Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD), ileri evre kalp yetmezliğiyle mücadele eden hastalar için hayatı temelden değiştiren, modern ve etkili bir tedavi yöntemidir. Mevcut medikal tedaviler artık semptomları kontrol altında tutmakta yetersiz kaldığında, bu ileri teknoloji ürünü cihazlar devreye girerek hem yaşam süresini uzatır hem de yaşam kalitesini anlamlı bir şekilde artırır. LVAD, yalnızca hayatta kalmayı sağlamanın ötesinde, size ve sevdiklerinize yeniden daha aktif, daha enerjik ve umut dolu bir geleceğin kapılarını aralamak için tasarlanmış güçlü bir tıbbi çözümdür.

Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) nedir ve kalbin işlevine nasıl yardımcı olur?

Sol Ventrikül Destek Cihazı’nı, yorulmuş ve artık tüm vücuda yeterince kan pompalayamayan kalbinize destek olan minyatür bir “yardımcı motor” gibi düşünebilirsiniz. Bu cihaz, bir kalp nakli değildir; aksine sizin kendi kalbinizle birlikte onun en önemli görevini, yani vücuda temiz kan pompalama işini üstlenerek çalışır. Kalbinizin en çok çalışan ve en çok yorulan odacığı olan sol ventrikülden (sol karıncık) kanı alır ve doğrudan vücudunuzun ana atardamarı olan aorta yönlendirir.

Bu sayede beyninizden böbreklerinize kadar tüm hayati organlarınız ihtiyaç duydukları oksijen ve besin dolu kana yeniden kavuşur. LVAD, kalbinizin üzerindeki ağır yükü hafifleterek onun dinlenmesine olanak tanırken, sizin de yeniden nefes almanızı, enerjinizi toplamanızı ve hayata daha aktif bir şekilde katılmanızı sağlar.

Bu akıllı sistem, birbiriyle mükemmel bir uyum içinde çalışan birkaç parçadan oluşur. Cihazın ana pompası, cerrahi bir operasyonla göğüs kafesinizin içine, kalbinizin hemen yakınına yerleştirilir. Bu pompa, vücudun dışındaki bir güç kaynağına, karın duvarınızdan çıkarılan ince bir kablo (driveline) aracılığıyla bağlanır. Bu kablo, cihazın enerji almasını ve çalışmasını sağlar. Vücudunuzun dışında taşıyacağınız küçük bir kontrol ünitesi ise adeta cihazın beyni gibidir; pompanın çalışmasını denetler ve size gerekli bilgileri sunar. Gücünü ise yanınızda taşıyabileceğiniz şarj edilebilir pillerden veya evde doğrudan elektrik prizinden alır.

Modern LVAD’ların en ilginç özelliklerinden biri, kanı kalbin doğal ritmi gibi “vurulu” bir şekilde değil sürekli bir nehir akışı gibi pompalamasıdır. Bu durumun pratik bir sonucu olarak çoğu hastada bilekten veya boyundan bildiğimiz anlamda bir nabız hissedilmez. Bu kesinlikle endişelenecek bir durum değildir; tam aksine, cihazın görevini başarıyla yerine getirdiğinin bir işaretidir. Bu nedenle kan basıncı ölçümleri, özel bir Doppler cihazıyla yapılır.

Hangi durumlarda bir Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) tedavisi önerilir ve bu tedavinin farklı amaçları nelerdir?

LVAD tedavisi, kalp yetmezliğinin artık son evreye geldiği, mevcut en iyi ilaç tedavilerinin ve diğer yöntemlerin semptomları kontrol etmekte yetersiz kaldığı hastalar için düşünülür. Bir hasta için bu tedavinin gündeme gelmesi, genellikle hayat kalitesinin ciddi şekilde düştüğü, sürekli nefes darlığı, yorgunluk ve hastaneye sık yatışlar gibi durumların yaşandığı bir döneme denk gelir.

