Bacaklarınızdaki varisler için başvurmanız gereken doğru tıbbi uzmanlık alanı Kalp ve Damar Cerrahisi’dir. Bu yaygın damar sorunuyla karşılaştığınızda, “varis için hangi doktora gidilir?” sorusu, etkili bir tedaviye atılacak ilk ve en önemli adımdır. Doğru teşhis ve modern tedavi yöntemlerine ulaşmanın yolu, alanında uzmanlaşmış bir kalp ve damar cerrahından geçer. Bu seçim, şikayetlerinizden kalıcı olarak kurtulmanız için en güvenilir başlangıcı oluşturur. Bacaktaki varis için hangi bölüme gidilir sorusunun net cevabı, dolaşım sistemi hastalıklarının bu ana branşıdır.
Türkiye’nin En İyi Varis Tedavisi Doktoru Kimdir?
Türkiye’de varis tedavisi konusunda uzmanlaşmış birçok ünlü kalp damar cerrahı ve girişimsel radyoloji uzmanı bulunmaktadır. Bu hekimler; lazer, radyofrekans, köpük skleroterapi ve ameliyatsız yöntemlerle kişiye özel tedavi planları sunar. Tedavi başarısı; doktorun deneyimi, kullanılan teknoloji ve hastanın damar yapısına göre değişiklik gösterebilir. En iyi doktor seçimi, bireysel durumun kapsamlı değerlendirilmesiyle belirlenmelidir.
Varisin İlk Sinyalleri Nelerdir ve Bacaklarım Aslında Bana Ne Anlatmaya Çalışıyor?
Bacaklarınızdaki damarların görünür hale gelmesi, sürecin sadece bir parçasıdır. Asıl önemli olan vücudunuzun bu duruma verdiği tepkileri ve gönderdiği sinyalleri fark etmektir. Bu belirtiler genellikle uzun süre ayakta kalındığında veya sıcak havalarda kendini daha çok belli eder; bacakları dinlendirmek ve yukarı kaldırmak ise geçici bir rahatlama sağlar. Eğer aşağıdaki durumlardan bir veya birkaçını yaşıyorsanız, bacaklarınız size “burada bir dolaşım sorunu var” diyor olabilir.
Vücudunuzun gönderdiği bu önemli sinyallere dikkat edin:
- Akşama doğru artan ve zonklama hissi veren bacak ağrısı
- Bacaklarda hissedilen belirgin bir ağırlık ve yorgunluk
- Özellikle ayak bileklerinde görülen ve gün içinde artan şişlik (ödem)
- Geceleri uykudan uyandırabilen ani ve şiddetli kas krampları
- Varisli damarların üzerindeki ciltte inatçı bir kaşıntı
- Bacaklarda yanma veya iğnelenme hissi
- Cilt renginde, özellikle ayak bileği çevresinde, koyulaşma ve kahverengi lekelenmeler
- Dinlenme halindeyken bile bacakları hareket ettirme isteği (Huzursuz Bacak Sendromu)
Bu şikayetlerin her biri, toplardamarlarınızda biriken ve verimli bir şekilde kalbe geri dönemeyen kanın bir sonucudur. Artan basınç, damarların genişlemesine, sıvının doku arasına sızarak şişliğe ve sinir uçlarının uyarılarak ağrıya neden olmasına yol açar. Bu belirtileri görmezden gelmek, altta yatan sorunun ilerlemesine izin vermek demektir.
Varis İçin Hangi Doktora Gidilir ve Neden Kalp ve Damar Cerrahisi Bu Konunun Asıl Uzmanıdır?
Varis, basit bir cilt problemi değil bir damar sistemi, yani bir dolaşım sistemi hastalığıdır. Bu nedenle bu konuda en yetkin ve donanımlı uzmanlar Kalp ve Damar Cerrahlarıdır. Şöyle düşünün: Vücudunuzun dolaşım sistemini bir şehrin tüm su tesisatı ağına benzetebiliriz. Kalp ana pompa istasyonu, atardamarlar temiz suyu taşıyan ana borular, toplardamarlar ise kullanılmış suyu geri getiren borulardır. Varis, bu geri dönüş borularındaki bir sorundur. Kalp ve Damar Cerrahı ise bu tesisat ağının tamamını, her bir bağlantısını, basınç dengesini ve olası arızalarını en ince ayrıntısına kadar bilen tek uzmandır.
