Asendan aort anevrizması, kalpten çıkan ana atardamarın, yani asendan aortun duvarındaki bir zayıflık nedeniyle kalıcı olarak genişlemesi ve balonlaşması durumudur. Bu aort damarı genişlemesi, damarın yapısal bütünlüğünün bozulduğu anlamına gelir ve genellikle hiçbir belirti vermeden, sessizce ilerler. Çoğu zaman farklı bir tıbbi nedenle yapılan görüntüleme sırasında tesadüfen saptanır. Erken teşhis, bu potansiyel olarak ciddi durumun yönetiminde ve olası komplikasyonların önlenmesinde temel taşıdır. Bu durumun doğru anlaşılması, sağlık yolculuğunuzdaki en önemli ilk adımdır.
Tanım | Kalpten çıkan aortanın ilk kısmında (asendan aorta) meydana gelen anormal genişleme |
Neden Olan Etkenler | Hipertansiyon, bağ dokusu hastalıkları (Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu), biküspid aort kapağı, aortit, genetik yatkınlık |
Risk Faktörleri | Yaş, erkek cinsiyet, sigara kullanımı, aile öyküsü, kontrolsüz hipertansiyon |
Belirtiler | Genellikle asemptomatiktir; büyük anevrizmalarda göğüs ağrısı, nefes darlığı, yutma güçlüğü görülebilir |
Tanı Yöntemleri | Ekokardiyografi (TTE/TEE), BT anjiyografi, MRG, göğüs radyografisi |
Komplikasyonlar | Diseksiyon, rüptür, aort kapak yetmezliği, tromboz, emboli |
Tedavi Yöntemleri | Küçük anevrizmalarda medikal takip ve tansiyon kontrolü; büyük veya semptomatik anevrizmalarda cerrahi onarım (aort grefti) |
Takip ve İzlem | Düzenli görüntüleme (BT/MRG) ile çap izlemi, tansiyon kontrolü, kardiyoloji takibi |
Önleme Yolları | Hipertansiyonun kontrolü, sigaranın bırakılması, düzenli tarama (özellikle riskli bireylerde) |
Prof. Dr. Yavuz Beşoğul
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
2012 ve sonrası tv programları & Haberler
Asendan Aort Anevrizması nedir ve vücudun neresini etkiler?
Asendan aort anevrizması, kalpten çıkan ana atardamar olan aortun başlangıç kısmının, damar duvarındaki yapısal bir zayıflık sebebiyle kalıcı olarak genişlemesi veya balonlaşmasıdır.
Aortu, ucu kıvrık bir bastona benzetebiliriz. Kalpten çıkar, bir kavis yaparak göğüs ve karın boşluğu boyunca aşağıya doğru yol alır. Asendan aort, bu yapının kalpten hemen sonra gelen ve yukarı doğru yönelen ilk ve en kritik bölümüdür. Göğüs kemiğimizin hemen arkasında bulunur ve kalbimizin kan akışını düzenleyen aort kapağını, kalbi besleyen koroner damarların çıkış noktalarını da barındıran aort kökünü içerir. Dolayısıyla asendan aort anevrizması tam da bu hayati bölgeyi etkileyen bir durumdur.
Tıpta bir damarın çapının, o kişinin yaşına ve vücut ölçülerine göre olması gereken normal çapından 1.5 kat (%50) daha fazla genişlemesine anevrizma deriz. Daha hafif genişlemeler için ise “dilatasyon” veya “ektazi” terimlerini kullanırız. Pratik bir örnek vermek gerekirse, asendan aort için 4 cm ve üzeri bir çap genellikle dilatasyon (genişleme), 60 yaş altı bir kişide 5 cm ve üzeri bir çap ise artık bir anevrizma olarak kabul edilir. Asendan aort anevrizmaları, göğüs boşluğunda görülen tüm aort anevrizmalarının yaklaşık %60’ını oluşturur ve en sık karşılaşılan tiptir.
Bir Asendan Aort Anevrizması damar duvarında nasıl gelişir?
