Biküspit aort kapak, doğuştan üç yerine iki yaprakçıklı olan aort kapağıdır. Genetik yatkınlığa bağlı olarak gelişen bu yapı, zamanla kapak fonksiyonunu etkileyebilir. Eforla nefes darlığı, göğüs ağrısı, çarpıntı ve üfürüm gibi belirtiler görülebilir. Tanı genellikle ekokardiyografi ile konur.

Biküspit aort kapakçığı, tüm doğumsal kalp anomalileri arasında en sık rastlananıdır ve toplumda %1‑2 oranında görülür. Hareket temposu azalmış bireyler daha fazla risk altındadır. Ailede benzer hikaye varsa, akrabaların ekokardiyografi ile taranması önerilir; bu sayede erken teşhis mümkün olabilir.

Sürekli takip, semptom varsa ilaç tedavisi ve kritik durumlarda cerrahi müdahale biküspit aort yönetiminde önemlidir. Komplikasyonlar arasında aort darlığı, aort yetmezliği, aort anevrizması ve diseksiyon yer alır. Doğru zamanda müdahale ve düzenli kontrollerle sağlıklı bir yaşam sürdürülebilir.

Tanım Aort kapağının doğuştan üç yerine iki yaprakçıklı (biküspit) olması durumu
Nedenler Doğuştan (konjenital) yapısal anomali; genetik yatkınlık
Risk Faktörleri Ailede biküspit aort kapak öyküsü, bazı genetik sendromlar (Turner sendromu vb.)
Belirtiler Çoğu zaman çocuklukta belirtisiz; ilerleyen yaşlarda eforla nefes darlığı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, çarpıntı, üfürüm
Tanı Yöntemleri Ekokardiyografi (en önemli tanı yöntemi), EKG, kardiyak MR, BT-anjiyografi
Tedavi Yöntemleri Düzenli takip, ilaç tedavisi (semptom varsa), ciddi darlık veya yetmezlikte cerrahi (kapak tamiri veya değişimi), endokardit profilaksisi
Komplikasyonlar Aort darlığı, aort yetmezliği, aort anevrizması, enfektif endokardit, kalp yetmezliği
Önleme Yöntemleri Spesifik önleme yoktur; düzenli kardiyolojik takip, riskli girişimlerde enfektif endokardit profilaksisi, aile taraması
yavuz besogul banner

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı

1997 yılından bu yana minimal invaziv kalp cerrahisi alanında operasyonlar gerçekleştiren Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, bu alandaki deneyimlerini ulusal ve uluslararası kongre ve dergilerde  paylaşmıştır.
Özgeçmiş Yayınlar Yorumlar

Yazı İçeriği

Biküspit Aort Kapak (BAK) Nedir?

Biküspit aort kapak, doğuştan gelen ve aort kapağın üç yaprakçık yerine iki yaprakçıkla geliştiği bir kalp kapak anomalisidir. Bu durum kanın kalpten vücuda akışını zorlaştırabilir ve zamanla kapak darlığı veya yetmezliğine yol açabilir. Hastalık uzun süre belirti vermeyebilir; ilerleyen dönemde göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve bayılma görülebilir. Düzenli takip önemlidir. İleri vakalarda cerrahi kapak onarımı veya kapak değişimi gerekebilir.

bikuspit kapak ameliyati nedir
sağlıklı ve bikuspit aort kapağı görünümü

Kalbimizin ana pompası olan sol karıncık kasıldığında, aort kapakçığı açılarak oksijen zengini kanın tüm vücuda dağılmasını sağlar. Kasılma bittiğinde ise hemen kapanarak kanın kalbe geri kaçmasını engeller. Normal bir kapakta üç yaprakçık bulunur ve bu yapı açılıp kapanma sırasında oluşan mekanik stresi ve basıncı üç eşit noktaya dağıtarak mükemmel bir denge sağlar. Bu bir yükü üç kişinin taşıması gibi düşünülebilir; her birine düşen yük daha azdır ve yıpranma yavaş olur.

Biküspit aort kapakçığında ise bu yükü taşıyan sadece iki yaprakçık vardır. Bu durum her kalp atışında oluşan stresin sadece iki noktaya binmesine neden olur. Tıpkı bir arabanın iki tekerleğinin sürekli daha fazla yüke maruz kalması gibi, biküspit kapak yaprakçıkları da zamanla daha hızlı yıpranır. Ayrıca iki yaprakçıklı kapaktan geçen kanın akışı, pürüzsüz bir şekilde ilerlemek yerine daha türbülanslı, yani çalkantılı olur. Yıllar boyunca devam eden bu anormal mekanik stres ve türbülanslı kan akışı, kapak yaprakçıklarının sertleşmesine, kalınlaşmasına ve en önemlisi kireçlenmesine (kalsifikasyon) zemin hazırlar. Bu süreç ya kapağın tam açılamamasına (aort darlığı) ya da tam kapanamamasına (aort yetmezliği) yol açarak önemli kalp sorunlarının temelini oluşturur.

