Kalp anevrizması, kalp kasının bir bölgesinde duvarın zayıflaması sonucu anormal balonlaşma oluşmasıdır. Genellikle kalp krizi sonrası zedelenen miyokard dokusunda gelişir ve kalbin pompalama gücünü azaltarak dolaşımı olumsuz etkiler.
Kalp anevrizması nedenleri arasında geçirilmiş miyokard enfarktüsü, kalp kası iltihabı, travma ve bazı doğuştan kalp hastalıkları yer alır. Duvar zayıflığı ilerledikçe anevrizma büyüyebilir ve yırtılma riski artar.
Kalp anevrizması tanısında ekokardiyografi, manyetik rezonans görüntüleme ve bilgisayarlı tomografi kullanılır. Bu yöntemler, anevrizmanın boyutunu, yerini ve kalp fonksiyonlarına etkisini belirlemede önemlidir.
Kalp anevrizması tedavisi, anevrizmanın büyüklüğü, yırtılma riski ve hastanın genel durumuna göre planlanır. İlaç tedavisi ile semptomlar kontrol altına alınabilir, ancak yüksek riskli vakalarda cerrahi onarım veya anevrizma rezeksiyonu uygulanır.
| Tıbbi Adı | Kardiyak Anevrizma |
| Sık Kullanım Alanları | – Genellikle kalp krizi sonrası kalp duvarında gelişen anevrizmalar- Nadir olarak doğuştan veya travmaya bağlı kalp duvarı genişlemeleri |
| Sık Görülen Belirtiler | – Göğüs ağrısı- Nefes darlığı- Çabuk yorulma- Kalp ritim bozuklukları- Bazen belirti vermeyebilir |
| Nedenleri | – Kalp krizi (miyokard enfarktüsü) sonrası kalp kası duvarında zayıflama- Doğumsal bağ dokusu hastalıkları- Travma- Enfeksiyonlar |
| Risk Faktörleri | – Geçirilmiş kalp krizi- Hipertansiyon- Sigara kullanımı- Ailede anevrizma öyküsü |
| Komplikasyonlar | – Kalp yetmezliği- Ritim bozuklukları (aritmi)- Kalp duvarında yırtılma (ruptür)- Kalpte pıhtı oluşumu ve emboli |
| Tanı Yöntemleri | – Ekokardiyografi (EKO)- Kardiyak MR- BT anjiyografi- Anjiyografi |
| Tedavi Yöntemleri | – Düzenli kardiyolojik takip- İlaç tedavisi (kalp yetmezliği ve ritim bozuklukları için)- Gerekirse cerrahi onarım |
| Önleme Yöntemleri | – Kalp krizi riskinin azaltılması- Tansiyon ve kolesterol kontrolü- Sağlıklı yaşam tarzı- Düzenli kardiyoloji kontrolleri |
Kalp Anevrizması Nedir?
Kalp anevrizması, genellikle kalp krizi sonrası kalp kasının zayıflayan bir bölgesinde oluşan, baloncuk şeklinde genişlemiş anormal yapıdır. En sık sol ventrikülde (kalbin sol alt odacığı) görülür. Bu bölge normal şekilde kasılamaz, bu da kalp fonksiyonunu olumsuz etkiler. Kalp yetersizliği, ritim bozuklukları ve pıhtı oluşumu gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tanı görüntüleme yöntemleriyle konur; tedavi duruma göre ilaç, izlem veya cerrahi olabilir.
Kalp Anevrizmaları Neden Tehlikelidir?
Anevrizmalar genellikle sessizce büyüdükleri için tehlikelidir ve en büyük korku, bu baloncuğun aniden patlamasıdır. Zamanla genişleyen anevrizmanın duvarı giderek incelir ve zayıflar, tıpkı çok fazla şişirilen bir balonun patlama riskinin artması gibi. Anevrizmaların taşıdığı başlıca tehlikeler şunlardır:
- Yırtılma (Rüptür)
- Duvar Katmanlarının Ayrışması (Diseksiyon)
- Kan Pıhtısı Oluşumu (Tromboz)
Yırtılma veya diseksiyon, hayatı tehdit eden iç kanamaya yol açan ve acil cerrahi müdahale gerektiren durumlardır. Bunun ötesinde, anevrizma kesesi içinde kan akışı yavaşladığı için pıhtılar oluşabilir. Bu pıhtılardan kopan bir parça, kan dolaşımıyla beyne giderek felce, kalbe giderek kalp krizine veya diğer organlara giderek ciddi hasarlara neden olabilir.