Asendan aort anevrizmasının temelindeki mekanizma, genellikle karın bölgesi anevrizmalarında gördüğümüz damar sertliğinden (ateroskleroz) oldukça farklıdır. Bu anevrizmaların neredeyse tamamı, “kistik medial dejenerasyon” olarak bilinen bir süreçten kaynaklanır. Bunu, aort duvarının orta tabakasının yapısal olarak çökmesi, adeta jöleleşerek zayıflaması gibi düşünebiliriz.
Aort duvarı üç katmandan oluşur. Ortadaki tabaka (media), damara esnekliğini ve basınca karşı direncini veren, düzenli sıralanmış elastin lifleri ve bu yapıyı sürekli onaran düz kas hücrelerinden oluşmuş bir ağdır. Anevrizma gelişiminde bu ağda bir dizi bozulma meydana gelir:
- Duvara esnekliğini veren elastin lifleri parçalanır ve incelir.
- Duvarı canlı ve sağlam tutan, sürekli onarım yapan düz kas hücreleri ölmeye başlar.
- Duvarın yapısal iskeletini oluşturan destek doku, bazı özel enzimler tarafından aktif olarak parçalanır.
- Yıkılan bu sağlam yapıların yerini, duvarın direncini azaltan jel benzeri bir madde doldurur.
Bu hücresel olaylar zinciri, damar duvarını zayıflatır. Burada basit bir fizik kuralı devreye girer: Bir borunun çapı ne kadar artarsa, içindeki basıncın duvara yaptığı gerilim de o kadar artar. Yani anevrizma genişlemeye başladıkça duvar üzerindeki stres daha da artar. Bu artan stres de duvarın daha fazla bozulmasına ve daha da genişlemesine yol açar. Bu anevrizmanın zamanla neden sürekli büyümeye devam ettiğini açıklayan tehlikeli bir kısır döngüdür.
Asendan Aort Anevrizması gelişimine yol açan risk faktörleri nelerdir?
Asendan aort anevrizması tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmaz. Genellikle genetik yatkınlıklar, doğuştan gelen kalp sorunları ve yaşam boyu maruz kalınan tansiyon yüksekliği gibi faktörlerin karmaşık bir etkileşiminin sonucudur. Bu risk faktörleri hastanın yaşına göre farklılık gösterebilir.
Genç hastalarda genellikle doğuştan gelen faktörler ön plandadır:
- Marfan sendromu
- Loeys-Dietz sendromu
- Ehlers-Danlos sendromu (vasküler tip)
- Biküspit aort kapağı (doğuştan iki yaprakçıklı aort kapağı)
- Ailesel anevrizma yatkınlığı (FTAAD)
- Turner sendromu
İleri yaştaki hastalarda ise genellikle sonradan kazanılmış, yıpranmaya bağlı faktörler daha sık görülür:
- İleri yaş (en yaygın faktör)
- Hipertansiyon (yüksek tansiyon)
- Sigara kullanımı (en önemli değiştirilebilir risk faktörü)
- Ateroskleroz (damar sertliği)
Genetik sendromlar Asendan Aort Anevrizması riskini nasıl artırır?
Marfan, Loeys-Dietz ve vasküler Ehlers-Danlos gibi sendromlar, vücudumuzun yapısal iskeletini oluşturan bağ dokusunu kodlayan genlerdeki bozukluklardan kaynaklanır. Bu aort duvarının doğuştan zayıf ve dayanıksız olmasına neden olur, bu da anevrizma gelişimine karşı kişiyi son derece yatkın hale getirir.
Bu sendromlara sahip hastalarda anevrizmalar genellikle çok daha genç yaşlarda ortaya çıkar, daha hızlı büyür ve en önemlisi, daha küçük çaplarda bile yırtılma riski taşır. İşte bu yüzden bu tanılardan birine sahip olan hastaların çok daha yakından takip edilmesi ve ameliyat kararının daha erken bir aşamada, daha küçük anevrizma çaplarında alınması gerekir. Örneğin normalde 5.5 cm çapında bir anevrizma için ameliyat önerilirken, Marfan sendromlu bir hastada bu sınır 4.5-5.0 cm’e, Loeys-Dietz sendromlu bir hastada ise 4.0 cm’e kadar inebilir.
Asendan Aort Anevrizması ailevi bir yatkınlık gösterebilir mi?