Her hastanın durumu ve gelecek beklentisi farklı olduğu için, LVAD tedavisinin amacı da kişiye özel olarak belirlenir. Bu amaçları, hastamız için çizilen farklı “yol haritaları” olarak düşünebiliriz. Bu yol haritalarının başlıcaları şunlardır:

  • Kalp Nakline Köprü Tedavisi (Bridge-to-Transplant): Bu LVAD’ın en bilinen kullanım amacıdır. Kalp nakli olması gereken ancak uygun bir kalp bulunana kadar beklemek zorunda olan hastalar için bir “yaşam köprüsü” kurar. LVAD, bekleme süresince hastayı hayatta ve organlarını sağlıklı tutar, böylece nakil için en iyi koşullarda hazır olmasını sağlar.
  • Kalıcı Destek Tedavisi (Destination Therapy): Bazı hastalar ileri yaş veya ek sağlık sorunları (şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi) nedeniyle kalp nakli için uygun aday olmayabilirler. Bu durumda LVAD, bir köprü değil tedavinin kendisi, yani kalıcı bir çözüm haline gelir. Amaç hastanın ömrünün geri kalanını cihazla birlikte mümkün olan en yüksek kalitede ve konforda geçirmesini sağlamaktır. Teknolojideki gelişmeler sayesinde, LVAD’lar artık yıllarca sorunsuz çalışabilmekte ve bu hastalara paha biçilmez bir yaşam süresi ve kalitesi sunmaktadır.
  • Kalbin İyileşmesine Fırsat Tanıyan Köprü (Bridge-to-Recovery): Nadiren de olsa, kalp yetmezliğine neden olan durum geçici olabilir (örneğin gebelik sırasında gelişen veya ağır bir enfeksiyona bağlı kalp kası zayıflığı). Bu tür durumlarda LVAD, kalbin yükünü bir süreliğine devralarak ona “iyileşme tatili” yapma fırsatı verir. Kalp yeterince güçlendiğinde, cihaz cerrahi olarak çıkarılabilir ve hasta kendi kalbiyle hayatına devam edebilir. Bu tedavinin en yüz güldürücü sonuçlarından biridir.
  • Nakil Adaylığına Köprü (Bridge-to-Candidacy): Bazen hastalar, kalp yetmezliğinin diğer organlara verdiği hasar (örneğin akciğer tansiyonunun çok yüksek olması) nedeniyle başlangıçta nakil için uygun görülmezler. LVAD, kan dolaşımını düzelterek bu organların iyileşmesini sağlayabilir. Organ fonksiyonları normale döndüğünde, hasta artık kalp nakli için uygun bir aday haline gelebilir.

Bir hastanın Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) adayı olup olmadığına nasıl karar verilir ve INTERMACS profilleri bu süreçte ne anlama gelir?

Bir hastanın LVAD adayı olup olmadığına karar vermek, tek bir hekimin değil kardiyologlar, kalp cerrahları, LVAD koordinatörleri, psikologlar ve diyetisyenlerden oluşan büyük bir ekibin ortaklaşa yürüttüğü, son derece detaylı bir değerlendirme sürecidir. Bu süreçte sadece kalbin durumu değil hastanın genel sağlığı, psikolojik durumu ve bu büyük değişime ne kadar hazır olduğu da göz önünde bulundurulur.

Genel olarak bir hastanın LVAD adayı olabilmesi için bazı temel tıbbi kriterleri karşılaması beklenir. Bu kriterlerden bazıları şunlardır:

  • Kullanılan tüm güçlü ilaçlara rağmen devam eden ve günlük yaşamı imkansız kılan ileri evre kalp yetmezliği semptomları (NYHA Sınıf III-IV).
  • Kalbin pompalama gücünün (Ejeksiyon Fraksiyonu – EF) kritik seviyede, genellikle %25’in altında olması.
  • Kalp yetmezliği nedeniyle böbrek veya karaciğer gibi diğer hayati organların fonksiyonlarının bozulmaya başlaması.
  • Hayatta kalabilmek için sürekli damardan verilen kalp güçlendirici ilaçlara (inotrop) bağımlı hale gelinmesi.
  • Son bir yıl içinde kalp yetmezliği nedeniyle sık sık hastaneye yatış gerekliliği.

Bu kriterlerin yanı sıra doğru zamanlama da en az doğru hasta seçimi kadar hayati bir öneme sahiptir. İşte bu noktada INTERMACS adı verilen bir sınıflandırma sistemi devreye girer. INTERMACS, hastanın klinik durumunun aciliyetini 1’den 7’ye kadar bir ölçekte değerlendiren bir “zamanlama cetveli”dir.

