Kalp kapağında kaçak nediri açıklamadan önce kalp kapakçıklarından bahsedelim. Kalpte mitral kapak, aort kapak, triküspit kapak ve pulmoner kapak olmak üzere 4 kapakçık bulunur. Bu kapakların görevi kanın doğru yönde akmasını sağlamaktır. Örneğin akciğerde temizlenerek sol kulakçığa gelen kan, mitral kapaktan geçerek sol karıncığa gelir. İşte bu noktada mitral kapakta kaçak oluşması kanın geriye sol kulakçığa kaçması anlamına gelir. Bu durumda kalp bu kanı tekrar sol karıncığa göndermek için daha fazla çalışmak zorunda kalır.
| Mitral Kapak Kaçağı | Nedenleri: Mitral prolapsusu, endokardit, romatizmal hastalık, sol ventrikül dilatasyonu
Belirtiler: Nefes darlığı, çarpıntı, ortopne, bacak ödemi Tanı: EKO (transtorasik/transözofageal), EKG, akciğer grafisi Tedavi: Medikal (ACEi, diüretikler), cerrahi kapak tamiri veya değişimi Komplikasyonlar: Sol ventrikül dilatasyonu, AF, kalp yetmezliği |
| Aort Kapak Kaçağı | Nedenleri: Dejeneratif değişiklik, biküspid kapak, endokardit, romatizmal hastalık
Belirtiler: Egzersiz intoleransı, göğüs ağrısı, bayılma, dispne Tanı: EKO, BT/MR, aort anjiyografisi Tedavi: Medikal izlem, cerrahi kapak değişimi, TAVI Komplikasyonlar: Sol ventrikül hipertrofisi, kalp yetmezliği, ani ölüm |
| Triküspit Kapak Kaçağı | Nedenleri: Sağ ventrikül yetmezliği, pulmoner hipertansiyon, endokardit
Belirtiler: Boyun venöz dolgunluk, bacak ödemi, karaciğer büyümesi Tanı: EKO, karaciğer testleri Tedavi: Diüretikler, cerrahi veya perkütan onarım Komplikasyonlar: Sağ kalp yetmezliği, hepatomegali |
| Pulmoner Kapak Kaçağı | Nedenleri: Konjenital defekt, karcinoid sendrom
Belirtiler: Nefes darlığı, egzersiz intoleransı, çarpıntı Tanı: EKO, MRG Tedavi: Medikal takip, nadiren cerrahi müdahale Komplikasyonlar: Sağ ventrikül dilatasyonu, sağ kalp yetersizliği |
Prof. Dr. Yavuz Beşoğul
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Kalp Kapağında Kaçak Nedir?
- kalp kaçağında kaçak illüstrasyonu
Kalbimizin içinde, kan akışını kusursuz bir şekilde yöneten dört adet kapakçık bulunur. Bunları, bir binadaki sadece tek yöne açılan kapılar gibi düşünebilirsiniz. Görevleri, kanın odacıklar arasında ve kalpten ana damarlara geçerken asla geriye dönmemesini sağlamaktır. Kalbin sağ tarafında triküspit ve pulmoner kapaklar, sol tarafında ise mitral ve aort kapakları yer alır. Her kalp atışında bu kapaklar mükemmel bir zamanlamayla açılır ve kapanır.
Kalp kapağında kaçak olduğunda ise bu tek yönlü kapı sistemi bozulur. Kapakçıklar tam ve sıkı bir şekilde kapanamaz, kenarlarında bir aralık kalır. Kalp kasıldığında kanı ileriye doğru pompalamaya çalışırken, bu aralıktan bir miktar kan geriye doğru, geldiği odaya sızar. Tıp dilinde bu duruma “regürjitasyon” veya “yetersizlik” denir. Yetersizlik denmesinin sebebi, kapağın kanı tutma görevini yeterince yerine getirememesidir.
