:
- Hangi damarlarda kapakçık yetmezliği olduğu
- Kan kaçağının (reflü) derecesi ve kaynağı
- Damarların çapı ve seyri
- Derin damarlarda bir pıhtı olup olmadığı
tespit edilir. Bu inceleme, adeta damarlarınızın bir “yol haritasını” çıkarır ve tedavinin doğru bir şekilde planlanmasını sağlar. Modern varis tedavisi, bu harita olmadan düşünülemez.
Güncel varis tedavisi ile varis ağrısı nasıl geçer?
“Varis ağrısı nasıl geçer?” sorusunun kalıcı cevabı, modern tedavi yöntemlerinde yatmaktadır. Günümüzdeki yaklaşım eski “damar sökme” ameliyatlarının aksine, soruna neden olan hasta damarı içeriden, kesi yapmadan kapatmaktır. Bu damar kapatıldığında, kan akışı vücut tarafından otomatik olarak sağlıklı damarlara yönlendirilir. Böylece bacakta kan birikmesi ve buna bağlı gelişen basınç artışı ile iltihabi reaksiyon ortadan kalkar. Sonuç olarak ağrı ve diğer tüm şikayetler kalıcı olarak geçer.
En sık kullanılan modern varis tedavisi yöntemleri şunlardır:
Lazer (EVLA) ve Radyofrekans (RFA) ile Termal Ablasyon: Bu iki yöntem “ısı ile kapatma” prensibine dayanır ve altın standart olarak kabul edilir. İşlem ultrason rehberliğinde, genellikle diz seviyesinden damar içine yerleştirilen ince bir kateter (lazer fiberi veya radyofrekans teli) ile yapılır. Bu kateter aracılığıyla damar duvarına kontrollü bir ısı enerjisi verilir. Bu ısı, damarın büzüşerek kalıcı olarak kapanmasını sağlar. İşlem lokal anestezi ile yapılır, yaklaşık 30-45 dakika sürer ve hasta işlem sonrası yürüyerek evine dönebilir.
Biyolojik Yapıştırıcı (Siyanoakrilat Ablasyon – VenaSeal™): Bu en yenilikçi yöntemlerden biridir. Aynı şekilde ince bir kateterle damar içine girilir ve özel bir tıbbi yapıştırıcı, damar boyunca küçük damlacıklar halinde enjekte edilir. Bu yapıştırıcı kanla temas ettiğinde saniyeler içinde donarak damarı yapıştırır ve kapatır. İşlemde ısı veya çok sayıda iğne gerektiren anestezi kullanılmaz. En önemli avantajlarından biri, işlem sonrası genellikle varis çorabı giyme zorunluluğunun olmamasıdır.
Köpük Skleroterapisi: Özellikle ana damar kapatıldıktan sonra geride kalan daha küçük, kıvrımlı varisler veya kılcal damarlar için kullanılır. Özel bir ilacın hava ile karıştırılarak köpük haline getirilmesi ve çok ince iğnelerle doğrudan bu damarların içine verilmesi işlemidir. Köpük, damarın iç duvarını tahrip ederek kapanmasını sağlar.
Mikroflebektomi: Cilt yüzeyinde belirgin, üzüm salkımı gibi duran büyük varislerin tedavisinde kullanılır. Lokal anestezi altında, cilt üzerinde açılan 1-2 mm’lik deliklerden bu damarların özel bir aletle çıkarılmasıdır. Dikiş gerektirmez ve estetik olarak mükemmel sonuçlar verir.