Aort Anevrizması ve Ventriküler Anevrizma Arasındaki Fark Nedir?
“Kalp anevrizması” terimi iki farklı durumu ifade edebilir ve bu ayrımı bilmek, hastalığın doğasını ve tedavisini anlamak için önemlidir. Aort anevrizmasını vücudun ana su borusunda (tesisatında) bir sorun olarak ventriküler anevrizmayı ise doğrudan kalp motorunun kendisinde yapısal bir hasar olarak düşünebiliriz.
Aort Anevrizması, kalpten çıkan ve tüm vücuda kan dağıtan en büyük atardamar olan aortun duvarında oluşur. Genellikle damar sertliği ve yüksek tansiyon gibi damar sistemini etkileyen genel sorunlardan kaynaklanır.
Ventriküler Anevrizma ise doğrudan kalbin pompalama odacıkları olan karıncıkların (ventriküllerin) duvarında meydana gelir. Bu durum vakaların çok büyük bir kısmında, daha önceden geçirilmiş ağır bir kalp krizi sonrasında ölen kalp kası dokusunun yerini alan zayıf bir yara dokusundan kaynaklanır.
Bu iki durumu birbirinden ayıran temel noktalar şunlardır:
Aort Anevrizması için temel noktalar:
Konum: Ana Atardamar (Aort)
Neden: Damar Sertliği, Yüksek Tansiyon
Benzetme: Vücudun Ana Tesisat Borusu
Ventriküler Anevrizma için temel noktalar:
Konum: Kalp Kası (Ventrikül)
Neden: Geçirilmiş Kalp Krizi
Benzetme: Kalp Motorunun Yapısal Hasarı
Gerçek Anevrizma ve Yalancı Anevrizma (Psödoanevrizma) Ne Anlama Gelir?
Bu ayrım, anevrizmanın taşıdığı risk ve tedavinin aciliyeti açısından hayati önem taşır. Gerçek anevrizmada, damar duvarı tüm katmanlarıyla birlikte bütünlüğünü koruyarak bir bütün olarak dışarı doğru balonlaşır. Duvar incelmiş olsa da hala damarın kendi katmanlarından oluşur. Bu nedenle olgunlaşmış ve sertleşmiş gerçek anevrizmaların yırtılma riski daha düşüktür.
Yalancı anevrizma (psödoanevrizma) ise aslında tam bir yırtıktır. Kalp duvarı tamamen yırtılmış, ancak kanama etraftaki yapışık kalp zarı (perikard) veya yara dokusu tarafından geçici olarak durdurulmuştur. Bu adeta patlamış bir borunun etrafına sarılmış ince bir bant gibidir. Duvarı kalp kası içermediği için son derece kırılgandır. Bu iki tip arasındaki en kritik fark, yırtılma riskleridir.
Gerçek Anevrizma: Düşük Yırtılma Riski (Olgunlaştıktan Sonra)
Yalancı Anevrizma: Çok Yüksek Yırtılma Riski (%30-45)
Yalancı Anevrizma: Acil Cerrahi Gerekliliği
Bu yüksek risk nedeniyle, yalancı anevrizma teşhisi neredeyse her zaman acil ameliyat anlamına gelir.
Aort Anevrizması Nasıl Gelişir ve Kalp Damar Genişlemesi Neden Olur?
Aort, vücudun en büyük atardamarıdır ve kalpten aldığı yüksek basınçlı kanı tüm organlara taşır. Bu basınca dayanabilmesi için duvarları çok katmanlı ve sağlamdır. Ancak yıllar içinde bu sağlam yapı zayıflayabilir. Kalp damar genişlemesi, yani anevrizma oluşumunun en sık nedeni damar sertliğidir (ateroskleroz). Damar duvarlarında biriken yağ ve kireç (plaklar), duvarların esnekliğini kaybetmesine ve zayıflamasına yol açar. Yüksek tansiyon ise bu zayıflamış duvarlara sürekli olarak aşırı bir güç uygulayarak süreci hızlandırır. Sigara kullanımı da damar duvarına doğrudan zarar vererek bu riski katlar. Bazen de sorun genetiktir. Marfan sendromu gibi bazı bağ dokusu hastalıkları, aort duvarının doğuştan zayıf olmasına neden olur ve bu durum genç yaşta aort anevrizması gelişimine zemin hazırlayabilir.