Bu geriye kaçışın en önemli sonucu, kalpte “volüm yüklenmesi” yani hacim yükü oluşturmasıdır. Kanın geri kaçtığı kalp odacığı, her atımda hem normal yoldan gelen kanı hem de kapaktan sızan kanı ağırlamak zorunda kalır. Örneğin aort kapak kaçağında, kan vücuda dağılmak üzere aort damarına atıldıktan sonra bir kısmı kalbin ana pompa odası olan sol karıncığa geri döner. Bu durum sol karıncığın normalden fazla kanla başa çıkmak için zamanla genişlemesine (tıpkı bir balonun şişmesi gibi) ve duvarının kalınlaşmasına yol açar. Kalp, bu durumu telafi etmek için daha güçlü kasılmaya çalışır. Bu adaptasyon süreci, “kardiyak remodeling” veya kalbin yeniden şekillenmesi olarak adlandırılır.
Başlangıçta kalbin bu kendini adapte etme çabası, kişinin herhangi bir sorun hissetmesini engeller. Ancak bu sürekli fazla mesai, yıllar içinde kalbi yorar. Tıpkı sürekli gerilip bırakılan bir lastik bandın zamanla esnekliğini ve gücünü kaybetmesi gibi, kalp kası da elastikiyetini yitirir, zayıflar ve en sonunda vücudun ihtiyaç duyduğu kanı etkili bir şekilde pompalayamaz hale gelir. Bu son aşama, kalp yetmezliği olarak bilinir ve kapak kaçağının en ciddi sonuçlarından biridir. Halk arasında duyulan “kalp kapakçığı hava kaçırıyor” tabiri ise tamamen bir yanılgıdır; sızan şey hava değil kanın kendisidir.
Kalp Kapağında Kaçak Belirtileri Nelerdir?
Kalp kapağında kaçak, özellikle hafif düzeydeyken oldukça sinsi olabilir ve yıllarca hiçbir belirti vermeyebilir. Bu nedenle birçok kişi, kalp kapağında hafif kaçak olduğunu başka bir sebeple yapılan bir kontrol sırasında tesadüfen öğrenir. Ancak kaçak orta veya ciddi seviyelere ulaştığında, kalbin artan iş yükü vücuda yansımaya başlar ve çeşitli belirtiler ortaya çıkar. Bu kalp kapakçığı kan kaçırması belirtileri, kaçağın hangi kapakta olduğuna ve ne kadar şiddetli olduğuna göre değişiklik gösterebilir.
En sık karşılaşılan belirtiler şunlardır:
- Nefes darlığı
- Halsizlik ve çabuk yorulma
- Çarpıntı
- Göğüste rahatsızlık hissi
- Ayak ve bacaklarda şişlik
- Baş dönmesi veya bayılma hissi
- İnatçı öksürük
- Karında şişkinlik
Bu belirtilerin ne anlama geldiğini biraz daha detaylı inceleyelim. Nefes darlığı, belki de en önemli ve en sık görülen belirtidir. Özellikle merdiven çıkarken, yokuş tırmanırken veya tempolu yürürken ortaya çıkar. Durum ilerledikçe, düz yolda yürürken, hatta dinlenirken bile nefesiniz yetmiyormuş gibi hissedebilirsiniz. Gece yattığınızda nefes darlığıyla uyanmak veya rahat nefes alabilmek için birkaç yastıkla yatma ihtiyacı duymak, sorunun ciddileştiğine işaret edebilir. Bu durumun temel nedeni, kalbin sol tarafındaki kapak kaçaklarında (mitral veya aort) kanın akciğerlerde birikmesidir.
Halsizlik ve çabuk yorulma da çok yaygındır. Vücut dokularına yeterli miktarda oksijen zengini kan gitmediği için, kişi kendini sürekli enerjisiz ve bitkin hisseder. Eskiden kolayca yaptığı işler artık gözünde büyümeye başlar.
Çarpıntı, kalbinizin normalden farklı attığını hissetmenizdir. Bu “kuş kanadı çırpması” gibi hafif bir histen, kalbin göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi güçlü ve düzensiz atmasına kadar değişebilir. Bu durum genellikle, kapak sorununa bağlı olarak gelişen atriyal fibrilasyon gibi ritim bozukluklarının bir işaretidir ve mutlaka ciddiye alınmalıdır.
Ayak, ayak bilekleri ve bacaklardaki şişlik (ödem), özellikle kalbin sağ tarafındaki kapak kaçaklarında (triküspit) daha sık görülür. Kalp kanı verimli bir şekilde toplayıp pompalayamadığında, kan bacaklardaki toplardamarlarda göllenir ve doku arasına sıvı sızmaya başlar. Başlangıçta günün sonunda ortaya çıkan bu şişlik, zamanla kalıcı hale gelebilir.
