Kalp ameliyatı olmanız kaçınılmaz ise öncelikle içinizdeki korkuyu atmanız ve mantıklı düşünmeniz şarttır. Bu sebeple kalp ameliyatı kararı verme kriterleri oldukça önemlidir. Kalp ameliyatının ölüm değil tersine kalp rahatsızlığımızdan kurtuluş olduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca kalp hastası, ameliyat öncesi hasta ve sakat kabul edilebilir; Fakat ameliyatın amacı hastayı sağlıklı insan haline getirmek olduğu için sonrasında hasta değil normal sağlıklı insan olarak kişi yaşamına devam edecektir. Bunların yanı sıra günümüzde kalp ameliyatları safra kesesi ameliyatlarından bile daha konforlu ve daha az ağrılı ve hatta daha az riskli olabilir.
İster kalp kapağı tamir veya değişimi, ister kalp koroner by-pass ameliyatı olsun isterse ikisi birlikte olsun öncelikle nasıl bir yerde, hangi teknikle ve kime ameliyat olmalıyım? sorusuna cevap aramalıyız. Kalp ameliyatı kararı verme kriterleri arasında yer alan bu soru oldukça önemlidir. Ameliyatı minimal invaziv yani az hasarlı giriş yöntemiyle mi, yoksa normal klasik yöntemle mi olmak istiyoruz, kararını verdikten sonra; Bu doğrultu da araştırmalarımızı yapıp randevularımızı aldıktan sonra bütün tetkiklerimizi toparlayıp hekime götürürüz.
Kalp Ameliyatı Kararı Verme Kriterleri
Bu aşamada hastalarımızın yaşadıklarından yola çıkarak kalp ameliyatı kararı verme kriterleri hususunda dikkat etmeniz gerekenleri kısaca derledik:
1.Cerrah tetkikleri gördükten sonra size gereken açıklamayı yapacaktır. Sizin yapılan tetkiklerinizde ki endikasyonları (ameliyat kriterlerini) maddeler halinde size tek tek izah edebilmesi onun bu konuda bilimselliğini ve eğitimciliğini ortaya koyar. (Örn. Sol atriyum çapı, sol ventrikül çapı, akciğer tansiyonu hangi değerlerde ameliyat gerektirir, veya anjiografi üzerinde hangi damar bypass gerektirir, kaç mm nin üzerinde çalışan kalpte by-pass yapılabilir gibi…) Yani birileri ameliyat dedi diye ameliyat yapılmaz. En ufak şüphe de tetkiklerin yenilenmesi gerekir. Ameliyat kriterleri tutmadığı halde ameliyat olması gerektiği söylenen ve yıllardır takip edilen hastalar mevcuttur. Tabi ki tersi de mevcuttur, ameliyat zamanını geçirmiş ve bekletilmiş, gecikmiş hastalar da başvurmaktadır.
2. Hekim her sorduğunuza sabırla bıkmadan usanmadan sinirlenmeden uzunca cevap veriyor mu? Sizinle empati yapıyor mu?
3. Minimal invaziv teknik veya benzer yöntemle yapma konusunda tereddüt yaşıyor mu? Eğer tereddüt yaşıyorsa yurtdışı veya yurtiçi bilimsel yayınlarında bu teknik ile ilgili Üniversite de çalışması var mı? Mutlaka araştırmak gerekir. Unutmayalım ki o teknik konusunda ısrar hekim tecrübeli değil ise hayatınızı riske atabilir.
4. Hekim sizi tam bir fiziksel muayeneden geçirdi mi? Sizin fizik muayenenizde vücudunuzu tanıyarak, hangi bilimsel kriterleriniz, hangi minimal invaziv girişim tekniğine uygun? operasyon öncesi neler yapılacak? karar vermesi ve size tek tek açıklaması gerekir. (Örn. Solunum sesleri koah olan, kunduracı göğüsü, gibi durumlarda koltukaltı minimal invaziv teknik riskli olur.) Uzaktan giyinik halinizde, sadece tetkiklerinize bakarak karar verilirse yanılma yüzdesi çok yüksek olur ve hayatınızı riske atar. Hangi girişim tekniği uygulanacağı ameliyat öncesi mutlaka belli olur. Bu nedenle ameliyat ta size uygun olmazsa önden yaparız gibi beyanlara kesinlikle inanmayın! Çünkü ameliyat anında vücut pozisyonu girişim tekniği kararına göre verilir. Ameliyat anında değiştirilemez.
5. Hekimin detaylı izahatleri, muayenesi, size sabırla cevap vermesi sonucunda güler yüzle ve kendine güvenli tavrı da tabi ki sizi etkileyecektir. Kendinizi güvende hissettiğiniz cerrahın ameliyat yaptığı hastanenin temizliği, büyüklüğü gibi kriterler de ikinci plandadır.
Eğer bir şüpheniz varsa birden fazla cerrah ile görüşüp son kararınızı vermelisiniz. Bu kriterler ışığında ve kalbiniz kime ısınıyorsa ameliyat olabilirsiniz. İnanç hastalıktan kurtuluşun ilk şartıdır.