Bu uzmanlık alanı, varisin temelindeki nedeni, yani damar kapakçıklarındaki yetmezliği (reflü) doğru bir şekilde teşhis etmek ve buna yönelik en etkili tedavi planını oluşturmak için gerekli tüm bilgi ve beceriye sahiptir. Bir Kalp ve Damar Cerrahı, varis tedavisinin tüm aşamalarını yönetir: Tanı için kritik öneme sahip olan Renkli Doppler Ultrasonu bizzat yapmaktan veya yorumlamaktan, kişiye özel modern ve ameliyatsız tedavi yöntemlerini (lazer, radyofrekans, köpük, yapıştırıcı) uygulamaya kadar tüm sürece hakimdir. Bacaktaki varis için hangi bölüme gidilir sorusunun cevabının net bir şekilde Kalp ve Damar Cerrahisi olmasının sebebi bu bütüncül yaklaşımdır.
Kardiyoloji Varise Bakar Mı?
Varisler, toplardamarların genişlemesiyle oluşan damar hastalıklarıdır ve genellikle kalp-damar sistemiyle ilgili olmalarına rağmen doğrudan kardiyoloji uzmanı tarafından değil, flebolojiyle ilgilenen kalp damar cerrahisi veya damar cerrahisi uzmanları tarafından değerlendirilir. Kardiyoloji kalp ritmi, kalp kası ve damar fonksiyonlarıyla ilgilenirken, varis tedavisinde cerrahi, skleroterapi veya lazer yöntemleri uygulanabilir. Uygun yönlendirme için doktora başvurmak gerekir.
Peki, Dahiliye veya Dermatoloji Gibi Bölümler Varisime Bakar mı?
Bu hastaların aklını sıkça karıştıran bir sorudur ve cevapları netleştirmek önemlidir.
Dahiliye (İç Hastalıkları) / Aile Hekimi: Bacaklarınızdaki şikayetler için ilk başvurduğunuz doktor olabilir. Kendileri, genel bir muayene ile ön tanıyı koyabilir ve bacak ağrısının varis dışındaki diğer olası nedenlerini eleyebilir. Ancak varisten şüphelendiklerinde, kesin tanı ve tedavi için sizi yönlendirecekleri doğru adres Kalp ve Damar Cerrahisi olacaktır.
Dermatoloji (Cildiye): Eğer şikayetiniz büyük, şişkin damarlardan çok, cildin yüzeyindeki ince, kırmızı-mor renkli “örümcek ağı” şeklindeki kılcal damar çatlamaları ise ve altta yatan bir ağrı, şişlik gibi belirti yoksa bir dermatolog size yardımcı olabilir. Yüzeyel lazer veya düşük konsantrasyonlu skleroterapi ile bu kozmetik sorunları giderebilirler. Ancak bu tedaviler, altta yatan daha derin bir venöz yetmezliği çözmez.
Kardiyoloji / Ortopedi: Kardiyoloji kalbin ve atardamar sisteminin hastalıklarıyla, Ortopedi ise kas ve iskelet sistemiyle ilgilenir. Toplardamar hastalığı olan varis, bu iki branşın da doğrudan tedavi alanına girmez.
Kısacası diğer branşlar tanıya giden yolda birer basamak veya tamamlayıcı bir rol oynayabilirken, varis hastalığının asıl sahibi ve tedavi edicisi Kalp ve Damar Cerrahisidir.
Varis Teşhisi Nasıl Kesinleşir ve Lazerle Varis Tedavisi Öncesi Renkli Doppler Ultrason Neden Bu Kadar Önemlidir?
Fiziksel muayenenin ardından, varis tanısını kesinleştiren ve tedavi planının bel kemiğini oluşturan yöntem Renkli Doppler Ultrason’dur. Bu adeta bacak damarlarınızın detaylı bir yol haritasını çıkaran, tamamen ağrısız, zararsız ve ses dalgalarıyla çalışan bir görüntüleme testidir. Bu test olmadan modern bir varis tedavisine başlamak, nereye gittiğini bilmeden araba kullanmaya benzer. Mutlaka yapılması gerekir.
Bu testin bize sağladığı paha biçilmez bilgiler vardır:
- Hangi damarlarda kanın geriye doğru kaçtığını (venöz reflü) net olarak gösterir.
- Bu kaçağın nerede başladığını ve ne kadar şiddetli olduğunu saptar.
- Gözle görülmeyen ancak sorunun kaynağı olan derin damarların durumunu değerlendirir.
- Tehlikeli bir durum olan derin ven trombozu (DVT), yani kan pıhtısı olup olmadığını ortaya çıkarır.
- Uygulanacak lazerle varis tedavisi veya köpük tedavisi gibi yöntemler için cerraha kılavuzluk eder.