Baş dönmesi ve bayılma hissi, özellikle ciddi aort kapak kaçaklarında endişe verici bir belirtidir. Beyne yeterli kan akışının sağlanamamasından kaynaklanır ve ani pozisyon değişikliklerinde veya efor sırasında ortaya çıkabilir. Bu durum acil tıbbi değerlendirme gerektirir.
Kalp Kapağında Hafif Kaçak Belirtileri Nelerdir?
Kalp kapağında hafif kaçak, genellikle belirgin semptomlara yol açmaz ve çoğu zaman tesadüfen tespit edilir. Ancak bazı bireylerde çabuk yorulma, nefes darlığı, çarpıntı veya hafif göğüs rahatsızlığı görülebilir. Bu durum, kalp kapaklarının tam kapanmaması sonucu kanın geri kaçmasıyla oluşur. Hafif dereceli kaçak genellikle takip gerektirir, ancak ilerleme göstermesi durumunda tedavi planı yeniden değerlendirilmelidir.
Kalp Kapağında Kaçak Neden Kaynaklanır?
Peki, bu kapıların düzgün kapanmasını engelleyen, yani kalpte kaçak neden olur sorusunu tetikleyen faktörler nelerdir? Kalp kapakçığında kaçak neden olur sorusunun tek bir cevabı yoktur; altta yatan birçok farklı sebep olabilir. Bazı durumlarda kapakçığın yapısı doğuştan bozukken, bazen de zamanla veya başka bir hastalık sonucunda hasar görür.
Başlıca nedenler aşağıdaki gibidir:
- Mitral kapak prolapsusu (MVP)
- Yaşlanmaya bağlı kireçlenme ve yıpranma (dejenerasyon)
- Romatizmal kalp hastalığı
- Geçirilmiş kalp krizi
- Doğuştan gelen kalp kusurları
- Kalp kası hastalıkları (kardiyomiyopati)
- Kapak iltihabı (enfektif endokardit)
- Kontrolsüz yüksek tansiyon (hipertansiyon)
- Marfan sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları
- Göğüs bölgesine radyoterapi uygulanması
- Ciddi göğüs travmaları
.Mitral kapak prolapsusu, mitral kapağın yaprakçıklarının normalden daha gevşek ve esnek olması durumudur. Kalp kasıldığında bu yaprakçıklar geriye, sol kulakçığa doğru bir yelkenli gibi bombeleşir ve tam kapanmayı engelleyerek kaçağa yol açar. Bu toplumda oldukça yaygın görülen ve genellikle iyi huylu olan bir durumdur, ancak bazı kişilerde zamanla ciddi kaçağa ilerleyebilir.
Yaşlanma, kaçınılmaz olarak dokularımızda bir yıpranmaya yol açar. Kalp kapakçıkları da bu süreçten etkilenir. Yıllar içinde kapakçıklarda kalsiyum birikebilir (kireçlenme), dokuları sertleşebilir ve esnekliğini kaybedebilir. Bu dejeneratif değişiklikler, özellikle 65 yaş üstü bireylerde aort ve mitral kapak kaçaklarının en yaygın nedenidir.
Romatizmal kalp hastalığı, eskiden kapak hastalıklarının en önemli sebebiyken, günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanımıyla azalmıştır. Ancak hala gelişmekte olan ülkelerde ve çocukluğunda tedavi edilmemiş beta mikrobu kaynaklı boğaz enfeksiyonu geçirmiş kişilerde ciddi bir risktir. Bu hastalık, kapakçıklarda iltihaplanmaya ve yıllar sonra ortaya çıkan kalıcı hasara neden olur.
Geçirilmiş bir kalp krizi de kapak fonksiyonlarını bozabilir. Kalp krizi sırasında kalp kasının bir bölümü ölür. Eğer ölen bu kas dokusu, kapakçıkları yerinde tutan ve bir paraşütün ipleri gibi çalışan “papiller kasları” içeriyorsa, bu yapılar işlevini yitirir ve kapak aniden ve şiddetli bir şekilde kaçırmaya başlayabilir. Bu acil müdahale gerektiren hayatı tehdit edici bir durumdur.