Aort Anevrizmasının Ana Tipleri Nelerdir?
Aort anevrizmaları, vücutta bulundukları yere göre iki ana tipe ayrılır:
- Abdominal Aort Anevrizması (AAA)
- Torasik Aort Anevrizması (TAA)
AAA, en sık görülen türdür ve aortun karın bölgesinden geçen kısmında oluşur. TAA ise daha nadirdir ve aortun göğüs kafesi içindeki bölümünde (kalpten çıktığı yer, sırt boyunca indiği yer veya damarın kavis yaptığı bölge) meydana gelir.
Aort Anevrizması İçin Kimler Risk Altındadır?
Bazı faktörler aort anevrizması geliştirme riskini önemli ölçüde artırır. Bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlasına sahipseniz, düzenli kontrol yaptırmanız önem kazanır:
- Sigara Kullanımı (En Güçlü Risk Faktörü)
- 65 Yaş Üzeri Olmak
- Erkek Cinsiyeti
- Ailede Anevrizma Öyküsü
- Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon)
- Damar Sertliği (Ateroskleroz)
- Genetik Bağ Dokusu Hastalıkları (Marfan Sendromu vb.)
Aort Anevrizması Belirtileri Nelerdir?
Aort anevrizmaları genellikle hiçbir belirti vermeden, yavaş yavaş büyürler. Bu nedenle “sessiz katil” olarak da adlandırılırlar ve çoğu zaman başka bir nedenle yapılan karın ultrasonu veya tomografi sırasında tesadüfen saptanırlar. Anevrizma yeterince büyüdüğünde ise bulunduğu yere göre belirtiler verebilir.
Karında aort anevrizması belirtileri şunları içerebilir:
- Karında veya sırtta derin, sürekli bir ağrı
- Göbek deliği çevresinde kalbinizin atışını hissetmeniz gibi bir nabız hissi
Torasik aort anevrizması belirtileri ise şunlardır:
- Göğüs veya sırtın üst kısmında ağrı
- İnatçı ve nedeni açıklanamayan öksürük
- Ses kısıklığı (ses tellerine giden sinire baskı yapması sonucu)
- Nefes alma veya yutkunmada zorluk (soluk veya yemek borusuna baskı yapması sonucu)
Aort Anevrizması Tanısı Nasıl Konur ve Tarama Neden Önemlidir?
Anevrizmalar genellikle belirti vermediği için, özellikle risk grubundaki kişilerin taranması hayat kurtarıcıdır. ABD Önleyici Hizmetler Görev Gücü gibi kuruluşlar, sigara içme öyküsü olan 65-75 yaş arası tüm erkeklerin hayatlarında en az bir kez karın ultrasonu ile taranmasını önermektedir. Bu basit, ağrısız ve ucuz test, ölümcül olabilecek bir anevrizmayı erken evrede yakalayabilir. Tanı koymak için kullanılan başlıca görüntüleme yöntemleri şunlardır:
- Ultrason (Özellikle tarama için)
- Ekokardiyografi (EKO)
- Bilgisayarlı Tomografi (BT)
- Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme
Bu testler arasında BT, anevrizmanın boyutunu, yerini ve şeklini en detaylı gösteren ve ameliyat planlaması için altın standart kabul edilen yöntemdir.
Kalpte Baloncuk Neden Olur ve Ventriküler Anevrizma Nasıl Oluşur?
Hastaların sıkça merak ettiği “kalpte baloncuk neden olur” sorusunun en yaygın cevabı, geçirilmiş büyük bir kalp krizidir. Kalp krizi sırasında, kalbi besleyen koroner damarlardan biri tıkandığında, o damarın beslediği kalp kası bölgesi kansız kalarak ölür. Vücut, bu ölü kas dokusunu temizler ve yerine kasılma yeteneği olmayan, esnek bir yara dokusu (skar) oluşturur. Sağlıklı kalp kası her kasıldığında kanı ileriye doğru pompalarken, bu kasılmayan zayıf yara dokusu, içerideki yüksek basınca direnemez ve bir balon gibi dışarı doğru şişer. Zamanla bu şişkinlik kalıcı hale gelir ve ventriküler anevrizma dediğimiz yapı oluşur.
