Doppler ultrasonografi, ses dalgaları kullanılarak damar içindeki kan akışının yönü ve hızı hakkında bilgi veren tanısal bir görüntüleme yöntemidir. Bu teknik, damar tıkanıklıkları, darlıklar, pıhtılar ve kapak yetmezliklerinin değerlendirilmesinde kullanılır.
Doppler ultrasonografi çeşitleri arasında renkli doppler, spektral doppler ve power doppler bulunur. Renkli doppler, kan akış yönünü ve hızını renk kodları ile gösterirken, spektral doppler akımın zamana göre değişimini grafiksel olarak sunar.
Doppler ultrasonografi uygulaması, genellikle non-invazivdir ve radyasyon içermez. Bu nedenle hamileler dahil geniş hasta gruplarında güvenle kullanılabilir. İşlem süresi kısa olup, hasta konforu yüksektir.
Doppler ultrasonografi sonuçları, damar hastalıklarının erken tanısında önemli rol oynar. Elde edilen bulgular, tedavi planının oluşturulmasında ve hastalığın seyrinin izlenmesinde hekimlere yol gösterir.
| Tıbbi Adı | Doppler Ultrasonografi (Doppler USG) |
| Sık Kullanım Alanları | – Damar tıkanıklıkları ve darlıkları- Toplardamar ve atardamar hastalıkları (varis, derin ven trombozu, periferik arter hastalığı)- Organ kanlanması değerlendirmesi |
| Nedenleri | – Bacak şişliği, ağrı, damar hastalığı şüphesi- Damarların yapısı ve akım hızının değerlendirilmesi |
| Risk Faktörleri | – Damar hastalıkları öyküsü- Yaşlılık- Diyabet, hipertansiyon, sigara kullanımı |
| Komplikasyonlar | – Radyasyon içermez, ciddi bir komplikasyonu yoktur- İşleme bağlı nadiren hafif rahatsızlık hissi |
| Tanı Yöntemleri | – Klinik muayene- Gerekirse diğer görüntüleme yöntemleri (BT, MR anjiyo) |
| Tedavi Yöntemleri | – Doppler USG tanı ve izlem amaçlıdır, tedavi yöntemi değildir |
| Önleme Yöntemleri | – Riskli bireylerde düzenli damar kontrolleri ve takip |
Doppler Ultrasonografi (Doppler USG) Nedir?
Doppler ultrasonografi, kan damarlarındaki kan akışını değerlendirmek için ses dalgaları kullanan özel bir görüntüleme yöntemidir. Atardamar ve toplardamarlardaki kanın yönü, hızı ve akış düzeni hakkında bilgi verir. Damar tıkanıklıkları, venöz yetmezlik, varisler, anevrizmalar ve pıhtıların tespitinde yaygın olarak kullanılır. Radyasyon içermediği için güvenli bir yöntemdir ve genellikle tanı koymada ilk basamak görüntüleme tekniğidir.
Doppler ile Normal Ultrason Arasındaki Fark Nedir?
Bu iki terim sık sık birbiri yerine kullanılsa da aslında farklı işlevlere sahip iki ayrı teknolojidir. Damar hastalıklarının teşhisinde bu ikisinin bir arada kullanılması, yani “Dubleks Ultrasonografi”, bize tam bir resim sunar ve bu yüzden altın standart kabul edilir.
Normal ultrason, yani B-Mod (Brightness Mode) ultrason, hepimizin bildiği o klasik siyah-beyaz görüntüyü oluşturur. Bu yöntem dokuların yoğunluğuna göre bir anatomi haritası çizer. Damarın kendisini, duvar yapısını, kalınlığını ve çevresindeki dokuları iki boyutlu bir fotoğraf gibi gösterir. Ancak bu fotoğraf statiktir; içinde ne olup bittiğini, kanın akıp akmadığını veya ne hızla aktığını söyleyemez.