Son olarak bazı insanlar doğuştan kapak anomalileri ile dünyaya gelir. Örneğin aort kapağının normalde üç yaprakçığı varken, bazı kişilerde iki yaprakçıklı (biküspit aort) olması sık rastlanan bir durumdur. Bu iki yaprakçıklı kapak, normalden daha fazla strese maruz kaldığı için daha erken yaşlarda yıpranır, kireçlenir ve kaçak yapmaya başlayabilir.
Kalp Kapağında Kaçak Olursa Ne Olur?
Kalp kapağında kaçak (kapak yetmezliği), kapakların tam kapanmaması sonucu kanın geriye doğru sızmasıyla oluşur. Bu durum kalbin daha fazla çalışmasına yol açarak zamanla kalp büyümesine, ritim bozukluklarına ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Hafif kaçaklar genellikle belirti vermezken, ileri derecede kaçak nefes darlığı, yorgunluk, çarpıntı ve ayaklarda şişlik gibi şikayetlere yol açabilir. Düzenli kardiyolojik takip ve gerektiğinde cerrahi müdahale gerekebilir.
Kalp Kapağında Açıklık Zararları Nelerdir?
- Geriye Kan Kaçışı: Kapak tam kapanmadığı için kanın kalp içinde ters yöne akmasına neden olur.
- Kalp Büyümesi: Kalp, kaçağı telafi etmek için daha fazla çalışır ve zamanla genişleyip büyüyebilir.
- Kalp Yetmezliği: Uzun süreli yük artışı kalbin pompalama gücünü azaltarak yetmezliğe yol açar.
- Ritim Bozuklukları: Kalbin yapısı bozuldukça düzensiz kalp atımları (aritmi) gelişebilir.
- Nefes Darlığı: Kalbin verimli çalışamaması akciğerde sıvı birikimine neden olabilir.
- Yorgunluk ve Halsizlik: Kalp, vücuda yeterince oksijenli kan gönderemediği için enerji düşüklüğü hissedilir.
- Ayaklarda ve Bacaklarda Şişlik: Sıvı tutulumu artar, ödem oluşabilir.
- Göğüs Ağrısı veya Basınç: Kalbin zorlanmasına bağlı olarak göğüs bölgesinde rahatsızlık hissi yaşanabilir.
- Hayati Risk: İleri derecedeki açıklıklar tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara ve ölüme neden olabilir.
Bu etkiler, açıklığın derecesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir ve uzman takibi gerektirir.
Kalp Kapağında Kaçak Varlığı Nasıl Tespit Edilir?
Kalp kapağında kaçak şüphesiyle bir hekime başvurduğunuzda, teşhis süreci birkaç adımdan oluşur. Bu süreç sizin hikayenizi dinlemekle başlar. Yaşadığınız şikayetler, ne zaman başladıkları, neyin tetiklediği gibi detaylar çok önemlidir. Ardından yapılacak kapsamlı bir fizik muayene, tanının en kritik ipuçlarından birini verebilir. Hekim, stetoskop ile kalbinizi dinlediğinde, bir “üfürüm” duyabilir. Üfürüm, kanın sızdıran kapaktan geçerken oluşturduğu anormal, fısıltılı veya uğultulu bir sestir. Bu sesin ne zaman duyulduğu, şiddeti ve kalbin hangi bölgesinde en net olduğu, hangi kapakta sorun olabileceğine dair önemli bilgiler verir.
Ancak üfürüm sadece bir şüphedir; tanıyı kesinleştiren ve hastalığın yol haritasını çizen en değerli test, Ekokardiyografi (EKO), yani kalp ultrasonudur. Bu test, ses dalgaları kullanarak kalbinizin anlık, hareketli görüntülerini oluşturur. Ağrısızdır, radyasyon içermez ve bir kalp kapak hastalığını değerlendirmek için altın standart yöntemdir.