Biküspit Kapak Çeşitleri Nelerdir?

Biküspit aort kapak, doğuştan üç yaprakçık yerine iki yaprakçıklı olan anormal bir aort kapağıdır. Aort kapak hastalıklarının önemli bir nedeni olup çeşitli anatomik ve klinik formları bulunur:

  • Fonksiyonel Biküspit Kapak: Üç yaprakçık mevcuttur ancak ikisi birleşmiştir; fonksiyonel olarak iki yaprakçık gibi çalışır.
  • Gerçek (Anatomik) Biküspit Kapak: Doğuştan sadece iki yaprakçık vardır; sıklıkla simetrik olmayan bir yapı gösterir.
  • Füzyon Tipine Göre Biküspit Kapak: En sık görülen form sağ ve sol koroner yaprakçıkların birleştiği tiptir; diğer olasılıklar sağ-nonküsp veya sol-nonküsp füzyonlarıdır.
  • Biküspit Kapak ile Aortopati: Biküspit kapakla birlikte aort kökü veya çıkan aortta genişleme (anevrizma) görülebilir.
  • Komplike Biküspit Kapak: Aort yetmezliği, darlığı veya endokardit gibi kapak işlev bozuklukları ile seyreden tiptir.

Toplumda biküspit aort görülme sıklığı ne kadardır?

Biküspit aort kapakçığı, sanıldığının aksine çok nadir bir durum değildir. Hatta tüm doğuştan kalp anomalileri arasında en sık görülenidir. Genel nüfusun yaklaşık %1 ila %2’sini etkilediği düşünülmektedir. Bu da kabaca her 50-100 kişiden birinde bu durumun bulunduğu anlamına gelir. Erkeklerde kadınlara oranla yaklaşık iki ila üç kat daha fazla görülmesi de dikkat çekici bir özelliktir.

Bu durumun bu kadar yaygın olması, tıp dünyasının biküspit aort ve onunla ilişkili potansiyel sorunların teşhisi, takibi ve tedavisi konusunda oldukça deneyimli olduğu anlamına gelir. Ancak aynı zamanda, milyonlarca insanın farkında olmadan taşıdığı ve gelecekte kalp sağlığını etkileyebilecek bir risk faktörü olduğunu da gösterir. Bu nedenle durum hakkında bilgi sahibi olmak ve gerekli durumlarda tıbbi takip altında olmak büyük önem taşır.

Biküspit aort kapakçığının altında yatan nedenler nelerdir?

Biküspit aort kapakçığı, anne karnındaki gelişim sürecinde, kalbin oluşumunun erken haftalarında meydana gelen bir olaydır. Normalde aort kapağını oluşturacak olan üç ayrı doku yastıkçığı, gelişim sırasında olması gerektiği gibi ayrılmaz ve ikisi birleşik kalır. Sonuç olarak kapak iki yaprakçıklı olarak gelişimini tamamlar. Bu gelişimsel hatanın neden olduğu aydınlatılamamış olsa da kanıtlar çok güçlü bir şekilde genetik bir temele işaret etmektedir.

Biküspit aortu anlamanın en kritik noktalarından biri, bunun sadece izole bir kapak problemi olmadığını bilmektir. Bu durum sıklıkla “valvülo-aortopati” olarak adlandırılan, yani hem kapakçığı (valvülo) hem de aort damarını (aortopati) etkileyen daha geniş bir sendromun parçasıdır. Bunun sebebi, hem aort kapağının hem de aort damarının ana gövdesinin, embriyolojik olarak aynı kök hücre grubundan gelişmesidir. Dolayısıyla bu hücrelerin gelişimini yöneten genetik programdaki bir hata, hem kapağın anormal yapıda olmasına hem de aort damarının duvarının doğuştan daha zayıf, daha az esnek ve zamanla genişlemeye daha yatkın olmasına yol açabilir. Bu bağlantı, kapak fonksiyonları tamamen normal olan biküspit aort hastalarında bile aort damarında neden anevrizma (genişleme) gelişebildiğini bilimsel olarak açıklar.

Biküspit aort kalıtsal bir durum mudur ve ailevi geçiş riski ne anlama gelir?