Doppler ultrasonografi ise bu statik haritaya hayat ve hareket katar. Normal ultrasonun “Nerede?” sorusuna cevap verdiği yerde, Doppler “Ne oluyor?” sorusunu yanıtlar. Doppler, B-Mod ile gördüğümüz o damarın içindeki kan hücrelerinin hareketine odaklanır. Kanın varlığını, hangi yöne doğru aktığını ve en önemlisi ne kadar hızlı hareket ettiğini ölçer. Dolayısıyla biri damarın yapısını gösterirken diğeri işlevini, yani fizyolojisini gösterir. Biri size bir boruyu gösterir, diğeri ise borunun içinden geçen suyun hızını ve akış düzenini. Bu ikisinin birleşimi sayesinde, örneğin bir damar plağının (yapısal sorun) kan akımını ne kadar engellediğini (fonksiyonel sorun) aynı anda görebiliriz.
Bir Doppler USG’de Neye Bakılır?
Bir Doppler USG incelemesi sırasında, damar sisteminizin sağlığını A’dan Z’ye değerlendirmek için birçok farklı parametreye odaklanılır. Bu sadece tek bir değere bakmaktan çok daha fazlasını içeren kapsamlı bir analizdir. Temel olarak aradığımız bilgiler şunlardır:
- Kan akımının varlığı ya da yokluğu
- Kan akımının normal yönde olup olmadığı
- Kan akımının hızı (yavaş, normal veya aşırı hızlı)
- Damar duvarının yapısı ve kalınlığı
- Damar içinde darlığa neden olan plakların varlığı
- Damar içinde pıhtı olup olmadığı
- Kan akım dalgasının karakteristik şekli
- Darlık öncesi ve sonrası akım değişiklikleri
Doppler Ultrasonografi Çeşitleri Nelerdir ve Ne İşe Yarar?
Tıpkı bir tamircinin alet çantasında farklı işler için farklı tornavidaların olması gibi, bizim de farklı damar sorunlarını incelemek için kullandığımız çeşitli Doppler yöntemleri vardır. Her birinin kendine özgü avantajları ve limitleri bulunur ve doğru yöntemi seçmek, doğru teşhisin ilk adımıdır.
Sürekli Dalga (CW) Doppler
Bu yöntem probun bir kristalinin sürekli ses dalgası gönderip diğerinin sürekli olarak yansıyanları topladığı, basit ama çok güçlü bir tekniktir. Özellikle kalp kapakçıklarındaki ciddi darlıklar veya yetmezlikler gibi aşırı yüksek hızlı kan akımlarını hatasız ölçmek için kullanılır.
Avantajları şunlardır:
- Çok yüksek kan akım hızlarını doğru bir şekilde ölçebilir.
- “Aliasing” adı verilen hız ölçüm hatası bu yöntemde görülmez.
Ancak önemli bir kısıtlaması vardır:
Hızı ölçtüğü yerin tam derinliğini tespit edemez; yani sinyalin yol üzerindeki hangi noktadan geldiğini ayırt edemez.
Kesikli Dalga (PW) Doppler
Bu damar incelemelerinde en sık kullandığımız “iş atı” olarak kabul edilen yöntemdir. Tek bir kristal, kısa ses dalgası darbeleri gönderir ve ardından geri dönen ekoları dinlemek için duraklar. Bu sayede kan akımını “örneklem hacmi” adını verdiğimiz, bizim belirlediğimiz küçücük bir noktadan ölçebiliriz. Bu bize inanılmaz bir hassasiyetle darlığın tam yerini ve derecesini belirleme imkânı verir.
En önemli avantajı şudur.
Kan akımını damarın içinde çok spesifik bir noktadan ölçme olanağı tanır (menzil çözünürlüğü).
Fakat bir limiti vardır:
Kan akım hızı cihazın belirlediği bir limiti (Nyquist Limiti) aştığında, “aliasing” adı verilen ve akımın sanki ters yönde akıyormuş gibi görünmesine neden olan bir ölçüm hatası meydana gelebilir.
Renkli Akım Doppler (CFD)
Renkli Doppler, kan akımını standart siyah-beyaz ultrason görüntüsü üzerine renkli bir harita olarak yerleştirir. Geleneksel olarak ultrason probuna doğru gelen akım kırmızı, probdan uzaklaşan akım ise mavi ile kodlanır. Bu damarların nerede olduğunu, açık olup olmadığını ve kan akışının genel düzenini bir bakışta anlamamızı sağlayan, adeta bir “kan akımı yol haritası” gibidir. Darlık veya türbülans gibi sorunlu bölgeleri hemen fark etmemizi ve daha detaylı ölçüm yapacağımız PW Doppler’ı nereye yerleştireceğimiz konusunda bize rehberlik etmesini sağlar.