Evet, kesinlikle. Asendan aort anevrizması ve diseksiyonu, belirgin bir sendrom olmasa bile doğrudan aile üyeleri arasında genetik olarak aktarılabilir. Biz bu duruma “Ailesel Torasik Aort Anevrizması ve Diseksiyonu (FTAAD)” diyoruz.
Yapılan araştırmalar, göğüs aortası anevrizması olan hastaların yaklaşık %20’sinde, yani her beş hastadan birinde aile öyküsü bulunduğunu göstermektedir. Bu anevrizma geliştirme eğiliminin genetik bir bileşeni olduğunu açıkça ortaya koyar. Bu nedenle bir hastada asendan aort anevrizması teşhis edildiğinde, detaylı bir aile öyküsü almak bizim için kritik öneme sahiptir. Eğer ailede başka bir üyede anevrizma veya genç yaşta ani ve açıklanamayan bir ölüm öyküsü varsa, bu durum hastanın tüm birinci derece akrabalarının (anne-baba, kardeşler ve çocuklar) da bir aort taramasından geçmesini gerektirir. Bu proaktif yaklaşım ailedeki diğer risk altındaki bireylerin hayatını kurtarabilir.
Biküspit aort kapağı ile Asendan Aort Anevrizması arasındaki ilişki nedir?
Doğuştan üç yerine iki yaprakçığa sahip olan biküspit aort kapağı, asendan aort anevrizması için en önemli risk faktörlerinden biridir. Bu durum toplumun yaklaşık %1-2’sini etkileyen, en sık görülen doğumsal kalp anomalisidir. Biküspit kapağı olan hastaların %80’e varan bir kısmında hayatlarının bir döneminde aort damarında genişleme gelişebilir.
Bu güçlü ilişkinin altında yatan iki ana teori vardır. Birincisi, anormal kan akışıdır. Normal bir kapak kanı düzenli bir şekilde aortun merkezine doğru yönlendirirken, biküspit kapak kanı türbülanslı ve asimetrik bir şekilde adeta bir tazyikli su jeti gibi doğrudan aort duvarına çarptırır. Yıllar içinde bu sürekli mekanik stres, duvarın o bölgesini zayıflatır ve genişlemesine neden olur.
İkinci teori ise genetik bir yatkınlıktır. Biküspit kapak ve çıkan aort, anne karnındaki gelişim sırasında aynı kök hücrelerden oluşur. Bu ortak köken nedeniyle, kapaktaki genetik “hata”nın, aort duvarında da doğuştan gelen bir zayıflığa yol açtığı düşünülmektedir. Sonuç olarak genetik olarak zayıf bir aort duvarı, anormal kan akışının yarattığı sürekli mekanik strese maruz kalarak zamanla genişler. Bu nedenle biküspit kapak tanısı olan her hastanın, kapak fonksiyonu normal olsa bile, anevrizma gelişimi açısından düzenli olarak takip edilmesi hayati önem taşır.
Asendan Aort Anevrizması hangi belirtilere yol açar?
Asendan aort anevrizmaları genellikle yırtılma veya diseksiyon gibi hayatı tehdit eden bir komplikasyon gelişene kadar hiçbir belirti vermez. Bu hastalığın en tehlikeli yönü de bu “sessiz” doğasıdır. Anevrizma genellikle başka bir nedenle (örneğin bir zatürre şüphesiyle çekilen akciğer filmi veya bir check-up sırasında yapılan kalp ultrasonu) yapılan görüntüleme testleri sırasında tamamen tesadüfen saptanır.
Ancak anevrizma çok büyüdüğünde, göğüs içindeki komşu organlara baskı yapmaya başlayabilir. Bu durumda görülebilecek belirtiler şunlardır:
- Göğüste veya sırtta hissedilen künt, derinden gelen, sızlayıcı bir ağrı
- Nefes borusuna baskı sonucu oluşan nefes darlığı veya kuru öksürük
- Ses tellerini kontrol eden sinire baskı sonucu ortaya çıkan ses kısıklığı
- Yemek borusuna baskı sonucu görülen yutma güçlüğü
Eğer anevrizma yırtılır veya diseksiyona uğrarsa, belirtiler ani, çok şiddetli ve dramatiktir. Bu durum mutlak bir tıbbi acil durumdur ve derhal 112 aranmalıdır. Bu hayatı tehdit eden belirtiler şunları içerir:
- Göğüste veya sırtta aniden başlayan, “bıçak saplanır” veya “yırtılır” tarzda tarif edilen, dayanılmaz bir ağrı
- Ani tansiyon düşmesi sonucu yaşanan baş dönmesi, sersemlik veya bayılma
- Şiddetli ve ani başlangıçlı nefes darlığı
- Vücudun bir tarafında güçsüzlük, konuşma bozukluğu gibi inme belirtileri
Asendan Aort Anevrizması tanısı için hangi yöntemler kullanılır?