Evet, biküspit aort kapakçığı kesinlikle güçlü bir kalıtsal özelliğe sahiptir. Yapılan bilimsel çalışmalar bu durumun ailelerde belirgin bir şekilde kümelendiğini göstermektedir. Bir kişiye biküspit aort teşhisi konulduğunda, onun birinci derece akrabalarında (yani annesi, babası, kardeşleri ve çocukları) bu durumun bulunma olasılığı, genel topluma kıyasla yaklaşık 10 kat daha fazladır. Bu riskin %9 ile %25 arasında değiştiği bildirilmektedir.

Bu yüksek genetik geçiş, pratik olarak çok önemli bir sonuç doğurur: Aile taraması. Bir kişiye biküspit aort teşhisi konulduğunda, bu durum artık sadece o kişiyi ilgilendiren bir mesele olmaktan çıkar ve tüm aile için potansiyel bir sağlık taramasını gündeme getirir. Hatta daha da ilginci, bazı çalışmalarda, kendilerinde biküspit kapak olmayan birinci derece akrabaların bile bir kısmında, sadece aort damarında genişleme (aortopati) riskinin arttığı gösterilmiştir. Bu nedenlerle, Amerikan Kalp Derneği (AHA) ve Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC) gibi önde gelen tüm kardiyoloji kuruluşları, biküspit aort kapakçığı teşhisi konan her bireyin tüm birinci derece akrabalarının, hiçbir şikayetleri olmasa bile, en az bir kez ekokardiyografi (kalp ultrasonu) ile taranmasını şiddetle önermektedir. Bu belirti vermeyen ve risk altında olabilecek aile bireylerini korumaya yönelik hayati ve proaktif bir adımdır.

Biküspit Aort Kapak (BAK) Belirtileri Nelerdir?

Biküspit aort kapakçığının en aldatıcı yönlerinden biri, yıllarca, hatta on yıllarca tamamen sessiz kalabilmesidir. Birçok kişi, bu yapısal farklılıkla yaşadığının farkında olmadan aktif bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirir. Belirtiler genellikle kapaktaki yıpranma süreci ilerleyip kalp fonksiyonlarını etkilemeye başladığında, yani kapak ciddi şekilde daraldığında (stenoz) veya sızdırmaya başladığında (yetmezlik) ortaya çıkar. Bu durum genellikle orta yaş ve sonrasında görülür. Ortaya çıkan biküspit aort kapak belirtileri, kalbin artık artan iş yüküyle başa çıkmakta zorlandığının bir işaretidir. En sık karşılaşılan belirtiler şunlardır:

  • Nefes darlığı (özellikle eforla veya yokuş yukarı çıkarken)
  • Göğüste baskı, sıkışma veya ağrı hissi (anjina)
  • Eforla gelen baş dönmesi veya göz kararması
  • Bayılma (senkop)
  • Normalden daha çabuk yorulma ve efor kapasitesinde azalma
  • Çarpıntı (kalbin düzensiz, hızlı veya çok güçlü attığı hissi)

Biküspit aort teşhisi nasıl konulur?

Biküspit aort teşhisi çoğu zaman beklenmedik bir anda, başka bir sebeple yapılan rutin bir doktor muayenesi sırasında konulur. Genellikle ilk ipucu, doktorun stetoskopla kalbi dinlerken duyduğu ve “üfürüm” adı verilen anormal bir sestir. Bu üfürüm, kanın normal olmayan, iki yaprakçıklı kapaktan geçerken çıkardığı çalkantılı akışın sesidir. Bazen üfürüme ek olarak sertleşmiş kapağın açılırken çıkardığı keskin bir “tıklama” sesi de duyulabilir.

Bu bulgular üzerine doktor, durumu netleştirmek için ek tetkikler ister. Biküspit aort tanısında altın standart yöntem ekokardiyografi (EKO), yani kalp ultrasonudur. Bu ağrısız ve zararsız test, ses dalgaları kullanarak kalbin ve kapakçıkların hareketli görüntülerini oluşturur. EKO sayesinde kapağın iki yaprakçıklı yapısı net bir şekilde görülür, kireçlenme olup olmadığı, ne kadar daraldığı veya ne kadar kaçırdığı ölçülebilir. Ayrıca kalbin bu durumdan ne kadar etkilendiği, kalp kasının kalınlaşıp kalınlaşmadığı ve pompalama gücü de değerlendirilir. Aort damarının çapını daha detaylı ölçmek için ise Bilgisayarlı Tomografi (BT) veya Kardiyak Manyetik Rezonans (MRG) gibi ileri görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.

Biküspit aort kapakçığı hangi ciddi komplikasyonlara yol açabilir?