Avantajları şunlardır:
- Kan akışının yönünü ve genel yapısını görsel olarak anında haritalandırır.
- Darlık veya türbülans gibi sorunlu alanların hızla bulunmasına yardımcı olur.
Bazı kısıtlamaları da mevcuttur:
- Sadece ortalama hızı gösterdiği için tam bir nicel ölçüm sunmaz.
- Görüntünün saniyedeki kare sayısını (frame rate) düşürerek zamanla ilgili hassasiyeti bir miktar azaltabilir.
Power Doppler (PD)
Power Doppler, diğer yöntemlerden farklı çalışır. Kan akımının hızını veya yönünü değil toplam gücünü, yani hareket halindeki kan hücrelerinin miktarını ölçer. Bu nedenle genellikle tek bir renkle (sıklıkla turuncu veya sarı) ifade edilir. En büyük gücü, diğer yöntemlerin tespit edemeyeceği kadar yavaş veya zayıf kan akımlarını bile gösterebilmesidir.
Başlıca avantajları şunlardır:
- Çok yavaş veya düşük hacimli kan akımlarına karşı son derece hassastır.
- Ölçümün doğruluğu, probun damarla yaptığı açıya diğer yöntemler kadar bağımlı değildir.
- “Aliasing” artefaktı bu modda oluşmaz.
En önemli kısıtlamaları ise şunlardır:
- Kan akımının yönü veya hızı hakkında hiçbir bilgi vermez.
- Yüksek hassasiyeti nedeniyle çevre dokuların hareketinden kaynaklanan “parlama” artefaktlarına daha yatkındır.
Peki, Doppler USG Nasıl Çekilir?
Bir Doppler USG nasıl çekilir sorusunun cevabı, işlemin sistematik ve özen gerektiren adımlardan oluştuğunu bilmekten geçer. İşlem sırasında, incelenecek bölgedeki cildinize, ses dalgalarının hava engeline takılmadan vücudunuza iletilmesini sağlayan, su bazlı, şeffaf bir jel sürülür. Ardından uzman, elindeki ultrason probunu (transdüser) cilt üzerinde gezdirerek damarları bulur. Damarlar hem uzunlamasına (longitudinal) hem de enlemesine (transvers) kesitlerde detaylıca incelenir. Örneğin bir bacak atardamar incelemesinde, kasık bölgesindeki ana atardamardan başlayarak, ayak bileğindeki en ince damarlara kadar tüm damar yatağı adım adım takip edilir. Bu sistematik yaklaşım hiçbir damar segmentinin atlanmamasını ve kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını sağlar.
İnceleme Öncesi Doppler USG İçin Aç mı Tok mu Olmak Gerekir?
Bu en sık karşılaşılan sorulardan biridir ve cevabı, hangi damar bölgesinin inceleneceğine bağlı olarak değişir. Doğru sonuçlar almak için bazı hazırlık kurallarına uymak kritik öneme sahiptir.
Genel olarak dikkat edilmesi gereken hazırlık adımları şunlardır:
Karın Bölgesi İncelemeleri: Eğer aort, böbrek (renal) veya bağırsak (mezenterik) atardamarları gibi karın içi damarlar incelenecekse, işlemden önce 6 ila 12 saatlik bir açlık istenir. Bu bağırsaklardaki gazı azaltarak derindeki damarların net görüntülenmesini sağlamak içindir. Dolayısıyla bu durumda cevap kesinlikle “aç” olmaktır.
Nikotin ve Kafein Kısıtlaması: Özellikle atardamar sisteminin değerlendirileceği tüm Doppler incelemelerinden en az iki saat önce sigara, nikotin bandı, kahve, çay, kola gibi ürünlerin tüketimi durdurulmalıdır. Bu maddeler damarlarda büzüşmeye neden olarak kan akım hızlarını yapay olarak değiştirebilir ve sonuçların yanlış yorumlanmasına yol açabilir.
Rahat Giyim: Kol, bacak veya boyun gibi bölgeler için genellikle özel bir hazırlık gerekmez. Sadece incelenecek bölgeye kolayca ulaşılabilmesini sağlayacak bol ve rahat kıyafetler giymeniz yeterlidir.