Ekokardiyografi ile şu bilgilere ulaşılır:
- Hangi kapakta veya kapaklarda kaçak olduğu
- Kaçağın ciddiyet derecesi (hafif, orta, ileri)
- Kapakçıkların yapısı (kalınlaşma, kireçlenme, yırtık olup olmadığı)
- Kalp odacıklarının boyutları (genişleme olup olmadığı)
- Kalp duvarlarının kalınlığı
- Kalbin pompalama gücü (Ejeksiyon Fraksiyonu – EF)
Genellikle ilk olarak göğüs duvarı üzerinden yapılan Transtorasik Ekokardiyografi (TTE) yeterli olur. Ancak bazı durumlarda, özellikle kişinin göğüs yapısı veya akciğer sorunları nedeniyle net görüntü alınamadığında ya da kapak yapısı daha detaylı incelenmek istendiğinde, Transözofageal Ekokardiyografi (TEE) adı verilen yönteme başvurulur. Bu yöntemde ucunda küçük bir ultrason kamerası olan ince bir tüp, hafif bir anestezi altında hastaya yutturularak yemek borusuna indirilir. Yemek borusu kalbin hemen arkasında yer aldığı için, bu yöntemle çok daha net ve ayrıntılı görüntüler elde edilir.
Bu temel testlerin yanı sıra duruma göre ek bilgiler sağlamak amacıyla başka testler de istenebilir. Elektrokardiyogram (EKG), kalbin elektriksel aktivitesini kaydederek olası ritim bozukluklarını saptar. Göğüs röntgeni, kalbin genel boyutu ve akciğerlerde sıvı birikimi olup olmadığı hakkında fikir verir. Efor testi (stres testi), belirtileri belirsiz olan hastalarda, efor sırasında şikayetlerin ortaya çıkıp çıkmadığını ve kalbin yüke cevabını görmek için kullanılır. Kardiyak Manyetik Rezonans (Kardiyak MR) ise kaçağın miktarını çok hassas bir şekilde ölçmek ve kalp kasının durumunu detaylı değerlendirmek için kullanılan ileri bir görüntüleme yöntemidir.
Tedavi Edilmezse Kalp Kapağında Kaçak Hayatı Tehdit Eder mi?
Bu hastaların ve yakınlarının en çok endişe duyduğu ve en sık sorduğu sorulardan biridir: “Kalp kapakçığı hastalığı ölümcül müdür?” Bu sorunun cevabı, durumun ciddiyetine ve zamanında müdahale edilip edilmediğine bağlıdır. Kalp kapağında hafif kaçak, genellikle hayatı tehdit etmez ve kişinin yaşam süresini etkilemez. Bu hastalar genellikle sadece düzenli takibe alınır.
Ancak orta ve özellikle ileri derecedeki kalp kapağında kaçak, tedavi edilmediği takdirde kalbin yapısını ve fonksiyonunu bozarak ciddi ve hayatı tehdit edebilecek bir dizi soruna yol açabilir. Kalbin sürekli olarak normalin üzerinde bir yükle çalışması, zamanla telafi mekanizmalarının yetersiz kalmasına neden olur.
Tedavi edilmeyen ciddi kapak kaçağının yol açabileceği başlıca tehlikeli sonuçlar şunlardır:
- Kalp yetmezliği
- Atriyal fibrilasyon ve buna bağlı inme (felç)
- Pulmoner hipertansiyon (akciğer tansiyonu yükselmesi)
- Enfektif endokardit (kapak iltihabı)
- Ani kardiyak ölüm
Bu komplikasyonların en yaygını ve en önemlisi kalp yetmezliğidir. Yıllarca aşırı çalışan kalp kası, en sonunda yorulur ve bir pompa olarak görevini etkin bir şekilde yerine getirememeye başlar. Bu durum nefes darlığı, vücutta sıvı birikmesi (ödem) ve aşırı yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterir ve hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.
Bir diğer önemli risk ise atriyal fibrilasyon adı verilen ritim bozukluğudur. Özellikle mitral kapak kaçağına bağlı olarak kalbin sol kulakçığı genişlediğinde, bu odacığın normal elektriksel düzeni bozulur ve düzensiz, hızlı bir şekilde atmaya başlar. Atriyal fibrilasyonun en tehlikeli sonucu, kalp içinde kanın göllenerek pıhtı oluşturmasıdır. Bu pıhtının yerinden koparak beyin damarlarını tıkaması ise inme (felç) ile sonuçlanabilir.
Sol taraftaki kapak kaçakları (mitral ve aort), kanın sürekli olarak akciğerlere geri basınç yapmasına neden olarak akciğer atardamarlarındaki basıncı yükseltir. Bu duruma pulmoner hipertansiyon denir ve nefes darlığını daha da kötüleştirerek kalbin sağ tarafının da yetmezliğe girmesine yol açabilir.