Biküspit aort kapakçığı, zamanla kalbin ve aort damarının işleyişini ciddi şekilde etkileyebilecek bir dizi önemli komplikasyona zemin hazırlayabilir. Bu komplikasyonlar genellikle yavaş yavaş ve yıllar içinde gelişir. Başlıca potansiyel sorunlar şunlardır:

  • Aort Darlığı (Stenoz)
  • Aort Yetmezliği (Regürjitasyon)
  • Aortopati (Aort Damarında Genişleme veya Anevrizma)
  • Aort Diseksiyonu (Aort Damarının Yırtılması)
  • Enfektif Endokardit (Kalp Kapağı Enfeksiyonu)
  • Kalp Yetmezliği

Bu komplikasyonların her biri, kendi içinde ciddi birer sağlık sorunudur ve biküspit aort hastalarının neden ömür boyu düzenli takip altında olmaları gerektiğini açıkça ortaya koyar. Erken teşhis ve takip, bu komplikasyonlar tehlikeli bir seviyeye ulaşmadan önce müdahale etme imkanı tanır.

Kalsifik (kireçli) biküspit aort kapak
Kalsifik (kireçli) biküspit aort kapak

Biküspit aort varlığında aort damarında genişleme (anevrizma) neden olur?

Biküspit aort hastalarında aort damarının, özellikle kalpten çıktığı ilk kısmının (çıkan aort) ilerleyici bir şekilde genişlemesi oldukça sık görülen bir durumdur. Bu durumun arkasında yatan “çift vuruşlu” bir mekanizma vardır.

Birincisi, daha önce de bahsettiğimiz genetik zayıflıktır. Biküspit kapak oluşumuna neden olan genetik faktörler aynı zamanda aort duvarının yapı taşları olan elastik liflerin ve düz kas hücrelerinin yapısını da etkileyerek duvarı doğuştan daha zayıf ve genişlemeye yatkın hale getirir.

İkincisi ise hemodinamik strestir. İki yaprakçıklı kapaktan çıkan kan akışı, normaldeki gibi düzgün ve laminer değil jet benzeri, asimetrik ve türbülanslıdır. Bu anormal akım, yıllar boyunca sürekli olarak aort duvarının belirli bir bölgesine bir hortumdan çıkan tazyikli su gibi çarpar. Bu kronik mekanik bombardıman, zaten genetik olarak zayıf olan aort duvarının daha da yıpranmasına, zayıflamasına ve zamanla bir balon gibi genişlemesine (anevrizma) neden olur. İşte bu iki faktörün birleşimi, biküspit aort hastalarını aort anevrizması ve onun en korkulan komplikasyonu olan aort yırtılması (diseksiyon) açısından daha yüksek riskli hale getirir.

Biküspit aort kapakçığı ölüm riski taşır mı?

Bu soru, hastaların ve yakınlarının en büyük endişesidir ve cevabı net bir şekilde yönetime bağlıdır. Tek başına biküspit aort tanısı almış olmak, bir ölüm riski anlamına gelmez. Eğer kişi düzenli olarak bir kardiyolog tarafından takip ediliyorsa, gerekli yaşam tarzı değişikliklerine uyuyorsa ve komplikasyonlar geliştiğinde (ciddi kapak hastalığı veya aort anevrizması gibi) cerrahi müdahale doğru zamanda yapılırsa, yaşam beklentisi genel toplumdan farksız veya çok yakındır.

Ancak biküspit aorta ölüm riski, durum ihmal edildiğinde ve tedavi edilmediğinde gerçek bir tehlike haline gelir. Örneğin ciddi belirtilere yol açan aort darlığı tedavi edilmezse birkaç yıl içinde kalp yetmezliği ve ani ölüm riski çok yüksektir. Benzer şekilde 5.5 cm gibi kritik çaplara ulaşmış bir aort anevrizması tedavi edilmezse her an yırtılabilir (diseksiyon) ve bu durum çoğunlukla ölümcül sonuçlanır. Dolayısıyla ölüm riski taşıyan şey biküspit aortun kendisi değil onun yol açtığı ve tedavi edilmeyen ciddi komplikasyonlarıdır. Proaktif takip ve zamanında müdahale, bu riski ortadan kaldırmanın en etkili yoludur.

Cerrahi gerektirmeyen biküspit aort hastaları için yönetim nasıl olmalıdır?

Ciddi kapak hastalığı veya tehlikeli boyutlarda aort anevrizması olmayan biküspit aort hastaları için tedavi, ameliyat değil “aktif izlem ve risk yönetimi”dir. Bu pasif bir “bekle ve gör” yaklaşımı değildir; aksine, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve cerrahi ihtiyacını mümkün olduğunca geciktirmek için atılan proaktif adımları içerir. Bu sürecin temel taşları şunlardır:

  • Ömür boyu düzenli kardiyolog kontrolleri
  • Hastalığın ciddiyetine göre belirlenen periyotlarda ekokardiyografi takibi
  • Gerekli durumlarda BT veya MRG ile aort damarının takibi
  • Kan basıncının (tansiyon) sıkı kontrol altında tutulması
  • Sigaranın kesinlikle bırakılması
  • Sağlıklı bir kilonun korunması
  • İyi ağız ve diş hijyeni (enfektif endokardit riskini azaltmak için)
  • Kalp dostu bir beslenme düzeninin benimsenmesi

Biküspit aort hastaları için egzersiz önerileri nelerdir?