Pelvik İncelemeler: Bazı durumlarda, özellikle leğen kemiği içindeki damarların veya erken gebelik ultrasonlarının değerlendirilmesi için idrara sıkışık olmanız ve mesanenizin dolu olması istenebilir. İdrar dolu mesane, bir “akustik pencere” görevi görerek arkasındaki yapıların daha net izlenmesine yardımcı olur.
Özellikle Bacak Doppler Nasıl Çekilir?
“Bacak doppler nasıl çekilir?” sorusunu daha iyi anlamak için, damar sertliğinin en temel tarama testlerinden biri olan Ayak Bileği-Kol Basınç İndeksi (ABPI) ölçümünü ele alabiliriz. Bu basit test bile standart bir protokolün ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Hasta öncelikle ılık bir odada sırtüstü yatırılır ve yaklaşık 10-15 dakika dinlendirilir. Bu dinlenme süresi, yakındaki bir yürüyüşün veya heyecanın kan basıncı üzerindeki geçici etkilerini ortadan kaldırarak vücudun bazal durumuna dönmesini sağlar. Ardından, önce her iki koldan tansiyon ölçümü yapılır. Bunun için kola tansiyon aleti manşonu sarılır ve dirsek çukurundaki atardamar üzerine Doppler probu yerleştirilir. Manşon şişirilip indirilirken, kan akımının tekrar başladığı ilk sesin duyulduğu basınç değeri kaydedilir. Bu işlem her iki kolda da tekrarlanır ve en yüksek olan basınç değeri referans olarak kabul edilir.
Daha sonra aynı işlem bacaklar için tekrarlanır. Tansiyon aleti manşonu bu kez ayak bileğinin hemen üzerine sarılır. Doppler probu ile ayak sırtındaki ve ayak bileğinin iç kısmındaki atardamarlardan ayrı ayrı basınçlar ölçülür. Son olarak her bir bacak için ayak bileğinden ölçülen en yüksek basınç, koldan ölçülen en yüksek basınca bölünür. Çıkan oranın 1.0 ile 1.4 arasında olması normal kabul edilirken, 0.9’un altındaki değerler bacak atardamarlarında darlık veya tıkanıklık (periferik arter hastalığı) olduğuna işaret eder.
Bir Doppler Ultrason Kaç Dakika Sürer?
Bu sorunun net bir cevabı yoktur, çünkü doppler ultrason kaç dakika sürer sorusunun yanıtı tamamen incelemenin amacına ve kapsamına bağlıdır. Örneğin tek bir bacakta pıhtı (DVT) şüphesini araştırmak için yapılan bir toplardamar (venöz) Doppler incelemesi genellikle 15-30 dakika içinde tamamlanabilir. Ancak her iki bacak atardamarının kasıktan ayak bileğine kadar detaylı bir şekilde değerlendirildiği kapsamlı bir arteriyel Doppler veya ameliyat öncesi bypass için damar haritalaması gibi karmaşık işlemler 60 ila 90 dakika veya daha uzun sürebilir. Süre ayrıca hastanın damar yapısının ne kadar kolay görüntülenebildiğine ve tespit edilen bulguların karmaşıklığına göre de değişebilir.
Doppler Sonucundaki Dalga Şekilleri Ne Anlama Geliyor?
Doppler incelemesinin en değerli çıktılarından biri “spektral dalga formu” adı verilen grafiktir. Bu grafik, kan akımının EKG’si gibidir ve sadece hızını değil aynı zamanda karakterini de gösterir. Dalganın şekli, bize akımın geçtiği yolda bir engel olup olmadığını ve kanın gittiği dokunun durumu hakkında çok değerli bilgiler verir.
Sağlıklı ve sorunlu damarlarda gördüğümüz bazı tipik dalga formları şunlardır:
Trifazik (Üç Fazlı) Dalga: Bu istirahat halindeki normal bir kol veya bacak atardamarının sağlıklı dalga şeklidir. Kalp atışıyla birlikte keskin bir ileri akım, damar duvarının elastik geri tepmesiyle oluşan kısa bir geri akım ve son olarak küçük bir ileri akım fazından oluşur. Bu uçlardaki damarların kan akışına karşı sağlıklı bir dirence sahip olduğunu gösterir.
Bifazik (İki Fazlı) Dalga: İleri ve geri akım fazları vardır ancak üçüncü faz kaybolmuştur. Bazen normal bir varyasyon olabilirken, bazen de damar hastalığının erken bir belirtisi olarak karşımıza çıkar.