Asendan aort anevrizması tanısı, şüphe üzerine yapılan görüntüleme testleriyle kesinleştirilir. Anevrizmanın boyutunu ölçmek, şeklini belirlemek ve tedavi planını oluşturmak için üç temel görüntüleme yönteminden faydalanırız:
- Ekokardiyografi (EKO): Bu ses dalgaları kullanan bir ultrason yöntemidir. Girişimsel değildir, radyasyon içermez ve kolayca uygulanabilir. Özellikle aort kökü ve çıkan aortun başlangıç kısmını, ayrıca aort kapağının yapısını (örneğin biküspit olup olmadığını) ve fonksiyonunu (kaçak yapıp yapmadığını) değerlendirmek için mükemmel bir tarama ve takip aracıdır.
- Bilgisayarlı Tomografi Anjiyografi (BTA): Anevrizma değerlendirmesinde “altın standart” olarak kabul ettiğimiz yöntemdir. Hızlıdır ve tüm aort damarını baştan sona yüksek çözünürlüklü, üç boyutlu görüntülerle gösterir. Ameliyat planlaması için en detaylı ve en güvenilir bilgiyi sağlar. Ancak iyotlu bir kontrast madde kullanımını ve radyasyon maruziyetini gerektirir. Ölçüm hatalarını önlemek için çekimin kalp ritmiyle senkronize (EKG-gated) yapılması çok önemlidir.
- Manyetik Rezonans Anjiyografi (MRA): Radyasyon veya iyotlu kontrast madde kullanmadan yüksek çözünürlüklü görüntüler sunar. Bu özelliği sayesinde, özellikle genç hastalarda veya sık takip gerektiren durumlarda sıkça tercih ettiğimiz bir yöntemdir.
Doğru ve tutarlı ölçüm, anevrizma yönetiminin temelini oluşturur. Bu nedenle takip eden tüm tetkiklerde aynı yöntemin kullanılması ve ölçümlerin standart anatomik noktalardan yapılması, tedavi kararını doğru verebilmemiz için büyük önem taşır.
Bir Asendan Aort Anevrizmasının yırtılma veya diseksiyon riski ne zaman artar?
Bir anevrizmanın yırtılma veya diseksiyona uğrama riskini öngörmemizi sağlayan bazı önemli faktörler vardır. Bu risk değerlendirmesi, bir hastayı ne zaman ameliyata yönlendirmemiz gerektiğini belirleyen en önemli adımdır. Başlıca risk artırıcı faktörler şunlardır:
- Anevrizmanın maksimum çapı (boyutu)
- Anevrizmanın yıllık büyüme hızı
- Altta yatan genetik bir sendromun varlığı (Marfan, Loeys-Dietz gibi)
- Ailede aort diseksiyonu veya yırtılması öyküsü
- Kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon
- Sigara kullanımı
Bu faktörler arasında en kritik olanı anevrizma çapıdır. Çap arttıkça, duvar gerilimi de arttığı için yırtılma ve diseksiyon riski katlanarak artar. Özellikle çap 5.5 cm’yi aştığında risk belirgin şekilde yükselir. 6.0 cm’den büyük anevrizmalarda yıllık yırtılma riski %7’lere ulaşır. Aynı şekilde anevrizmanın hızlı büyümesi (yılda 0.5 cm’den fazla) de duvarın dayanıksız olduğunun bir göstergesidir ve çap ne olursa olsun önemli bir alarm işaretidir.
Asendan Aort Anevrizmasında “dikkatli bekleyiş” stratejisi neleri içerir?