Düzenli fiziksel aktivite, genel kalp sağlığı için faydalıdır ve biküspit aort hastaları için de teşvik edilir. Ancak egzersiz planı, mutlaka hastalığın ciddiyetine göre kişiye özel olarak düzenlenmelidir.

Genellikle güvenli ve önerilen egzersizler şunlardır:

  • Tempolu yürüyüş
  • Yüzme
  • Bisiklete binme
  • Hafif tempolu koşu
  • Nefes tutmayı gerektirmeyen, hafif ağırlıklarla yapılan direnç egzersizleri

Ancak ciddi aort darlığı, ciddi aort yetmezliği veya önemli aort genişlemesi olan hastalarda, kan basıncını aniden ve aşırı yükselterek risk oluşturabilecek bazı aktivitelerden kaçınılması gerekir. Kaçınılması gereken egzersiz türleri arasında şunlar yer alır:

  • Ağır ağırlık kaldırma (vücut geliştirme, halter)
  • Maksimal efor gerektiren rekabetçi sporlar
  • Şınav, barfiks gibi nefesin tutulduğu izometrik hareketler
  • Boks, güreş, rugby gibi temas ve darbe riski taşıyan sporlar

Biküspit Aort Kapak Olanlar Nelere Dikkat Etmelidir?

Biküspit aort kapak (BAK) olan bireyler, kapak yapısındaki bozukluk nedeniyle zamanla aort darlığı, yetmezlik veya aort genişlemesi gibi sorunlar yaşayabilir. Bu nedenle düzenli kardiyolojik kontrol şarttır. Kan basıncı kontrol altında tutulmalı, ağır egzersizler ve ağırlık kaldırma gibi aortu zorlayabilecek aktivitelerden kaçınılmalıdır. Diş tedavileri öncesi enfektif endokardit riskine karşı antibiyotik koruması gerekebilir. Belirti varsa (nefes darlığı, göğüs ağrısı, bayılma), erken müdahale önemlidir. Gerekirse cerrahi tedavi planlanabilir.

Biküspit aort için cerrahi tedavi ne zaman zorunlu hale gelir?

Biküspit Aort Kapak Ameliyatı
Biküspit Aort Kapak Ameliyatı

Biküspit aort kapakçığı için cerrahi müdahale kararı, kalpte veya aort damarında geri döndürülemez bir hasar oluşmasını beklemeden, önleyici bir şekilde alınır. Ameliyat zamanlaması, hastanın şikayetlerinden çok, ekokardiyografi gibi testlerle elde edilen objektif ölçümlere dayanır. Cerrahi müdahaleyi zorunlu kılan başlıca durumlar şunlardır:

  • Ciddi kapak hastalığına (darlık veya yetmezlik) bağlı belirtilerin (nefes darlığı, göğüs ağrısı, bayılma) ortaya çıkması.
  • Belirti olmasa bile, kalbin pompalama gücünde azalma saptanması (sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun %55’in altına düşmesi).
  • Belirti olmasa bile, kalbin aşırı derecede büyüyerek genişlemesi.
  • Belirti olmasa bile, aort darlığının çok ileri bir seviyeye ulaşması (kapaktaki kan akış hızının 5 m/s’yi geçmesi).
  • Aort damarının çapının, yırtılma riski taşıyan kritik eşiklere ulaşması (genellikle risk faktörü olmayanlarda 5.5 cm, risk faktörü olanlarda 5.0 cm).
  • Başka bir kalp ameliyatı (örneğin koroner by-pass) planlanan bir hastada, aort çapının 4.5 cm’yi aşması durumunda, gelecekte ikinci bir ameliyatı önlemek için aynı seansta aortun da onarılması.

Biküspit aort ameliyatında hangi kapak türleri kullanılır: mekanik mi, biyolojik mi?

Aort kapak değişimi ameliyatı gerektiğinde, hasta ve cerrahın birlikte vermesi gereken en önemli kararlardan biri, takılacak yeni kapağın tipidir. Her iki seçeneğin de kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır.

Mekanik Kapaklar: Genellikle çok dayanıklı karbon materyallerden yapılırlar.