Hasarlı kapak yüzeyleri, kan dolaşımına giren bakterilerin kolayca yerleşip çoğalabileceği bir ortam oluşturur. Bu da enfektif endokardit yani kapak iltihabı riskini artırır. Bu durum kapakta daha fazla hasara yol açan ve acil tedavi gerektiren ciddi bir enfeksiyondur.
Nadir de olsa, özellikle ileri derecede ve belirti veren aort kapak yetmezliği gibi durumlarda, ölümcül ritim bozuklukları tetiklenerek ani kardiyak ölüm riski ortaya çıkabilir.
Kalp Kapakçığı Hastalığı Tehlikeli Mi? Ölümcül Müdür?
Kalp kapakçığı hastalıkları, kapakların tam açılmaması (stenoz) veya tam kapanmaması (yetmezlik) sonucu kalbin kan pompalama işlevini bozabilir. Hastalık ilerlediğinde kalp yetmezliği, ritim bozuklukları ve pıhtı oluşumu gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürür ve ölümcül olabilir. Ancak erken tanı, ilaç tedavisi veya cerrahi müdahalelerle kontrol altına alınabilir. Düzenli takip ve uzman değerlendirmesi büyük önem taşır.
Kalp Kapakçığında Kaçak Olanlar Nelere Dikkat Etmeli?
- Düzenli Kardiyoloji Kontrolleri: Kaçağın derecesine göre doktorun belirlediği sıklıkta kontrolleri ihmal etmeyin.
- Tansiyon Takibi: Yüksek tansiyon, kaçağı artırabileceği için kontrol altında tutulmalıdır.
- Enfeksiyon Önlemleri: Diş tedavileri öncesinde antibiyotik koruması gerekebilir; hekime danışılmalıdır.
- Düzenli Egzersiz: Aşırı zorlamadan kaçınarak hafif egzersizler yapılmalı.
- Tuz ve Alkol Tüketimi: Tuz ve alkol sınırlanmalı, kalp yükü artırılmamalıdır.
- İlaç Kullanımı: Verilen ilaçlar düzenli ve önerildiği şekilde kullanılmalıdır.
- Beslenme: Kalp dostu, dengeli bir diyet tercih edilmelidir.
Kalp Kapağında Kaçak Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kalp kapağındaki kaçağın derecesine, nedenine ve hastanın genel sağlık durumuna göre tedavi planı belirlenir:
- Takip: Hafif derecedeki kaçaklarda düzenli kardiyolojik kontroller yeterli olabilir.
- İlaç Tedavisi: Kalbin yükünü azaltmak için idrar söktürücüler, tansiyon ilaçları veya ritim düzenleyici ilaçlar kullanılabilir.
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Tuz kısıtlaması, düzenli egzersiz ve sigaradan uzak durmak önerilir.
- Cerrahi Müdahale: İleri derecedeki kaçaklarda kapak onarımı veya kapak değişimi gerekebilir. Bu açık kalp ameliyatı veya uygun hastalarda kapalı yöntemlerle yapılabilir.
- Minimal İnvaziv Girişimler: Bazı hastalarda kateterle yapılan kapak tamiri (örneğin MitraClip) seçeneği değerlendirilebilir.
Gözlem ve İlaç Tedavisi
Her kalp kapağında kaçak hemen ameliyat gerektirmez. Hafif veya belirti vermeyen orta düzeydeki kaçaklarda genellikle “dikkatli bekleyiş” veya “tıbbi takip” adı verilen bir yaklaşım benimsenir. Bu süreçte hasta düzenli aralıklarla (genellikle 6 ayda veya yılda bir) ekokardiyografi ve doktor muayenesi ile kontrol edilir.