“Dikkatli bekleyiş” veya aktif gözetim, ameliyat gerektirecek sınıra ulaşmamış (genellikle 5.0-5.5 cm’den küçük), küçük ve yavaş büyüyen anevrizmalar için standart yaklaşımdır. Bu “bekleyip görelim” demek değildir; aksine, anevrizmanın davranışını yakından izlemeyi ve riskleri proaktif olarak yönetmeyi amaçlayan aktif bir süreçtir. Bu stratejinin temel bileşenleri vardır:
- Belirlenen aralıklarla düzenli görüntüleme takibi (genellikle yılda bir kez MRA, BTA veya EKO ile)
- Kan basıncının ilaçlarla sıkı bir şekilde kontrol altında tutulması (hedef genellikle 130/80 mmHg altı)
- Yaşam tarzı risk faktörlerinin yönetilmesi
- Yaşam tarzı yönetimi özellikle önemlidir ve şunları içerir.
- Sigaranın kesinlikle bırakılması
- Ağır kaldırma (10-15 kg’dan fazla), ıkınma gerektiren işler ve rekabetçi sporlardan kaçınılması
- Yürüyüş, yüzme gibi orta düzeyde aerobik egzersizlerin teşvik edilmesi
- Kalp sağlığına uygun, tuzdan ve doymuş yağdan fakir bir diyetin benimsenmesi
Asendan Aort Anevrizması ne zaman ameliyat gerektirir?
Ameliyat kararı, anevrizma yönetimindeki en kritik kararlardan biridir. Bu kararı, anevrizmanın yırtılma veya diseksiyon riskinin, ameliyatın kendi riskinden daha yüksek olduğu bir noktaya ulaştığında alırız. Amaç bir felaket yaşanmadan, en güvenli zamanda müdahale etmektir. Güncel uluslararası kılavuzlara göre genel cerrahi eşikleri şunlardır:
- Herhangi bir risk faktörü olmayan kişilerde anevrizma çapının 5.5 cm’ye ulaşması
- Marfan sendromu veya aile öyküsü gibi risk faktörleri olanlarda çapın 5.0 cm’ye ulaşması
- Loeys-Dietz sendromu gibi çok agresif durumlarda çapın 4.0-4.5 cm’ye ulaşması
- Biküspit aort kapağı olan ve ek risk faktörleri taşıyanlarda çapın 5.0 cm’ye ulaşması
- Çapa bakılmaksızın, anevrizmanın yılda 0.5 cm’den fazla büyümesi
- Çapa bakılmaksızın, anevrizmaya bağlı ağrı gibi belirtilerin ortaya çıkması
Eğer biküspit kapağı olan bir hastanın kapak değişimi için zaten ameliyat olması gerekiyorsa, bu durumda anevrizma çapı 4.5 cm gibi daha düşük bir seviyede olsa bile, aynı seansta anevrizma onarımı da yapılır.
Asendan Aort Anevrizması ameliyatından sonra hastaları nasıl bir yaşam bekler?
İyileşme Süresi | Ortalama 15-20 gün; ameliyatın kapsamı ve eşlik eden durumlara göre değişebilir. |
Fiziksel Aktivite | İlk 6-8 hafta boyunca hafif yürüyüş önerilir; ağır kaldırma ve itme yasaktır. |
Tansiyon Kontrolü | Aort üzerindeki baskıyı azaltmak için ideal tansiyon 140/80 mmHg altında tutulmalıdır. |
İlaç Kullanımı | Beta blokerler, ACE/ARB grubu ilaçlar ve gerekirse kan sulandırıcılar verilir. |
Beslenme | Düşük sodyum, az yağlı, sebze-meyve ağırlıklı, yüksek lifli diyet önerilir. |
Görüntüleme Takibi | Ameliyat sonrası 3-6 ay içinde ve sonrasında yılda 1 kez BT anjiyo veya MR ile takip gerekir. |
Kapak Değişimi Eşlik Ettiğinde | Ek ilaç ve kontrol gereksinimleri doğar; INR takibi gerekebilir. |
Komplikasyonlar | Pseudoanevrizma, protez yerinde sorun, aritmi, yeniden anevrizma gelişimi riski vardır. |
Enfeksiyon Önleme | Göğüs kemiği enfeksiyonu, yara enfeksiyonu riski nedeniyle hijyen ve izlem önemlidir. |
Cinsel Aktivite | Tansiyon kontrolü sağlandıktan sonra, genellikle 4-6 hafta içinde mümkündür. |
Psikolojik Durum | Anksiyete ve depresyon görülebilir; psikolojik destek alınması faydalıdır. |
Sigara ve Alkol | Kesinlikle önerilmez; aort sağlığı için zararlıdır. |
Araç Kullanımı | 4-6 hafta sonra; konsantrasyon ve fiziksel iyileşme tamamlandığında başlanmalıdır. |
Kontroller | Kardiyoloji ve kardiyovasküler cerrahi takibi ömür boyu düzenli şekilde sürdürülmelidir. |
Planlı (elektif) asendan aort anevrizması ameliyatı sonrası uzun dönem sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Ameliyat sonrası ilk kritik dönemi başarıyla atlatan hastaların yaşam beklentisi, kendi yaşlarındaki sağlıklı bireylerle benzer seviyelere ulaşır ve yaşam kaliteleri de genellikle çok iyidir.