Avantajları:

  • Ömür boyu dayanıklılık (teorik olarak yıpranmazlar).

Dezavantajları:

  • Ömür boyu kan sulandırıcı ilaç (Coumadin) kullanma zorunluluğu.
  • Düzenli kan testi (INR) takibi gerekliliği.
  • Kanama riskinde artış.
  • Bazı hastaların duyabildiği hafif bir “tıklama” sesi.

Biyoprotez (Biyolojik) Kapaklar: Genellikle özel işlemden geçmiş sığır veya domuz kalp dokusundan yapılırlar.

Avantajları:

  • Kan sulandırıcı kullanma zorunluluğunun olmaması (özel durumlar hariç).
  • Daha doğal kan akışı ve sessiz çalışma.

Dezavantajları:

  • Sınırlı dayanıklılık (genellikle 10-20 yıl).
  • Zamanla yıpranarak bozulması ve yeniden ameliyat gerektirme olasılığı.

Genel olarak 60-65 yaş altı genç ve aktif hastalar için dayanıklılığı nedeniyle mekanik kapaklar, 65-70 yaş üstü hastalar için ise kan sulandırıcı gerektirmemesi ve yeniden ameliyat olasılığının daha düşük olması nedeniyle biyoprotez kapaklar daha sık tercih edilir. Ancak bu karar, tamamen hastanın yaşam tarzı, beklentileri ve kişisel tercihleri doğrultusunda, doktoruyla birlikte vereceği ortak bir karardır.

Biküspit aort hastalarında TAVR (kateterle kapak değişimi) bir seçenek midir?

TAVR (Transkateter Aort Kapak İmplantasyonu), son yıllarda aort darlığı tedavisinde çığır açan, daha az invaziv bir yöntemdir. Açık kalp ameliyatı yerine, genellikle kasıktaki atardamardan bir kateter yardımıyla girilerek, sıkıştırılmış yeni bir biyoprotez kapağın kalbe ulaştırılıp daralmış olan eski kapağın içine yerleştirilmesi işlemidir.

Bu yöntem özellikle açık kalp ameliyatı için riski yüksek olan daha yaşlı veya ek sağlık sorunları bulunan hastalar için uygulanabilecek bir alternatiftir. Ancak biküspit aort hastalarında TAVR uygulaması bazı özel zorluklar içerir. Biküspit kapakların dairesel olmayan eliptik yapısı ve düzensiz kireçlenmesi, standart TAVR kapaklarının oturmasını zorlaştırabilir. Bu durum yeni kapağın kenarından sızıntı (paravalvüler kaçak) ve kalıcı kalp pili ihtiyacı gibi riskleri bir miktar artırabilir. Bu nedenle genç ve düşük cerrahi riskli biküspit aort hastaları için, kanıtlanmış uzun dönem sonuçları ve aynı anda aort anevrizmasını onarma imkanı sunan geleneksel açık kalp ameliyatı (SAVR) halen altın standart olarak kabul edilmektedir. TAVR, seçilmiş ve uygun anatomiye sahip biküspit aort hastaları için değerli bir seçenektir.

Biküspit Aort Kapak Ameliyatı Riskleri Nelerdir?

Biküspit aort kapak (BAK) ameliyatı, kapaktaki darlık veya yetmezliği düzeltmek için uygulanan cerrahi bir işlemdir ve genel olarak güvenlidir. Ancak her büyük kalp ameliyatında olduğu gibi bazı riskler taşır. Bunlar arasında enfeksiyon, kanama, pıhtı oluşumu, ritim bozuklukları, inme, kalp yetmezliği veya nadiren ölüm riski yer alır. Ayrıca bazı hastalarda ameliyat sonrası kalp pili gerektirecek ileti sistemi bozuklukları gelişebilir. Riskler, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve cerrahi merkezin deneyimi ile yakından ilişkilidir.

Biküspit aort hastalarının uzun dönemdeki yaşam beklentisi nasıldır?

Bu soruya verilecek en net ve güven verici cevap şudur: Doğru takip ve zamanında yapılan müdahale ile biküspit aort kapakçığı olan bireylerin yaşam beklentisi, genel toplumunkine oldukça yakındır. Modern tıp ve cerrahi teknikleri sayesinde, hastaların normal veya normale yakın bir yaşam süresi ve kalitesi elde etmesi mümkündür.