İlaç tedavisi, kapaktaki sızıntıyı mekanik olarak düzeltmez; yani kaçağı ortadan kaldırmaz. Ancak belirtileri geçici süreyle kontrol altına almak ve kalbin iş yükünü hafifletmek için son derece önemlidir. Bu amaçla kullanılan başlıca ilaç grupları şunlardır:
- Kan basıncını düşürerek kalbin kanı daha kolay pompalamasını sağlayan ilaçlar (ACE inhibitörleri, ARB’ler)
- Kalp hızını yavaşlatıp kalbin daha verimli çalışmasını sağlayan ve tansiyonu düzenleyen ilaçlar (Beta blokerler)
- Vücuttaki fazla sıvıyı atarak ödemi ve nefes darlığını azaltan ilaçlar (Diüretikler veya idrar söktürücüler)
- Çarpıntı veya ritim bozukluğu gelişmişse bunu kontrol altına alan ilaçlar (Antiaritmikler)
- Pıhtı riskini azaltmak için kullanılan kan sulandırıcılar (Antikoagülanlar), özellikle atriyal fibrilasyon gelişen hastalarda hayati önem taşır.
Cerrahi Tedavi
İlaç tedavisi yetersiz kaldığında, kaçak ileri dereceye ulaştığında, belirtiler hastanın yaşam kalitesini düşürdüğünde veya belirti olmasa bile ekokardiyografide kalbin fonksiyonlarında bozulma başladığı saptandığında, kalıcı çözüm cerrahi müdahaledir. Kalpte kaçak tedavisi için iki ana cerrahi seçenek vardır: kapak tamiri veya kapak değişimi.
Kalp Kapağı Tamiri (Onarımı): Mümkün olan her durumda cerrahlar için ilk ve en çok tercih edilen yöntemdir. Bu yöntemde hastanın kendi kapak dokusu korunur ve kaçağa neden olan sorun düzeltilir. Örneğin genişlemiş bir kapak halkası özel bir halka (ring) ile daraltılabilir, sarkmış veya yırtılmış bir kapakçık yaprağı düzeltilebilir veya kopmuş olan kapak iplikçikleri (kordalar) onarılabilir. Kapak tamirinin en büyük avantajları; vücudun kendi dokusuyla yaşamaya devam etmesi, genellikle ömür boyu kan sulandırıcı ilaç kullanma zorunluluğunun olmaması, enfeksiyon riskinin daha düşük olması ve uzun dönemde yaşam beklentisinin daha iyi olmasıdır.
Kalp Kapağı Değişimi: Eğer kapak dokusu enfeksiyon, aşırı kireçlenme veya romatizmal hastalık nedeniyle tamir edilemeyecek kadar hasar görmüşse, o zaman hasarlı kapak çıkarılır ve yerine yapay (protez) bir kapak takılır.
İki ana tip protez kapak mevcuttur:
- Mekanik kapaklar
- Biyolojik (doku) kapaklar
Mekanik kapaklar, titanyum veya karbon gibi son derece dayanıklı materyallerden yapılır ve teorik olarak ömür boyu dayanıklıdır. Ancak en büyük dezavantajı, yüzeylerinde pıhtı oluşumuna yol açma riskidir. Bu nedenle mekanik kapak takılan hastaların, bu riski ortadan kaldırmak için hayatlarının sonuna kadar Coumadin (warfarin) gibi etkili kan sulandırıcı ilaçları düzenli olarak kullanmaları ve kan testleriyle (INR) sürekli takip edilmeleri zorunludur.
Biyolojik kapaklar ise genellikle sığır veya domuzların özel işlemden geçirilmiş kalp dokularından (perikard) yapılır. En önemli avantajları, pıhtı oluşturma risklerinin çok düşük olması ve bu nedenle genellikle uzun süreli kan sulandırıcı kullanımını gerektirmemeleridir. Ancak bu kapaklar mekanik kapaklar kadar dayanıklı değildir ve zamanla yıpranırlar. Ortalama ömürleri 15-20 yıl civarındadır ve bu sürenin sonunda yeniden bir ameliyatla değiştirilmeleri gerekebilir. Bu nedenle genellikle daha ileri yaştaki hastalarda veya kan sulandırıcı kullanamayacak kişilerde tercih edilirler.