Ventriküler Anevrizma İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
Bir kalp krizi sonrası anevrizma gelişme riskini artıran bazı durumlar vardır. Kalp krizinin ne kadar şiddetli olduğu ve ne kadar hızlı müdahale edildiği, bu uzun vadeli komplikasyonun gelişip gelişmeyeceğini belirleyen en önemli faktörlerdir:
- Kalbin ön duvarını besleyen damarın (LAD) tam tıkanması
- Tıkalı damarın anjiyoplasti gibi yöntemlerle zamanında açılamaması
- Yetersiz alternatif kan damarları (kollateraller)
- Kalp duvarının tüm katmanlarını etkileyen büyük bir kalp krizi (Transmural MI)
Ventriküler Kalp Anevrizma Belirtileri Nelerdir?
Küçük anevrizmalar yıllarca belirti vermeyebilir. Ancak anevrizma büyüdükçe, kalbin genel pompalama gücünü düşürür ve bu durum kalp ve damar hastalıkları içinde önemli bir yeri olan kalp yetmezliğine yol açar. Belirtiler ortaya çıktığında, bunlar genellikle kalp yetmezliği semptomlarıdır ve şunları içerir:
- Nefes darlığı (Özellikle eforla veya gece yatarken)
- Sürekli yorgunluk ve halsizlik
- Ayak bilekleri ve bacaklarda şişlik (Ödem)
- Göğüs ağrısı (Anjina)
- Çarpıntı (Aritmi)
Ventriküler Anevrizmanın Olası Komplikasyonları Nelerdir?
Ventriküler anevrizmanın yol açabileceği ciddi sorunlar şunlardır: Bu komplikasyonlar, hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir ve hayatı tehdit edebilir:
- İlerleyici Kalp Yetmezliği
- Kan Pıhtısı ve Felç Riski (Tromboembolizm)
- Hayatı Tehdit Eden Ritim Bozuklukları (Ventriküler Aritmiler)
Özellikle anevrizma kesesi içinde oluşan pıhtının beyne atması, kalıcı felçlere neden olabilen en tehlikeli sonuçlardan biridir. Yara dokusu ile sağlıklı kas dokusu arasındaki sınır bölgesi ise tehlikeli ritim bozukluklarının kaynağı olabilir.
Ventriküler Anevrizma Tanısında Hangi Testler Kullanılır?
Tanıyı kesinleştirmek için çeşitli testler kullanılır. Bu testler, anevrizmanın varlığını doğrulamak, boyutunu ölçmek, kalp fonksiyonları üzerindeki etkisini değerlendirmek ve olası bir pıhtıyı tespit etmek için yapılır:
- Elektrokardiyogram (EKG)
- Göğüs Röntgeni
- Ekokardiyografi (EKO) (En önemli tanı aracı)
- Kardiyak MR
- Kalp Kateterizasyonu (Anjiyografi)
Bu testler arasında EKO, anevrizmayı doğrudan görüntüleyebilmesi, pıhtı varlığını kontrol edebilmesi ve kalbin pompalama gücünü (ejeksiyon fraksiyonu) ölçebilmesi nedeniyle kilit rol oynar.
Her Anevrizma İçin Kalp Anevrizma Tedavisi Gerekli midir?
Hayır, her anevrizma acil ameliyat gerektirmez. Özellikle küçük, yavaş büyüyen ve belirti vermeyen anevrizmalarda, ameliyatın kendi riskleri, anevrizmanın o anki riskinden daha fazla olabilir. Bu durumlarda “dikkatli bekleyiş” olarak adlandırılan bir strateji izlenir. Bu hastanın kendi haline bırakıldığı anlamına gelmez. Aksine, hastanın çok daha yakından takip edildiği ve risk faktörlerinin agresif bir şekilde kontrol altına alındığı aktif bir süreçtir. Cerrahi dışı yönetim şu temel unsurları içerir:
- Kan basıncı kontrolü için ilaçlar
- Kolesterol düşürücü ilaçlar (Statinler)
- Kan sulandırıcılar (Özellikle ventriküler anevrizmada pıhtı riskine karşı)
- Sigaranın kesinlikle bırakılması
- Düzenli görüntüleme ile takip (6-12 ayda bir)
Aort Anevrizması Ameliyatına Ne Zaman Karar Verilir?