Ancak burada önemli bir ayrım yapmak gerekir: “genel yaşam beklentisi” ile “olaysız yaşam beklentisi”. Hastalar normal bir ömür sürebilseler de bu yaşam süresi içinde önemli bir kardiyak olay (genellikle cerrahi müdahale) yaşama olasılıkları yüksektir. Çalışmalar hastaların önemli bir kısmının (%25 ila %50) hayatlarının bir döneminde ameliyata ihtiyaç duyacağını göstermektedir. Bu biküspit aort yönetiminin bir sprint değil ömür boyu sürecek bir maraton olduğunu gösterir. Özellikle genç yaşta ameliyat olan bir hastanın, örneğin 15-20 yıl sonra yıpranan bir biyoprotez kapak nedeniyle ikinci bir müdahaleye ihtiyaç duyabileceği akılda tutulmalıdır. Bu “ömür boyu yönetim” konseptini benimsemek, uzun ve sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır.

Biküspit aort teşhisi sonrası ömür boyu takip neden önemlidir?

Biküspit aort kapakçığı, teşhis konulduğu andan itibaren ömür boyu sürecek bir yol arkadaşlığıdır. Durumun ilerleyici doğası nedeniyle, hastanın hiçbir şikayeti olmasa, hatta başarılı bir ameliyat geçirmiş olsa bile ömür boyu kardiyolojik takip altında kalması hayati önem taşır. Bu takibin temel amaçları şunlardır:

  • Kapak fonksiyonlarındaki en ufak bir kötüleşmeyi erken saptamak.
  • Aort damarının çapındaki artışı yakından izlemek.
  • Cerrahi müdahale için en doğru ve en güvenli zamanı belirlemek.
  • Ameliyat sonrası takılan protez kapağın durumunu kontrol etmek.
  • Ameliyatta değiştirilmemiş olan aort damarı kısımlarının takibine devam etmek.
  • Kan basıncı gibi risk faktörlerini sürekli kontrol altında tutmak.

Bu düzenli takip protokolü, hastayı potansiyel tehlikelerden koruyan bir güvenlik ağıdır. Bu ağ sayesinde, komplikasyonlar geri döndürülemez bir hasara yol açmadan önce saptanabilir ve gerekli müdahaleler planlanabilir. Bu proaktif yaklaşım biküspit aort kapakçığı olan hastaların uzun, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerini sağlayan en önemli faktördür.

Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı Sonrası

Ameliyat Türü Aort kapak onarımı, kapak replasmanı (mekanik veya biyolojik), bazı durumlarda aort genişlemesi varsa asendan aort replasmanı.
İyileşme Süresi Ortalama 10-15 gün  kapak tipi ve eşlik eden aort cerrahisi varlığına göre değişir.
İlaç Kullanımı Mekanik kapakta ömür boyu warfarin (INR takibi ile), biyolojik kapakta genellikle kısa süreli antikoagülan tedavi.
INR Takibi Mekanik kapakta hedef genellikle 2.5–3.5; düzenli aralıklarla kontrol gerekir.
Görüntüleme ve Kontrol Düzenli ekokardiyografi ile kapak fonksiyonları ve varsa aort çapı izlenmelidir. İlk yıl daha sık kontrol önerilir.
Komplikasyonlar Kapak disfonksiyonu, tromboemboli, endokardit, aort dilatasyonu, aritmi riski mevcuttur.
Tansiyon Kontrolü Özellikle aort genişlemesi olan hastalarda çok önemlidir; beta blokerler sıklıkla kullanılır.
Fiziksel Aktivite Hafif-orta düzey egzersiz önerilir; ağır kaldırma ve ani basınç artışına yol açan aktiviteler önerilmez.
Beslenme K vitamini dengesine dikkat edilerek (özellikle warfarin kullananlarda) kalp dostu diyet önerilir.
Sigara ve Alkol Kesinlikle önerilmez; aort ve kapak sağlığı açısından ciddi risk oluşturur.
Cinsel Aktivite Fiziksel yeterlilik sağlandığında genellikle 4-6 hafta içinde başlanabilir.
Psikolojik Destek Uzun vadeli ilaç kullanımı ve kontrol gerekliliği, psikolojik destek ihtiyacını doğurabilir.
Araç Kullanımı Genellikle 2-4 hafta sonra refleks ve dikkat uygunluğu sağlandığında başlanabilir.
Kontroller Kardiyoloji takibi ömür boyu gereklidir; cerrahi sonrası ilk yıl içinde sık aralıklarla, sonrasında yıllık takip önerilir.

Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı’nı Yapan Doktorlar ve Hastaneler

Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı'nı kalp ve damar cerrahları ,KVC yoğun bakımı olan özel hastanelerde veya devlet hastanelerinde yapılır.