Modern Minimal İnvaziv ve Kateter Yöntemleri
Günümüzde kalp kapağında kaçak tedavisi, sadece göğüs kemiğinin tamamen kesildiği klasik açık kalp ameliyatları ile sınırlı değildir. Minimal invaziv cerrahi veya halkarasında kapalı kalp ameliyatı adı verilen tekniklerle, göğüs yan duvarından (koltukaltı ) veya meme altından yapılan çok daha küçük kesilerle de kapak tamiri veya değişimi başarılı bir şekilde yapılabilmektedir. Bu yöntemler daha az kanama, daha az ağrı,daha az kanama , daha hızlı iyileşme süreci ve daha iyi kozmetik sonuçlar sunar. Açık kalp ameliyatı için çok yüksek risk taşıyan yaşlı veya ek ciddi sağlık sorunları olan hastalarda ise, kasıktaki atardamardan girilerek uygulanan ameliyatsız kateter yöntemleri bir umut olmaktadır. Örneğin ciddi mitral kapak kaçağı olan uygun hastalarda “MitraClip” adı verilen bir mandal sistemi, kateter yoluyla kalbe ulaştırılır ve kapağın sızdıran yaprakçıkları birbirine tutturularak kaçak azaltılır. Bu yöntemler cerrahinin risklerini ortadan kaldırarak hastaların yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynamaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Kalp kapağında kaçak nedir?
Kalp kapaklarının tam olarak kapanmaması nedeniyle kanın geriye doğru sızması durumudur. Tıbbi adı “kapak yetmezliği”dir.
Hangi kalp kapaklarında kaçak olabilir?
Mitral, aort, triküspit ve pulmoner kapaklarda kaçak gelişebilir. En sık mitral ve aort kapakları etkilenir.
Kalp kapağı kaçağı ne gibi belirtiler verir?
Nefes darlığı, yorgunluk, çarpıntı, göğüs ağrısı, bacaklarda şişlik ve bayılma hissi gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Kaçak her zaman belirti verir mi?
Hayır. Hafif dereceli kaçaklar genellikle belirti vermez ve rutin kontrollerde saptanabilir.
Kalp kapağında kaçak neden oluşur?
Doğumsal nedenler, romatizmal hastalıklar, yaşlanma, enfeksiyon (endokardit), kalp genişlemesi ve travma başlıca nedenlerdir.
Kaçak ilerler mi?
Evet. Hafif başlayan bir kaçak zamanla orta ya da şiddetli hale gelebilir ve kalbin işlevini bozabilir.
Tanısı nasıl konur?
En etkili tanı yöntemi ekokardiyografi (EKO)’dur. Kanın kapaktan geri akışı bu yöntemle net biçimde görülür.
Kaçak kalp büyümesine neden olur mu?
Evet. Kaçak arttıkça kalp daha fazla çalışmak zorunda kalır ve zamanla büyüme (dilatasyon) gelişebilir.
Her kaçak tedavi gerektirir mi?
Hayır. Hafif derecede olanlar sadece takip edilir. Orta ve ileri derecede olanlar tedavi edilir.
İlaçla tedavi mümkün mü?
Semptomları hafifletmek için ilaçlar kullanılır; ancak kaçağı tamamen ortadan kaldırmaz. Bazı durumlarda cerrahi gerekebilir.
Ameliyat gerekir mi?
Şiddetli kaçak varsa ve kalp fonksiyonları etkilenmişse kapak tamiri veya kapak değişimi ameliyatı önerilir.
Kapak tamiri mi kapak değişimi mi daha iyidir?
Mümkünse kapak tamiri tercih edilir. Ancak çok hasarlı kapaklar için mekanik veya biyolojik kapakla değişim yapılır.
Kaçak ilerlemesini önlemek mümkün mü?
Tansiyonun kontrolü, enfeksiyonlardan korunma, düzenli takip ve ilaç tedavisi ile ilerleme yavaşlatılabilir.
Kaçak olan kişi egzersiz yapabilir mi?
Hafif derecede kaçak olan kişiler kontrollü egzersiz yapabilir. Orta ve ağır kaçaklarda tedavi gerekir.

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 25 yılı aşkın deneyime sahip bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanıdır. Türkiye’de kapalı kalp ve atan kalpte bypass ameliyatlarının öncülerindendir. Bugüne kadar binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiş, ulusal ve uluslararası dergilerde 100’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır.


İyi günler kolay gelsin.12 yaşındaki oğlumun EKO’su çekildi ve kalp kapakçığında kaçak tespit edildi ve doktor şu anda ameliyatlık bir durum olmadığını söyledi.Ama biz endişeliyiz ve gündelik hayatta ve sonrası ileriki günlerde bir sıkıntı teşkil eder mi acaba? yardımcı olabilirseniz çok seviniriz.