Ameliyat kararı, anevrizmanın yırtılma riskinin, ameliyatın risklerinden daha yüksek olduğu noktada verilir. Bu karar, anevrizmanın boyutu, büyüme hızı, hastanın genel sağlık durumu ve belirtilerin varlığı gibi birçok faktöre bağlıdır. Cerrahi müdahale genellikle aşağıdaki durumlarda gerekli hale gelir:
- Belirli bir çapa ulaşma (Genellikle karın için 5.5 cm, göğüs için 5-6 cm)
- Hızlı büyüme (Yılda 1 cm’den fazla)
- Ağrı gibi belirtilerin ortaya çıkması
- Yırtılma veya diseksiyon (Acil durum)
Açık ve Endovasküler (EVAR/TEVAR) Aort Anevrizması Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Aort anevrizması için iki ana cerrahi yaklaşım vardır. Açık cerrahi, geleneksel yöntemdir. Karın veya göğüs duvarına büyük bir kesi yapılarak anevrizmalı damar bölgesine doğrudan ulaşılır. Bu hasarlı kısım çıkarılır ve yerine Dakron gibi sentetik bir malzemeden yapılmış sağlam bir boru (greft) dikilir. Bu son derece etkili ancak iyileşme süreci daha uzun olan büyük bir ameliyattır.
Endovasküler onarım (EVAR/TEVAR) ise daha modern ve minimal invaziv bir yöntemdir. Kasıktan yapılan küçük bir kesiden girilerek, kateter adı verilen ince bir tüp yardımıyla anevrizmanın içine kadar ilerlenir. Bu kateterin içinden, kumaş kaplı metal bir stent (stent-greft) anevrizmanın içine yerleştirilir. Stent-greft açıldığında kan akışı için yeni bir yol oluşturur ve anevrizma kesesini basınçtan koruyarak devre dışı bırakır. Bu yöntemin avantajı, daha küçük kesi, daha az ağrı ve çok daha hızlı iyileşme süresidir. Ancak her hastanın damar anatomisi bu yönteme uygun olmayabilir.
Ventriküler Anevrizma Ameliyatına Hangi Durumlarda Karar Verilir?
Ventriküler anevrizma ameliyatı ilaç tedavisine rağmen hastanın yaşam kalitesini bozan veya hayatını tehdit eden ciddi sorunlar ortaya çıktığında düşünülür. Ameliyat kararı genellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen ciddi durumlarda alınır:
- İlerleyen kalp yetmezliği belirtileri
- Kontrol altına alınamayan göğüs ağrısı
- Tehlikeli ritim bozuklukları
- Pıhtı atması (Emboli) öyküsü
Sol Ventrikül Rekonstrüksiyonu ve Dor Prosedürü Nedir?
Ventriküler anevrizma ameliyatının amacı sadece hasarlı dokuyu çıkarmak değil aynı zamanda kalbin bozulmuş geometrisini düzelterek pompalama işlevini iyileştirmektir. Sol Ventrikül Rekonstrüksiyonu (SVR) adı verilen bu ameliyatta, kasılmayan yara dokusu (anevrizma) çıkarılır ve kalbin kalan sağlıklı kısımları, kalbin daha verimli çalışmasını sağlayacak şekilde yeniden birleştirilir.
Dor Prosedürü, bu rekonstrüksiyon işleminin daha rafine ve özel bir tekniğidir. Bu yöntemde amaç kalp krizinin neden olduğu verimsiz, küresel kalp şeklini, kalbin orijinal, daha verimli olan konik/eliptik şekline geri döndürmektir. Cerrah, anevrizmanın tabanına dairesel bir dikiş atarak ve genellikle bir yama kullanarak işlevsiz bölgeyi kalp boşluğundan ayırır. Bu sadece bir onarım değil kalbin mekanik verimliliğini artıran bir mühendislik çözümüdür ve genellikle koroner bypass ameliyatı ile birlikte yapılır.