  • INTERMACS 1: Hasta kritik durumdadır, yoğun bakımda yaşam destek makinelerine bağlıdır. Bu aşamada ameliyat çok risklidir.
  • INTERMACS 2-3: Hasta hastanededir ve sürekli damardan ilaç desteğine bağımlıdır. Durumu kırılgandır ve kötüleşmeye meyillidir.
  • INTERMACS 4: Hasta evindedir ancak en ufak bir eforla (giyinmek gibi) bile ciddi nefes darlığı yaşamaktadır.

Ameliyattan en iyi sonuçların alındığı “altın pencere,” genellikle hastaların INTERMACS profil 3 ve 4’te olduğu dönemdir. Yani hasta, henüz durumu kritik şok tablosuna girmeden, ancak evdeki yaşam kalitesi de sürdürülemez hale geldiğinde ameliyat edildiğinde başarı şansı en yükseğe çıkar. Bu hassas dengeyi yakalamak, tedavinin başarısındaki en önemli anahtarlardan biridir.

Son olarak bu tedavinin her hasta için uygun olmadığını da bilmek gerekir. Tedavi edilemeyen kanser gibi ek ciddi hastalıklar veya hastanın ve ailesinin bu zorlu süreci yönetecek yeterli sosyal ve psikolojik desteğe sahip olmaması gibi durumlar tedavinin önünde bir engel teşkil edebilir.

Bir Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) ameliyatı öncesinde, sırasında ve sonrasında hastanede beni neler bekliyor?

LVAD ameliyatı bir günde olup biten bir olay değil haftalar süren, dikkatle planlanmış bir yolculuktur. Bu yolculuk, hastanın ve ailesinin her adımda bilgilendirildiği ve sürece aktif olarak katıldığı bir takım çalışmasıdır.

Ameliyat Öncesi Hazırlık Dönemi

Ameliyattan birkaç gün önce hastaneye yatışınız yapılır. Bu dönem, sizi ameliyata en güvenli şekilde hazırlamak için bir dizi test ve değerlendirmeyi içerir. Ekip, sizinle ve ailenizle yakından ilgilenerek tüm süreci detaylıca anlatır. Bu hazırlık dönemindeki bazı adımlar şunlardır:

Kapsamlı kan testleri

  • Kalbinizin yapısını ve fonksiyonlarını detaylı gösteren ekokardiyografi (EKO)
  • Akciğer filmi ve gerekirse bilgisayarlı tomografi (BT)
  • Sağ kalp fonksiyonlarını ölçmek için kalp kateterizasyonu

Aynı zamanda, siz ve size bakım verecek olan yakınınız (bakıcınız), cihazın kullanımı, pillerin değişimi ve pansuman yapımı gibi konularda ilk eğitimlerinizi almaya başlarsınız.

Ameliyat Günü

LVAD implantasyonu, yaklaşık 4 ila 6 saat süren büyük bir açık kalp ameliyatıdır. Ameliyat genel anestezi altında, yani siz tamamen uyurken gerçekleştirilir. Cerrah, göğüs kemiğinizi açarak kalbinize ulaşır. Ameliyat sırasında kalbiniz geçici olarak durdurulur ve bu esnada kan dolaşımınız bir kalp-akciğer makinesi tarafından sağlanır. Cerrah, pompayı kalbinizin sol karıncığına ve aort damarınıza dikkatlice yerleştirir. Güç kablosunu (driveline) ise karın duvarınızdan dışarı çıkarır. Tüm bağlantılar tamamlandıktan ve cihazın çalıştığı kontrol edildikten sonra, kalp-akciğer makinesinden ayrılırsınız ve LVAD kan pompalamaya başlar.

Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Ameliyat sonrası ilk birkaç gününüzü yoğun bakım ünitesinde geçirirsiniz. Burada solunum cihazına bağlı olabilir ve çok yakından takip edilirsiniz. Durumunuz stabilleştiğinde, iyileşme sürecinin devam edeceği kardiyoloji servisine alınırsınız. Hastanede kalış süreniz, iyileşme hızınıza bağlı olarak ortalama 2 ila 4 hafta arasında değişir. Bu dönemde fizyoterapistler eşliğinde yavaş yavaş ayağa kalkmaya, yürümeye ve gücünüzü yeniden kazanmaya başlarsınız.

Bu sürecin en önemli kısmı ise eğitimdir. Siz ve bakıcınız, LVAD ile yaşamın tüm detaylarını uygulamalı olarak öğrenirsiniz. Alarmları tanımak, pilleri yönetmek, driveline pansumanını steril bir şekilde yapmak gibi konularda tamamen yetkin hale geldiğinizde ve tıbbi olarak durumunuz uygun olduğunda, yeni hayatınıza başlamak üzere taburcu edilirsiniz.

Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) tedavisi sağkalım, yaşam kalitesi ve fiziksel kapasite üzerinde ne gibi olumlu etkiler yaratır?

LVAD tedavisinin sağladığı faydalar, istatistiklerin ve rakamların çok ötesinde, adeta hayata yeniden başlamak anlamına gelir. Bu tedavinin en somut ve değerli etkileri, hem yaşam süresini uzatması hem de bu süreyi “yaşanmaya değer” kılmasıdır.

Ameliyat öncesi dönemde yatağa veya koltuğa bağımlı hale gelmiş, en basit ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan hastalar için LVAD, bir dönüm noktasıdır. Tedavinin olumlu etkilerini birkaç başlıkta özetleyebiliriz.

Yaşam Süresinde Anlamlı Artış:

LVAD’ın en temel başarısı budur. Yapılan büyük bilimsel çalışmalar LVAD takılan hastaların sağkalım oranlarının, sadece ilaç tedavisi alan hastalara kıyasla katbekat daha yüksek olduğunu göstermiştir. Modern cihazlarla birlikte başarı oranları o kadar artmıştır ki bir yıllık sağkalım %80-85’lere ulaşmıştır. Bu eskiden yaşam beklentisi aylar ile sınırlı olan hastalar için yıllarla ifade edilen değerli bir zaman kazanmak demektir.

Yaşam Kalitesinde Devrim Niteliğinde İyileşme:

LVAD’ın belki de en sihirli dokunuşu burada hissedilir. Amaç sadece hayatta kalmak değil hayata geri dönmektir. Hastaların büyük bir çoğunluğu, yani neredeyse 10 hastadan 8’i, ameliyat sonrasında adeta yeniden doğmuş gibi hisseder. Bu iyileşmenin getirdiği bazı güzellikler şunlardır:

  • Gece gündüz yaşanan nefes darlığının ortadan kalkması.
  • Sürekli yorgunluk ve bitkinlik hissinin yerini enerjiye bırakması.
  • Yürüyüş yapabilmek, alışverişe çıkabilmek gibi sıradan ama özlenen aktivitelere geri dönebilmek.
  • Aile ve arkadaşlarla kaliteli, keyifli zaman geçirebilmek.
  • Hastaneye bağımlı bir yaşamdan, kendi evinin konforuna ve bağımsızlığına kavuşmak.
  • Fiziksel Kapasitede Gözle Görülür Artış:

Bu iyileşme sadece bir “his” değildir, somut olarak ölçülebilir. Örneğin 6 dakikalık yürüme testi gibi standart ölçümlerde, hastaların yürüdüğü mesafe ameliyat sonrasında iki katına çıkabilir. Eskiden odadan odaya yürümekte zorlanırken, artık yüzlerce metreyi rahatlıkla yürüyebilir hale gelirler. Bu hastanın bağımsızlığını ve kendine olan güvenini yeniden kazanması demektir.

Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) ameliyatı ve sonrasındaki yaşamda karşılaşılabilecek başlıca riskler ve komplikasyonlar nelerdir ve bunlar nasıl yönetilir?

LVAD tedavisi, hayat kurtarıcı olduğu kadar, beraberinde yönetilmesi gereken ciddi riskler ve sorumluluklar da getiren karmaşık bir teknolojidir. Bu riskleri açıkça konuşmak, tedaviye bilinçli bir şekilde karar vermenin ve süreci başarıyla yönetmenin en önemli adımıdır. Unutulmamalıdır ki LVAD ekibiniz bu olası sorunları öngörmek ve yönetmek için her zaman yanınızdadır.