Düşük Dirençli Monofazik Dalga: Bu dalga formunda keskin bir tepe ve ardından kalp döngüsü boyunca sürekli bir ileri akım görülür. Bu durum normalde böbrek veya beyin gibi sürekli kanlanması gereken organları besleyen damarlarda normaldir. Ancak bir bacak veya kol atardamarında görülmesi anormaldir ve genellikle o bölgedeki bir enfeksiyon, travma veya egzersiz gibi damarların genişlemesine neden olan bir duruma işaret eder.
Sönümlenmiş Monofazik (Tardus Parvus) Dalga: Bu bizim için en önemli patolojik bulgulardan biridir. Dalga formu zayıf, yuvarlaklaşmış ve tepe noktasına ulaşması gecikmiştir. Bu görüntü, ölçüm yapılan noktanın gerisinde, yani kanın geldiği yönde, akımı ciddi şekilde engelleyen önemli bir darlık veya tam bir tıkanıklık olduğunun kesin bir işaretidir.
Ameliyatlarda Doppler Ultrasonografi Neden Bu Kadar Önemli?
Doppler USG, bir kalp ve damar cerrahının en yakın müttefikidir. Cerrahiyi bir bilinmezlikten çıkarıp, hassas ve hedefe yönelik bir müdahaleye dönüştürür. Hem ameliyat öncesi planlamada hem de ameliyat sonrası takipte vazgeçilmez bir rol oynar.
Ameliyat öncesi dönemde başlıca kullanım amaçları şunlardır:
Bypass için Damar Haritalama: Bypass ameliyatlarında kullanılacak en iyi damarın (genellikle hastanın kendi bacak veya kol toplardamarı) yerini, çapını, kalitesini ve sağlığını ameliyattan önce belirler. Bu gereksiz büyük kesileri önler, ameliyat süresini kısaltır ve komplikasyon riskini azaltır.
Darlığın Tam Yerini ve Ciddiyetini Saptama: Hangi damarda, ne kadar ciddi bir darlık olduğunu net bir şekilde göstererek, en doğru tedavi yöntemini (balon, stent, plak temizleme veya bypass) seçmemize olanak tanır.
Giriş ve Çıkış Damarlarının Değerlendirilmesi: Bir bypass greftinin başarılı olması için, kanı getirecek “giriş” damarının ve kanı götürecek “çıkış” damarının sağlıklı olması şarttır. Doppler, bu hedef damarların uygunluğunu kontrol eder.
Damar Plaklarının Yapısını İnceleme: Darlığa neden olan plağın “yumuşak” ve kolayca pıhtı atabilecek bir yapıda mı, yoksa “sert” ve kireçli bir yapıda mı olduğunu göstererek cerrahi sırasındaki manevralarımızı daha güvenli bir şekilde planlamamızı sağlar.
Ameliyat sonrası takipteki rolü de en az o kadar hayatidir.
Greft ve Stentlerin Kontrolü: Yapılan bypass greftlerinin veya takılan stentlerin zamanla yeniden daralmasını (restenoz) veya tıkanmasını çok erken bir aşamada, genellikle hasta hiçbir şikâyet hissetmeden tespit edebilir.
Anevrizma Tamiri Sonrası Takip: Aort anevrizmasının kapalı yöntemle tamiri sonrası, stent greftin etrafına kan sızıntısı (endoleak) olup olmadığını kontrol eder. Bu sızıntılar, anevrizmanın hala patlama riski taşıdığı anlamına gelir.
Tedavi Başarısının Doğrulanması: Yapılan müdahale sonrası kan akımının düzelip düzelmediğini, hızların normale dönüp dönmediğini objektif olarak gösterir.
Anevrizma Kesesi Çapının İzlenmesi: Başarılı bir anevrizma tamiri sonrası, anevrizma kesesinin zamanla küçülmesi beklenir. Doppler, düzenli ölçümlerle bu küçülmeyi takip ederek tedavinin başarısını teyit eder.
Doppler Hangi Damar Hastalıklarının Teşhisini Koyar?
Doppler ultrasonografi, çok geniş bir yelpazedeki damar hastalıklarının tanısında birincil yöntem olarak kullanılır.