Anevrizma Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Ameliyat sonrası iyileşme, yapılan ameliyatın türüne göre değişir. Açık cerrahi sonrası hastalar birkaç gün yoğun bakımda kalır ve toplamda bir hafta kadar hastanede yatarlar. Tamamen normal hayata dönüş 2-3 ayı bulabilir. Endovasküler (kapalı) yöntemlerde ise bu süreler çok daha kısadır. İyileşmenin ilk haftalarında dikkat edilmesi gereken bazı kısıtlamalar vardır:
- Araba kullanmamak (Genellikle 4-6 hafta)
- Ağır kaldırmamak (5 kg’dan fazla)
- Yorucu egzersizlerden kaçınmak
- Yara bakımına özen göstermek
Aort Hastası Ne Kadar Yaşar ve Uzun Dönem Sonuçlar Nasıldır?
Bu hastaların ve yakınlarının en çok merak ettiği sorulardan biridir. Başarılı bir anevrizma ameliyatı bir son değil sağlıklı bir yaşam için yeni bir başlangıçtır. Gerek aort anevrizması gerekse ventriküler anevrizma onarımı sonrası uzun dönem yaşam beklentisi oldukça iyidir ve birçok hasta normal yaşam sürelerine ulaşır. Ancak bu büyük ölçüde hastanın ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine ne kadar uyum sağladığına, sigarayı bırakıp bırakmadığına ve tansiyon gibi diğer risk faktörlerini kontrol altında tutup tutmadığına bağlıdır. Başarılı bir ameliyat ve iyi bir medikal takip ile hastaların yaşam kalitesi ve beklentisi önemli ölçüde artar.
Ameliyat Sonrası Hangi Yaşam Tarzı Değişiklikleri Önemlidir?
Ameliyat, mekanik sorunu çözer ancak altta yatan damar hastalığını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle uzun dönemli başarı için yaşam tarzınızda yapmanız gereken en önemli değişiklikler şunlardır:
- Sigarayı tamamen ve kesinlikle bırakmak
- Kalp dostu beslenme (Tuz, doymuş yağ ve işlenmiş gıdalardan fakir)
- Tansiyonu ideal seviyelerde kontrol altında tutmak
- Stres yönetimi tekniklerini öğrenmek
- Doktorunuzun onayladığı düzenli ve ölçülü fiziksel aktivite (Yürüyüş, yüzme vb.)
Kardiyak Rehabilitasyon Nedir ve İyileşmeye Nasıl Yardımcı Olur?
Kardiyak rehabilitasyon, kalp ameliyatı veya kalp krizi sonrası iyileşme sürecini hızlandırmak ve gelecekteki kalp sorunlarını önlemek için tasarlanmış, tıbbi olarak denetlenen kapsamlı bir programdır. Bu program sadece egzersizden ibaret değildir. İçerisinde egzersiz eğitimi, kalp sağlığı ve beslenme konusunda eğitim, danışmanlık ve psikolojik destek bulunur. Kardiyak rehabilitasyonun, ölüm riskini azalttığı ve yaşam kalitesini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu iyileşme sürecinizin en önemli parçalarından biridir ve mutlaka katılmanız önerilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Kalp anevrizması neden oluşur?
Kalp anevrizmasının en sık görülen belirtileri nelerdir?
Kalp anevrizması kimlerde daha sık görülür?
Kalp anevrizması gebelikte risk oluşturur mu?
Kalp anevrizması hangi komplikasyonlara yol açabilir?
Kalp anevrizması nasıl teşhis edilir?
Kalp anevrizması ilaçla tedavi edilebilir mi?
Kalp anevrizması için hangi cerrahi yöntemler uygulanır?
Kalp anevrizması sonrası yaşam tarzında nelere dikkat edilmelidir?
Kalp anevrizmasının prognozu nasıldır?

Prof. Dr. Yavuz Beşoğul, 25 yılı aşkın deneyime sahip bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanıdır. Türkiye’de kapalı kalp ve atan kalpte bypass ameliyatlarının öncülerindendir. Bugüne kadar binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiş, ulusal ve uluslararası dergilerde 100’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır.