Bu süreçte karşılaşılabilecek başlıca potansiyel komplikasyonlar şunlardır:

  • Kanama: Pıhtılaşmayı önlemek için kullanılan kan sulandırıcı ilaçlar nedeniyle, özellikle mide-bağırsak sisteminde kanamalar görülebilir. Bu LVAD hastalarında en sık karşılaşılan komplikasyondur ve genellikle ilaç dozlarının ayarlanması veya endoskopik müdahalelerle kontrol altına alınır.
  • Enfeksiyon: Güç kablosunun (driveline) deriden çıktığı nokta, enfeksiyon için bir giriş kapısıdır. Bu bölgenin her gün titizlikle ve steril bir şekilde pansumanının yapılması, enfeksiyonu önlemenin en temel kuralıdır. Enfeksiyon gelişmesi durumunda uzun süreli antibiyotik tedavisi gerekebilir.
  • Pompa İçinde Pıhtı Oluşumu (Tromboz): Nadiren de olsa, pompa içinde kan pıhtısı oluşabilir. Bu durum cihazın çalışmasını etkileyebilir veya daha tehlikelisi, pıhtının beyne giderek inmeye yol açmasına neden olabilir. Yetersiz kan sulandırıcı kullanımı veya enfeksiyonlar bu riski artırabilir. Erken teşhis edildiğinde ilaç tedavileriyle yönetilebilir, ancak bazen pompanın değiştirilmesi gerekebilir.
  • İnme (Felç): LVAD hastalarında hem pıhtıya bağlı (iskemik) hem de beyin kanamasına bağlı (hemorajik) inme riski bulunmaktadır. Kan basıncının sıkı kontrolü ve kan sulandırıcı tedavisinin dikkatli ayarlanması bu riski azaltmada kritik rol oynar.
  • Sağ Kalp Yetmezliği: LVAD sol kalbe yardım ederken, kalbin sağ tarafı artan kan akışını yönetmekte zorlanabilir. Bu durum genellikle ilaçlarla yönetilir, ancak bazen sağ kalbi de geçici olarak destekleyecek ek müdahaleler gerekebilir.

Bu riskler korkutucu görünebilir, ancak modern cihazlar ve tecrübeli ekipler sayesinde bu komplikasyonların görülme sıklığı azalmış ve yönetimi çok daha başarılı hale gelmiştir. Tedavinin başarısı, hasta, ailesi ve LVAD ekibi arasındaki güçlü iş birliğine ve kurallara titizlikle uyulmasına bağlıdır.

Günümüzde kullanılan modern Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) teknolojisi, eski nesil cihazlardan nasıl farklılaşmıştır ve bu gelişmelerin hastalara sağladığı avantajlar nelerdir?

LVAD teknolojisinin son otuz yılda kat ettiği yol, adeta bilim kurgu filmlerinden gerçeğe dönüşen bir başarı öyküsüdür. İlk cihazlardan günümüzün modern sistemlerine olan bu evrim, her adımda hasta konforunu ve güvenliğini artırmaya odaklanmıştır.

Bu teknolojik gelişimi üç ana nesilde inceleyebiliriz:

  1. Nesil Cihazlar: Bunlar kalbin doğal atışını taklit etmeye çalışan, büyük ve mekanik olarak hantal pompalardı. Hareketli parçaları çok olduğu için sık arızalanır, gürültülü çalışır ve ömürleri oldukça kısa olurdu. Adeta bir “ilk deneme” olan bu cihazlar günümüzde artık kullanılmamaktadır.
  2. Nesil Cihazlar: Bu nesil, kanı bir pervane gibi sürekli bir akışla iten, çok daha küçük, sessiz ve dayanıklı cihazlardı. Bu sayede LVAD, ilk kez “kalıcı tedavi” seçeneği haline geldi. Ancak bu cihazların en büyük dezavantajı, kan hücrelerine karşı biraz sert davranarak pompa içinde pıhtı oluşma (tromboz) riskini artırmasıydı.
  3. Nesil Cihazlar (Günümüzün Altın Standardı): Şu anda kullandığımız ve “altın standart” olarak kabul edilen HeartMate 3 gibi cihazlar, teknolojinin ulaştığı zirveyi temsil etmektedir. Bu cihazlar, önceki nesillerin neredeyse tüm sorunlarını çözmüştür. En büyük yeniliği, “Tam Manyetik Levitasyon” teknolojisidir. Bu sistemde, pompanın tek hareketli parçası olan pervanesi (rotor), hiçbir yere sürtünmeden, tamamen manyetik bir yastık üzerinde havada asılı durarak döner.

Bu sürtünmesiz tasarımın hastalara sağladığı devrim niteliğindeki avantajlar şunlardır:

  • Pompa içinde pıhtı oluşma riski (tromboz) neredeyse sıfıra indirilmiştir.
  • Cihazın mekanik ömrü çok daha uzundur.
  • Kan hücrelerine karşı çok daha “nazik” olduğu için kanla ilgili komplikasyonlar önemli ölçüde azalmıştır.