Türkiye’nin En İyi Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı Yapan Doktorlara Sahip Olmasının Nedenleri

  • Uzman kalp ve damar cerrahları: Türkiye’de Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı cerrahisinde deneyimli, yurt içi ve yurt dışı eğitim almış çok sayıda uzman hekim görev yapmaktadır.
  • Gelişmiş cerrahi teknikler: Robotik cerrahi, minimal invaziv (küçük kesili) yöntemler ve açık kalp cerrahisi gibi birçok teknik başarıyla uygulanmaktadır.
  • Yüksek başarı oranı: Operasyonlarda ölüm ve komplikasyon oranları düşüktür; hastaların çoğu sağlıklı şekilde normal yaşamlarına dönebilmektedir.
  • Donanımlı kalp merkezleri: Üniversite ve özel hastanelerde, ileri teknolojiyle donatılmış ameliyathane ve yoğun bakım üniteleri bulunmaktadır.
  • Erken tanı ve hızlı müdahale: Tetkik, tanı ve operasyon planlaması hızlı ilerler; hastaya özel, zamanında müdahale imkânı sunulur.
  • Kapsamlı hasta takibi: Ameliyat sonrası bakım, düzenli kontroller ve kardiyolojik izlem süreçleri titizlikle yürütülmektedir.
  • Erişilebilir maliyetler: Kaliteli sağlık hizmeti, Avrupa ve Amerika’ya göre çok daha uygun fiyatlarla sunulmaktadır.

Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı Fiyatları 2025

Ortalama Biküspit AORT (BAK) Ameliyatını online ortamda yazamıyoruz. Hastanın durumuna, ameliyatın yapılacağı hastane, İzmir İstanbul veya Ankara gibi ameliyatın yapılacağı şehirlere göre fiyatlar değişmektedir.

Biküspit AORT (BAK) Ameliyatı Olanların Yorumları

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul'un hasta yorumları için Google Haritalar  ve Doktor Takvimi 'ni ziyaret edebilirsiniz.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Biküspit aort kapağıyla yaşamak çoğu zaman ciddi bir risk taşımaz. Ancak kapakta darlık veya yetmezlik gelişirse, kalbi yorup kalp yetmezliği yapabilir ve aort damarında genişleme (anevrizma) riski doğurabilir. İlerlemiş ve tedavi edilmeyen vakalarda hayatı tehdit edebilir. Bu nedenle düzenli kardiyoloji kontrolleri hayati önem taşır.

Biküspit aort için standart bir engel oranı yoktur. Engel oranı, kapağın ve kalbin durumuna göre kişiye özel belirlenir. Sadece iki yapraklı olması engel sayılmaz; ancak ciddi darlık, yetmezlik veya kalpte büyüme varsa sağlık kurulu detaylı değerlendirme yapar.

Kapak fonksiyonları normalse ve aort damarında genişleme yoksa yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi aşırı zorlamayan sporlar yapılabilir. Ancak halter gibi nefes tutmayı, ıkınmayı gerektiren veya rekabetçi sporlar riskli olabilir. En güvenli egzersiz programı için kardiyoloğunuzun onayı şarttır.

Pilotluk için sağlık şartları çok sıkıdır. Biküspit aort kapak tek başına kesin engel olmayabilir; fakat en küçük darlık, yetmezlik veya aort genişlemesi riski bile başvuruyu zorlaştırır. Detaylı kardiyolojik incelemeler sonucu belirleyici olur; pratikte bu tanıyla pilotluk genellikle mümkün olmaz.

Evet, biküspit aort kapağı polislik ve muvazzaf askerlik için genellikle engel kabul edilir. Çünkü bu meslekler yüksek efor ve stres gerektirir; hafif darlık veya yetmezlik dahi olsa “elverişli değildir” kararı alınır. Sağlık yönetmeliklerinde kalp ve damar sağlığı açısından çok net kurallar vardır.

Yıllık kardiyoloji kontrollerini aksatmamak esastır. Tansiyonu ideal seviyede tutmak, ağır yük kaldırmamak, ani efordan kaçınmak gerekir. Diş hekimi müdahalesi veya cerrahi öncesinde durumu doktorunuza bildirin; enfeksiyon riskine karşı antibiyotik önerilebilir.

Biküspit kapak tek başına genellikle ağrı yapmaz. Ancak kapakta ciddi darlık veya kaçak gelişirse eforla göğüste baskı, sıkışma, ağrı olabilir. Bu şikayetler varsa vakit kaybetmeden kardiyoloğa başvurulmalıdır.

Ameliyat kararı, darlığın veya kaçağın ciddiyeti, kalbin yorulma düzeyi ve aort damarında genişleme olup olmamasına göre verilir. Darlık ciddi ise, aort çapı 5.0-5.5 cm’ye ulaşırsa veya kalp büyümeye başlarsa ameliyat düşünülür. Göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bayılma önemli ameliyat sinyalleridir.

Son Güncellenme: 5 November 2025

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Call Now Button