Bu harita olmadan yapılan bir tedavi, sadece görünen semptomları hedefler ve altta yatan ana sorunu gözden kaçırabilir. Bu da tedavinin başarısız olmasına veya sorunun kısa sürede tekrarlamasına neden olur.
Günümüzde Uygulanan Başlıca Modern Varis Tedavisi Yöntemleri Nelerdir?
Neyse ki varis tedavisinde “bıçak altına yatma” dönemi büyük ölçüde geride kaldı. Artık hastane yatışı gerektirmeyen, genel anesteziye ihtiyaç duyulmayan, son derece konforlu ve etkili ameliyatsız yöntemler ön plandadır.
Lazerle Varis Tedavisi (EVLA) / Radyofrekans (RFA): Bu yöntemler varislerin ana kaynağı olan ve kapakçıkları bozulmuş büyük toplardamarın (genellikle safen ven) içeriden kapatılması esasına dayanır. Damara iğne deliğinden girilen ince bir kateter (lazer fiberi veya radyofrekans kateteri) aracılığıyla ısı enerjisi verilir. Bu ısı, damarın büzüşerek kalıcı olarak kapanmasını sağlar. Vücut, bu kapanan damarı zamanla kendiliğinden yok eder ve kan akışı sağlıklı derin damarlara yönlendirilir. İşlemin sunduğu birçok avantaj bulunur:
- Genel anestezi veya spinal anestezi gerektirmez.
- Ciltte kesi veya dikiş izi olmaz.
- İşlem yaklaşık 30-60 dakika sürer.
- Hasta işlem sonrası hemen yürüyerek günlük hayatına dönebilir.
- Başarı oranı son derece yüksektir.
Köpük Tedavisi (Skleroterapi): Özellikle daha küçük ve orta boyuttaki varisler ile kılcal damarlar için kullanılan çok etkili bir yöntemdir. Damar içine “sklerozan” adı verilen bir ilacın köpürtülerek enjekte edilmesiyle uygulanır. Bu köpük, damarın iç duvarlarına yapışarak kapanmasını ve zamanla yok olmasını sağlar. Lazer tedavisi sonrası kalan küçük damarları temizlemek için de sıklıkla tamamlayıcı olarak kullanılır.
Yapıştırıcı (Biyouyumlu Tutkal) Tedavisi: En yeni teknolojilerden biridir. Lazerdeki gibi ısı kullanmak yerine, damar içine özel bir tıbbi yapıştırıcı enjekte edilerek damarın anında kapatılmasını sağlar.
Varis Tedavi Edilmezse Beni İleride Ne Gibi Tehlikeler Bekler?
Varisi tedavi etmeyi ertelemek, yavaş ilerleyen ancak sonuçları ciddi olabilen bir hastalığın büyümesine izin vermektir. Zamanla, artan basınç ve dolaşım bozukluğu sadece ağrı ve şişliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına da zemin hazırlar.
Bu olası komplikasyonları bilmek, erken tedavinin önemini anlamanıza yardımcı olacaktır:
- Ayak bileği çevresinde iyileşmesi çok zor, ağrılı ve akıntılı yaralar (Venöz Ülser)
- Varisli damar içinde pıhtı oluşumu ve buna bağlı şiddetli ağrı, kızarıklık ve sertlik (Yüzeyel Tromboflebit)
- Ciltte kalıcı kahverengi lekelenmeler ve cildin sertleşip kalınlaşması (Lipodermatoskleroz)
- İncelen varisli damarların en ufak bir darbeyle bile şiddetli bir şekilde kanaması
Bacaklardaki derin damarlarda pıhtı oluşması (Derin Ven Trombozu – DVT) ve bu pıhtının akciğere atarak hayati tehlike yaratması riski (Pulmoner Emboli).
En İyi Varis Ameliyatı Yapan Doktorlar Neden Türkiye’de?
Türkiye’de varis tedavisinde deneyimli kalp damar cerrahları, lazer ablasyon, radyofrekans ve köpük skleroterapi gibi modern ve etkili yöntemleri başarıyla uygular. Hastalara minimal ağrı ve hızlı iyileşme süresi sunan bu teknikler, yüksek memnuniyet oranlarıyla sonuçlanır. Ayrıca tanı sürecinde gelişmiş ultrason teknolojileri kullanılır. Uygun maliyet, kaliteli sağlık hizmeti ve güçlü uzman kadrolar Türkiye’yi bu alanda öne çıkarır.
Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 25 yılı aşkın deneyime sahip bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanıdır. Türkiye’de kapalı kalp ve atan kalpte bypass ameliyatlarının öncülerindendir. Bugüne kadar binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiş, ulusal ve uluslararası dergilerde 100’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır.