Ayrıca bu modern cihazlar, kanın pompa içinde durgunlaşmasını önlemek için periyodik olarak hızını anlık değiştirerek “yapay bir nabız” oluşturur. Bu da sistemin daha güvenli ve fizyolojik çalışmasına yardımcı olur. Bu teknolojik harikalar sayesinde LVAD tedavisi, her zamankinden daha güvenli ve etkili bir hale gelmiştir.

Sol Ventrikül Destek Cihazı (LVAD) takıldıktan sonra günlük hayatımda, beslenmemde, aktivitelerimde ve psikolojik durumumda ne gibi değişiklikler olacak?

LVAD ile yaşama başlamak, yeni bir “normale” adapte olmayı gerektiren, hem heyecan verici hem de sorumluluk isteyen bir süreçtir. Bu yeni hayat, vücudunuzun bir parçası haline gelen bu cihaza özen göstermeyi ve bazı yaşam tarzı değişikliklerini benimsemeyi içerir. Unutmayın bu yolculukta yalnız değilsiniz; bu sizin ve size en yakın olan bakıcınızın birlikte yürüyeceği bir ortaklık yolculuğudur.

Günlük Rutinler ve Cihaz Bakımı:

Yeni hayatınızda bazı günlük rutinleriniz olacak. Bunlar zamanla alışkanlık haline gelecek ve hayatınızın doğal bir parçası olacaktır.

  • Driveline (güç kablosu) pansumanının her gün steril bir şekilde değiştirilmesi.
  • Cihazın pillerini düzenli olarak şarj etmek.
  • Dışarı çıkarken yanınızda mutlaka yedek piller ve yedek kontrol ünitesi taşımak.
  • Cihazın alarmlarını tanımak ve ne anlama geldiklerini bilmek.

Kişisel Hijyen ve Yasaklar:

En önemli kural, cihazın dış parçalarının asla ıslanmamasıdır. Bu nedenle hayatınızdan çıkarmanız gereken bazı aktiviteler vardır.

  • Yüzmek (havuz, deniz)
  • Banyo küvetini doldurarak yıkanmak
  • Jakuzi veya saunaya girmek

Bunlar kesinlikle yasaktır. Ancak bu temizlenemeyeceğiniz anlamına gelmez. Cerrahi yaralarınız iyileştikten sonra, cihazın dış parçalarını koruyan özel su geçirmez duş kitleri kullanarak güvenle duş alabilirsiniz.

Beslenme Düzeni:

Genellikle kalp sağlığına uygun, tuz içeriği kısıtlanmış bir diyet önerilir. Bu vücutta sıvı birikimini önlemeye ve kan basıncını kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Eğer kan sulandırıcı olarak Coumadin (Warfarin) kullanıyorsanız, diyetinizdeki K vitamini miktarı önem kazanır. Bu vitamin ilacın etkisini değiştirebilir. Önemli olan K vitamininden zengin besinleri (ıspanak, lahana, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler) tamamen kesmek değil her gün yaklaşık aynı miktarda ve tutarlı bir şekilde tüketmektir.

Fiziksel Aktivite ve Spor:

İyileşme süreciniz tamamlandıktan sonra, doktorunuzun onayıyla birçok fiziksel aktiviteye geri dönebilirsiniz.

  • Yürüyüş
  • Bahçe işleri
  • Hafif ev işleri
  • Golf gibi temas gerektirmeyen sporlar

Ancak düşme ve cihaza darbe alma riski taşıyan futbol, basketbol gibi temas sporlarından ve ağır kaldırmaktan kaçınmanız gerekir.

Psikolojik Uyum ve Destek:

Vücudunuza bağlı bir cihazla yaşama fikri başlangıçta endişe verici olabilir. Vücut imajınızla ilgili endişeler, anksiyete veya depresyon gibi duygusal zorluklar yaşanması normaldir. Aynı şekilde bakıcınız da büyük bir sorumluluk üstlendiği için stres ve yorgunluk yaşayabilir. Bu süreçte profesyonel psikolojik destek almaktan ve LVAD destek gruplarına katılarak sizinle aynı deneyimleri yaşayan insanlarla konuşmaktan çekinmeyin. Birbirinize destek olmak, bu yeni hayatın en önemli parçasıdır.

Call Now Button