Karotis Arter Stenozu (Boyun Şah Damarı Darlığı)
Beyne kan taşıyan bu kritik damarlardaki darlıkların tespiti ve derecelendirilmesinde altın standarttır. Felç riskini belirlemede hayati rol oynar.
Başlıca bulguları şunlardır:
- Damar duvarında B-mod ile görülebilen kireçlenme veya plak yapıları.
- Darlık bölgesinde kan akım hızında ciddi artış (ciddi darlık için PSV > 230 cm/s).
- Akım dalgasında türbülansı gösteren belirgin “spektral genişleme”.
- Tam tıkanıklık durumunda, damar içinde hiçbir kan akımı sinyalinin alınamaması.
Periferik Arter Hastalığı (Kol ve Bacak Atardamar Darlıkları)
Özellikle bacak damarlarındaki darlık ve tıkanıklıkların yerini ve ciddiyetini belirlemek için kullanılır. Yürüme ağrısı (kladikasyo) veya istirahat ağrısı gibi şikayetlerin nedenini ortaya koyar.
Başlıca bulguları şunlardır:
- Normalde bacakta olması gereken sağlıklı, üç fazlı (trifazik) akım dalgasının kaybolması.
- Darlığın ilerisindeki damarlarda “sönümlenmiş” (Tardus Parvus) monofazik dalga formunun görülmesi.
- Darlık noktasındaki hızın, hemen önceki normal bölgeye göre 2 kattan fazla artması (PSV Oranı > 2.0).
- Tam tıkanıklıklarda, o bölgede akımın olmaması ve tıkanıklığın hemen sonrasında zayıf “kollateral” (yan dal) akımların izlenmesi.
Derin Ven Trombozu (DVT – Toplardamarda Pıhtı Oluşumu)
Özellikle bacaklardaki derin toplardamarlarda oluşan ve akciğere pıhtı atma (pulmoner emboli) riski taşıyan bu tehlikeli durumun teşhisinde en güvenilir yöntemdir.
Başlıca bulguları şunlardır:
En önemli bulgu: Ultrason probu ile damarın üzerine hafifçe basıldığında, sağlıklı bir damarın aksine, pıhtı dolu damarın duvarlarının birleşmemesi, yani “çökmemesi”.
- Damar lümeni içinde pıhtının doğrudan görülmesi.
- Renkli Doppler’de o bölgede hiçbir akım sinyalinin izlenmemesi.
- Baldıra hafifçe basıldığında, yukarıdaki damarda kan akımının hızlanmaması (augmentasyon olmaması).
Kronik Venöz Yetmezlik (İç Varis veya Toplardamar Kapakçık Yetmezliği)
Bacaklarda şişlik, ağrı, renk değişikliği ve yaralara neden olan toplardamar kapakçıklarının bozulmasını ve kanın geriye doğru kaçmasını (reflü) teşhis etmek için kullanılır.
Başlıca bulguları şunlardır:
- Hasta ayakta dururken veya özel manevralar (baldırı sıkıp bırakma gibi) yapıldığında, kanın normalde olması gerekenin aksine, geriye, yani ayağa doğru kaçması.
- Bu geri kaçış süresinin patolojik olarak uzun olması (genellikle > 0.5 saniye).
- Yetmezlik olan damarların çapında genişleme görülmesi.
- Bozulmuş kapakçık yapılarının doğrudan görüntülenmesi.
Sıkça Sorulan Sorular
Doppler ultrasonografi hangi hastalıkların teşhisinde kullanılır?
Doppler ultrason nasıl yapılır?
Doppler ultrason hangi avantajları sağlar?
Doppler ultrason kimlere uygulanamaz?
Doppler ultrason gebelikte güvenle kullanılabilir mi?
Doppler ultrason hangi türleri içerir?
Doppler ultrason ile BT veya MR anjiyo arasındaki fark nedir?
Doppler ultrason hangi durumlarda acil olarak istenir?
Doppler ultrason sonrası özel bir hazırlık gerekir mi?
Doppler ultrason sonuçları ne zaman çıkar?

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 25 yılı aşkın deneyime sahip bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanıdır. Türkiye’de kapalı kalp ve atan kalpte bypass ameliyatlarının öncülerindendir. Bugüne kadar binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiş, ulusal ve uluslararası dergilerde 100’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır.