Ancak tedavi ameliyatla sona ermez. Ameliyat, mevcut sorunu çözer fakat altta yatan ve anevrizmaya yol açan damar hastalığı eğilimini tamamen ortadan kaldırmaz. Bu nedenle ameliyat sonrası sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve gelecekteki riskleri önlemek için ömür boyu sürecek bazı adımlar atmak gerekir.
İyileşme süreci genellikle hastanede 5-10 günlük bir yatışla başlar. Evdeki tam iyileşme ve göğüs kemiğinin kaynaması ise 2-3 ay sürebilir. Bu dönemde uyulması gereken bazı kurallar vardır:
- 4-6 hafta boyunca 5-10 kg’dan daha ağır bir şey kaldırmamak, itmemek veya çekmemek
- En az 3-4 hafta araba kullanmamak
- Yara yerini temiz ve kuru tutmak
- Doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanmak
Ameliyat sonrası yaşam tarzı değişiklikleri, sadece iyileşme sürecinin bir parçası değil aynı zamanda tüm damar sistemini korumak için ömür boyu sürecek bir taahhüttür. Bu değişikliklerin başında şunlar gelir:
- Sigarayı tamamen bırakmak
- Kan basıncını ve kolesterolü kontrol altında tutmak
- Kalp-sağlıklı bir diyet uygulamak
- Doktorun önerdiği şekilde güvenli, orta düzeyde fiziksel aktiviteyi hayata dahil etmek
Son olarak ameliyat sonrası ömür boyu takip hayati önem taşır. Ameliyat edilen bölge sağlam olsa da aortun diğer kısımları (aort arkı, inen aort veya karın aortu) zamanla genişleyebilir. Bu riski izlemek için, genellikle BTA veya MRA ile yapılan periyodik görüntüleme ve uzman doktor tarafından düzenli klinik değerlendirmeleri içeren ömür boyu süren bir takip programı oluşturulur.
Asendan Aort Anevrizması Ameliyatı’nı Yapan Doktorlar ve Hastaneler
Asendan Aort Anevrizması Ameliyatı'nı kalp ve damar cerrahları ,KVC yoğun bakımı olan özel hastanelerde veya devlet hastanelerinde yapılır.
Asendan Aort Anevrizması Ameliyatı Fiyatları 2025
Ortalama Asendan Aort Anevrizması Ameliyatını online ortamda yazamıyoruz. Hastanın durumuna, ameliyatın yapılacağı hastane, İzmir İstanbul veya Ankara gibi ameliyatın yapılacağı şehirlere göre fiyatlar değişmektedir.
Asendan Aort Anevrizması Ameliyatı Olanların Yorumları
Prof. Dr. Yavuz Beşoğul'un hasta yorumları için Google Haritalar ve Doktor Takvimi 'ni ziyaret edebilirsiniz.
En iyi Asendan Aort Anevrizması Ameliyatı yapan doktorlara bile başvurursanız, kontrolleri ihmal ederseniz sorun yaşanabileceğini unutmamak gerekir.